7.Sınıf : Türkçe 9. Ünite : Metin Türleri ve Söz Sanatları - Metin Türleri - Test Sorular
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
1980 Eskişehir doğumluyum. Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdim. Kültür ve Turizm Bakanlığında Yazma Eser Uzmanı olarak çalışıyorum. 2017 "altKitap Öykü Ödülü” nde Zaman Meselesi adlı öyküm üçüncülüğe, 2018 yılında Zeytinburnu Belediyesi 4. Öykü Yarışması’nda Kalın Perdeler adlı öyküm birinciliğe değer bulundu. oggito.com’da Etli Dolma, edebiyathaber.net’te Böcek, Koza dergisinin 28. sayısında Balkon, 29. sayısında Hasta, Öykü Gazetesi dergisinde Bugün, Sözcükler dergisinde Yıldız Falı adlı öykülerim yayımlandı.
Birkaç adım ötemdeydi. İki yanı çalılık olan dar beton yolda duraksadım ve onun ağır ağır bir çalılıktan çıkıp diğerine girmesini bekledim. İlk kez bir kirpi görüyordum. O gayet sakindi ama benim tüylerim diken diken oldu. Sanki hayatımı duraksatmak, beton yolun üstünde sürünüşünü bana izletmek için çıkmıştı karşıma. Benden güçlü olduğunu duyumsuyordum, diğer bütün sürüngenler gibi.
• Güncel bir konuda yazılmıştır.
• Kişisel düşüncelere yer verilmiştir.
Nasreddin Hoca’nın hanımı evde eğirip yumak hâline getirdiği iplikleri Hoca’ya verir, pazarda sattırırmış. İplikçilerde saf buldukları Nasreddin Hoca’nın yumak ipliklerini alavere dalavere ile ucuza elinden alırlarmış. Durumu anlayan ama bir şey yapamayan Hoca, bir gün kellecide bir deve başına rastlar. Alır eve götürür, temizler ve iplikleri buna sardırır. Pazara geldiğinde Hoca’nın alıcıları başına üşüşür. Pazarlık esnasında Hoca, bu büyükçe ve ağır yumağa geçmişin acısını çıkaracak bir fiyat ister. Yumağı gözü tutan uyanık iplikçi, ağırlığına nispeten "Hoca, bunun içinde taş mı var?” diye sorar. Hoca, “Yok, devenin başı!” der. Cevaba gülen iplikçi, parayı sayar ve yumağı alır. Hâliyle ertesi gün iplikçi ve Hoca, Kadı Efendi’nin huzurundadır. Hoca, olan biteni anlatır ve ben “Yok, devenin başı dedim mi, demedim mi?” diye sorar. İplikçi şaşkın vaziyette “ Evet, söyledin am a...” deyince Kadı Efendi “Anlaşıldı Hoca, gidebilirsin.” der.
Genellikle halkın yarattığı, ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen, çoğunlukla olağanüstü durum ve olayları yine olağanüstü kahramanlara bağlayarak anlatan halk hikâyelerine masal denir.