Ünite Tekrar Testleri - 1

Filozofların görüşleri ve yaşamları, felsefe ile ilk defa tanışan
bir kişi için onların gerçeklerden uzak, kendi dünyalarında
yaşayan kişiler olduklarını düşünmelerine neden olabilir. Filozoflar
bu izlenimlerine rağmen yaşadıkları çağın ve toplumun
acılarıyla, sevinçleriyle, bunalımlarıyla, coşkularıyla ve
heyecanlarıyla yoğurulmuş kişilerdir. Filozofları hırçın dalgalarda
savrulan iskele gibi düşünebiliriz.

Felsefe ile bilimin amaç yönünden farkı yoktur.

“Tabiat hakkında toplu bir görüşün araştırılması, genel bir açıklama denemesidir.” A.Weber

Felsefe ile bilimin amacı ortak olsa dahi, bilim nesnel bilgiler
üretme ve doğruluğu kanıtlanabilir olma iddasıyla kullandığı
yöntemlerle felsefi bilgiden ayrılır.

Felsefe tarihinde filozoflar, kendinden önce ortaya konulan
bilgileri akıl süzgecinden geçirir, onlarla ilgili sorular sorar
sonrasında felsefelerini ortaya koyarlardı.

Felsefe aradığımız çözümleri versin ya da vermesin ona, evreni ve yaşadığımız dünyayı anlamlı kılma uğraşı diyebiliriz.

Bir anlatım biçimi olarak felsefe, ilgilendiği ve açıklamaya
çalıştığı her şeye eleştirel yaklaşır. Filozoflar, bilgilerini yetersiz
bulan ve sürekli arayan, edindiği bilgilere soru soran
eleştiren kişilerdir.

Felsefe dinsel düşünceden ayrılarak, sorulmayanı sorarak,
özünde dinden ayrılmayan mitosları aşarak, akıl yürütmelerle
ve cevap arama çabasıyla başlamıştır.

Felsefi bilginin doğruluğu araştırılamaz çünkü felsefe bilgileri
kurallarla açıklamaya çalışmaz ve kesin doğruluk değeri
içermez.

Felsefe insanın evreni, doğaüstü güçlerden sıyırarak mantık
çerçevesi içinde anlama ve açıklama çabasıyla doğmuştur.