12. Sınıf : Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi - 1. Ünite : İslam ve Bilim Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
İbn-i Heysem’in geometri ve sayı teorisine kattığı zenginlik, Archimedes’in etkisi altında olan ve günümüze kadar süregelen yaklaşımların çok ötesine geçmiştir. Günümüzde ise geometri ve sayı teorisi ile ilgili ulaşılan bilgiler farklı bilim adamlarının katkılarıyla belli bir noktaya kadar ilerleme imkânı bulmuştur.
Allah (c.c.) sonsuz ilmi ve kudreti ile bu evreni yaratmıştır. Aynı zamanda evrenin kusursuz bir şekilde işlemesi için de muhteşem bir sistem yaratmıştır. Varlıkların tamamı, mevcudiyetini Allah’ın (c.c.) yarattığı bu kusursuz sistem içerisinde devam ettirmektedir. Allah’ın (c.c.) evrene koymuş olduğu bu sistem “sünnetüllâh” ya da “âdetüllâh” olarak bilinir. Sünnetüllâh sabittir, değişmez. Allah’ın (c.c.) koymuş olduğu bu evrensel yasalara kimse müdahale edemez.
“İslam dininin iman esaslarını ve amellere ilişkin temel ilkeleri Kur’an ve hadislerden hareketle belirleyen, onları Kur’an ve hadis bütünlüğü çerçevesinde temellendirip akil yöntemlerle destekleyen ve karşı fikirleri eleştirip cevaplandıran” ilme denir.
Bu ünlü ilim adamı özellikle tıp alanındaki çalışmalarıyla tanınmıştır. Enfeksiyonu tarif etmiş, idrar tahlili yapmış, şeker hastalığının tedavisi üzerinde çalışmış, menenjit hastalığını bilimsel bir şekilde tespit etmiştir. Yıllarca insanlara şifa dağıtmış, yazdığı eserlerle tıp ilminin gelişmesine katkıda bulunmuştur. “El-Kanun fi’t-Tıp ve Kitabüş-Şifa” onun en meşhur eserleridir. Onun “El-Kanun Fi’t-Tıp” adlı eseri yıllarca Avrupa tıp okullarında ders kitabı olarak okutulmuştur.
Osmanlı şehirlerindeki vakıfları, sosyal ve kültürel hizmetler açısından ele aldığımızda, toplumun ihtiyaç duyduğu her alandaki hizmetlerin vakıf yoluyla yapıldığı görülebilir. Dolayısıyla vakfın en makbulü, “İnsanların en acil ihtiyaçları olan şeyi vakfetmektir.” anlayışından hareketle, insanlara faydalı olabilecek her türlü dini-ahlaki ve sosyal hizmetler vakıflar kanalıyla sağlanmıştır.
Bu bilim insanına Orta Çağı’n en meşhur doktoru anlamına gelen Avicenna denmiştir. Harikulade ansiklopedik bilgisiyle, bir dahi idi. En büyük eseri olan "el-Kanun", "Tıbbın Kanunları" altı asır boyunca, Avrupa'nın bütün tıp fakültelerinde okutulmuştur. İrisin tam izahını, göz evindeki adalelerin durumu konusundaki çalışmaları O’na borçluyuz. O, jeolojide de isim yaptı. Dağların teşekkülüne dair şayan-ı dikkat izahat sebebiyle Garrison, ona "jeolojinin babası" ismini verir.
İslam kültür ve medeniyetinin temel esaslarından biri de danışmadır. Danışma, uygulamalarına diğer kültür ve medeniyetlerde de rastlanmaktadır. Mesela eski Yunan ve Roma toplumlarında var olan demokrasi uygulamaları şûrâya dayansa da toplumun bütün kesimlerini kucaklamıyordu. Cahiliye dönemi Mekke toplumunda kabile başkanları Darun Nedve'de toplanıyorlardı. Aldıkları kararlara toplumun katılımı söz konusu değildi. Hz. Peygamber ”... Onların işleri aralarında müşavere edilir...” (Şûra, 42:38) doğrultusunda danışma prensibini hayata geçirmiştir.
İslam dininin uygulamaya ilişkin esaslarını saptayan, bunları kanıtlarıyla açıklayan ilim dalıdır. Bu bilimle uğraşan kimselere fakih adı verilir. En tanınmışları İmam-ı Âzam unvanıyla anılan Ebu Hanife, Muhammed bin İdris eş-Şafii, Ahmed bin Hanbel ve Malik bin Enes’tir.