Ünite Tekrar Testleri - 3

“De ki: “Allah sizi yaşatıyor. Sonra sizi öldürecek, sonra da kendisinde şüphe olmayan Kıyamet gününde sizi bir araya getirecek, ama insanların çoğu bilmezler.” (Casiye, 45:26)

“Güneş dürüldüğü, yıldızlar bulanıp söndüğü, gebe develer salıverildiği, dağlar yürütüldüğü, denizler kaynatıldığı, ruhlar (bedenlerle) eşleştirildiği zaman” (Tekvîr, 81:1-6)

Bu ayetler ile ilgili;

I. dünya düzeninin bozulacağı ve dünya hayatının sona ereceği,
II. işlenilen hiçbir amelin karşılıksız kalmayacağı,
III. insanların Allah tarafından diriltileceği

Ahirete inanan insan için ölüm bir son değil, yeni bir hayatın başlangıcıdır. Nitekim İnsanlık tarihi, bu inançla ölüm korkusunu yenmiş nice zayıf toplulukların çok daha güçlü topluluklara karşı kazandıkları zaferlerle doludur. Kur’an-ı Kerim peygamberlerin hayatlarını anlatırken bizlere bunun örneklerini verir. Müslüman Türk askerinin imkânsız gibi görünen Çanakkale Zaferi’ni kazanmasında da ahiret inancının rolü çok büyüktür.

Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de “Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyat, 51:56) buyurmuştur. Buna göre, dünya hayatı geçicidir. Âdeta bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Kalıcı ve sürekli olan ise ahiret hayatıdır.

İslam dinine göre ahiret, kıyametin kopması ve yeniden dirilme, Kur’an ayetleri ve Hz. Muhammed’in hadislerinde ifade edilir. İslam’da ahiret gününe inanmak, imanın bir rüknü, inancın bir parçasıdır. Ahirete iman etmeyen, gerçek mü’min olamaz. Kur’an’da müminin özellikleri sayılırken “(Onlar) namaz kılan, zekât veren ve ahirete de kesinlikle inanan (müminlerdir.)”(Bakara, 2:3) buyrulur.

Dinimize göre ölüm bir yok oluş değildir. Allah (c.c.), dünya yaşamı bittikten, tüm canlılar öldükten belli bir zaman sonra bizleri başka bir alemde tekrar diriltecektir. Her insan dünya hayatında yapmış olduğu amellerden dolayı sorguya çekilecektir. İyilik yapanlar ödüllendirilecek, kötü amel işleyenler ise cezalandırılacaktır. İşte buna ahiret inancı denir.

“Sizi boş ve anlamsız yere yarattığımızı ve bize dönmek zorunda olmadığınızı mı sanıyorsunuz?” (Mü’minun, 23:115)

Vefat eden bir Müslümanın arkasından yapılması gereken görevler vardır. Bunların başlıcaları; cenazeyi yıkamak, kefenlemek, cenaze namazını kılmak, cenazeyi defnetmek, ardından dua etmek, varsa borçlarını ödemek ve hayırda bulunmaktır.

I. "... Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar bir perde vardır.'' (Mü'minun, 23:100)
II. "İnsan, kemiklerini toplayıp birleştiremeyeceğimizi mi sanıyor? Evet, parmaklarına varıncaya kadar yeniden yapma ya gücümüz yeter." (Kıyâmet 75:3-4)
III. "Kimlerin sevabı ağır gelirse işte onlar kurtuluşa erenlerdir. Ama kimlerin sevabı da hafif gelirse işte onlar, ayetlerimize haksızlık etmiş olmaları sebebiyle kendilerini ziyana sokanlardır.'' (A'raf, 7:8-9)

İyilik ve kötülüklerin tartıldığı terazinin kurulup, amellerin tartılması.
Sura üfürülmesi ve herkesin tekrar dirilerek kabirlerden kalkıp, toplandığı meydan.