7.Sınıf : Türkçe 3.Ünite : Paragraf - Anlatım Biçimleri - Test Sorular
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
İş çıkış saatiydi. Belediye otobüsüne biner binmez gözlerim boş koltukları taradı. Kartımı okutup şoför arkası, üçüncü sıra, ikili koltuğun koridor tarafına oturdum. Kısa sürede doldu bütün koltuklar. Ayakta kalanlar koridordaki boşluklara sıralandı. Yolcuların çoğu prangasını geride bırakmış gibiydi; beklediği yolculuğa çıkmanın yarı gevşek, yarı tatminkâr rahatlığı görünüp kayboluyordu yüzlerinde. İnsan kımıltılarıyla, tıslayarak hareket etti otobüs.
Her şiiri kendi içinde bir bütün ve ayrı bir yapıt olarak değerlendirmek gerekir. Ne dermiş Poe: "Yetmiş beş şiirim var; her biriyle ayrı yapıtlar olarak gönenirim.” Bugün şiir kitaplarının tek ciltte toplanmasını anlamlandıramıyorum. Ben, şiir kitaplarının ayrı ayrı basılmasından yanayım. Çünkü her şiir ayrı bir yapıttır. Her bir şiir kitabı da ayrı bir kişiliğe, tarza sahiptir: Ben tek tek kitaptan yanayım. Her kitabın ayrı bir havası, ayrı bir kişiliği var.
‘Türkçe Bitki Adları” adlı bölümde yaklaşık 4.000 civarında bitki adı yer almaktadır. “Latince Bitki Adları” adlı bölümde ise; Türkçe bitki adlarının 1.300 kadarının Latince adı verilmektedir. “Renkli Resimler” adlı bölümde eserde yer alan bitkilerin fotoğrafları yine alfabetik bir sırayla yer almaktadır. Çalışmanın en önemli özelliği ise her bitkinin Anadolu ağızlarında geçen karşılıklarının verilmiş olmasındır.
Geniş bir tarla ve arkasında sıra sıra dizilmiş tepecikler... Tarlanın içinde eski bir yerleşim yerinin kalıntıları... Kim bilir hangi insanlara kucak açtı bu tarla? Ne aşklar ne savaşlar gördü bu tepecikler! Ah bir dilleri olsa da anlatıverseler bana! Hiç sıkılmadan dinlerim onları. Belki ben de onlara hayat türkümü mırıldanırım. Özlediğim anılardan, mutluluğa yelken açtığım denizlerden konuşuruz. Bir de yapmak istediklerimden...
Hacıbektaş ilçemizde yılın belirli günlerinde değişik etkinliklerin sergilendiği üç gün süreli “Hacıbektaş Veli’yi Anma Törenleri” düzenlenir. Bu törenler; güzel Türkçemizin eşliğinde folklor, bilim, kültür ve sanat ağırlıklıdır. Yurt içinden ve yurt dışından on binlerce insan katılarak manevi mutluluğa erişir. Mevsim çok sıcak olmasına rağmen katılanları Hacıbektaş serinliği rahatlatır. 13. yüzyılın ilk yarısında Moğol akınlarının etkisiyle Horasan’dan Anadolu’ya gelen ve insanlığın aydınlatılmasında önemli çabaları olan, sonraki yıllarda da "Horasan Erenleri” sözcükleriyle anılanlar arasında Hacıbektaş Veli’nin önemli yeri vardır. Hacıbektaş Veli, sosyal ve siyasal alanda önemli izler bırakan bilge kişi olup Bektaşi tarikatının piridir. Onun önderliğindeki Alevi-Bektaşi anlayışı, tüm Anadolu’daki gelişmelerle; Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan, Bosna, Kosova, Makedonya gibi Balkan ülkelerinde benimsenmiştir.
Cumhuriyet Dönemi Türk şiirinin seçkin isimlerinden Yahya Kemal Beyatlı, “Bu dil, ağzımda annemin sütüdür.” şeklinde ifadesini bulan engin Türkçe sevgisi ile Türk diline gönül ve emek verenlerin en önde gelenlerindendir. Onun şiir dili, “Beyaz Lisan” anlayışı etrafında, tabii söyleyişler hâlinde karşımıza çıkan “Yaşayan Türkçe”dir. Yahya Kemal, dil ve güzel Türkçemiz etrafındaki son derece anlamlı hükümlerine ve eserlerine dayalı tespitlerle değerlendirilmelidir.
Topal değildi ama baston kullanıyordu. Kuru bir meşe dalına benzeyen upuzun, incecik vücuduyla uyum içindeydi bastonu. Öyle ki uzaktan göründüğünde, kollarından birinin, bilekten sonra hastalıklı bir şekilde incelerek yere kadar uzamış olduğu izlenimi bırakıyordu. Sopayla eli arasında organik bir bağ vardı sanki. Onunla dokunurdu ilgi alanına giren her şeye. Canlı-cansız, rütbeli-rütbesiz fark etmezdi.
Sayfalarını bu kadar hızlı çevirdiğim başka bir kitap hatırlamıyorum. Hem ne olacak diye merak edip hem de kitabın bitmesini istememek ilginç bir duyguymuş. Bu yazarı bugüne dek keşfetmemiş olduğum için kendime kızıyorum.