9. Sınıf : Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi - 1. Ünite : Bilgi ve İnanç Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
İman ilkeleri:
“Elif-lâm-mîm. İşte kitap (Kur’an-ı Kerim) ; onda asla şüphe yoktur. O, günahtan sakınanlar için bir rehberdir. (Onlar, Müslümalar) gayba iman ederler, namazı kılarlar, kendilerine verdiklerimizden hayra harcarlar; Sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler ve âhirete de onlar kesin olarak inanırlar. Rableri tarafından gösterilen doğru yol üzerinde olanlar ancak onlardır ve kurtuluşa erenler de yalnızca onlardır.”
(Bakara suresi, 1-5. ayetler)
“İman karşılığında küfrü satın alanlar Allah’a hiçbir zarar veremezler. Onlar için elem verici bir azap vardır.” (Âl-i imrân suresi, 177. ayet.)
“İman edip salih amel işleyenler var ya; onları içinden ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennet köşklerine yerleştireceğiz. Böyle iyi iş yapanların mükâfatı ne güzeldir!” (Ankebut suresi, 58. ayet.)
İslamiyet, Müslümanların ilme ve bilgiye önem vermelerini ister. Doğru bilgiyi doğru kaynaktan öğrenmeye teşvik eder. Dini konularda bilgi sahibi olmayanların konu hakkında bilgisi bulunanlara danışılması İslam'ın üzerinde durduğu en önemli prensiplerden birisidir.
“Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp bunların hepsi ondan sorumludur.” (İsrâ suresi, 36. ayet.)
İman ile bilgi arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Ancak şunu unutmamak gerekir ki iman konusunda bilgi sahibi olmak iman etmek için yeterli değildir. Eğer yeterli olmuş olsaydı bu konuda bilgi sahibi olan herkesin Müslüman olarak değerlendirilmesi gerekirdi. Bundan dolayı iman ile bilgiyi birbirine tastamam olacak şekilde eşitlemek doğru değildir. Burada kişiye düşen asıl görev iman konusunda gerekli araştırmaları yapması ve edindiği bilgiler çerçevesinde başta evren olmak üzere her şeyi belli bir düzen içerisinde kuran bir yaratıcının olduğunu kalben inanmasıdır.
İslam akaidi; İslamiyet’te inanılması kesin ve zorunlu olan iman esaslarına denir. Bu iman esasları aynı zamanda İslam dininin temel kuralları olarak da bilinir. Kısaca İslam akaidinin temelinde “iman” olgusu vardır, iman kelime olarak güven duygusu içinde tasdik etmek, şüphe ve tereddütten uzak bir şekilde bağlanmak anlamlarına gelir, imanın zıttı ise inkârdır. Müslüman; iman esaslarını kabul eden kimseye denir. Kâfir ise iman esaslarından birisini ya da tamamını inkar eden kimseye denir.
Yukarıdaki paragraftan;
I. İslam inanç esaslarından herhangi birisini kabul etmemek, inkar etmek kişiyi Müslüman olarak nitelemekten çıkarır.
II. İnkâr anlamca imanın zıttıdır.
III. İslam dininde inanılması mecburi olan esaslara İslam akaidi denir.
IV. İslam inancının temelinde iman etme bulunmaktadır.
(....): Herhangi bir araştırma yapmadan ve delillere dayanmadan başta aile olmak üzere çevrenin etkisiyle oluşan imana denir. Bu iman türü delillere dayanmadığı için zayıftır ve bir engelle karşılaşıldığı zaman kişi büyük şüphelere düşebilir.