12. Sınıf : Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi - 1. Ünite : İslam ve Bilim Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan, ikisinden birçok erkek ve kadın üretip yayan rabbinize itaatsizlikten sakının. Adını anarak birbirinizden dilek ve istekte bulunduğunuz Allah'a saygısızlıktan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.”
(Nisa suresi, 1. ayet)
Verilen ayette;
I. İnsan-Allah ilişkisi
II. İnsan-insan ilişkisi
III. insan-çevre ilişkisi
Bilim ile din aslında çatışmaz. Zira akl-ı selim ile ……………… çatışması imkansızdır.
“Kime uzun ömür verirsek onu yaratılış çizgisinde tersine çeviririz. Hiç düşünmezler mi?”
(Yasin suresi, 68)
“Allah o su ile size ekin, zeytin, hurma, üzüm ve daha türlü türlü ürünler de bitirir. İşte bunda düşünen bir topluluk için büyük ibret vardır.”
(Nahl suresi, 11. ayet)
Mektep hakkında;
I. Bugünkü anlamıyla ilkokul seviyesinin karşılığı olup genellikle okuma ve yazma eğitimlerinin verildiği okullardır.
II. Hz. Muhammed (s.a.v.), Bedir Savaşı’nda esir düşenler arasından okuma yazma bilenleri, Müslümanlardan on kişiye okuma yazma öğretmelerine karşılık serbest bırakmıştı. O dönemde bu eğitim faaliyetleri birkaç sınıf oluşturularak devam ettirilmişti. Bu çalışma, mektep kavramının o dönemde de olduğunu göstermektedir.
III. Hulefa-i Raşidin döneminde ve özellikle Hz. Ömer zamanında mekteplerin sayısında büyük bir artış yaşanmıştır.
IV. Emevi ve Abbasiler döneminde de mektepleşme önem verilmiş ve pek çok yerde mektep açılmıştır.
Türkler, İslam’ı benimseyip kabul ettikten sonra İslam bilim tarihinde pek çok büyük çalışmalara imza atmışlardır. Özellikler Büyük Selçuklu hükümdarı Alparslan’ın emriyle veziri Nizâmülmülk tarafından 1067 yılında Bağdat’ta kurulan Nizamiye Medresesi İslam dünyasındaki ilk medrese olmasının yanı sıra burada İslami ilimlerin yanında edebiyat, matematik, felsefe gibi dersler de okutulmuştur. Nizamiye Medresesi örnek alınarak İslam dünyasının pek çok yerine aynı tarzda medreseler açılmıştı. Basra, Herat, Belh, Musul bu yerlerin başında gelir. Aynı zamanda Konya, Sivas’ta da benzer medreseler de açılmıştır.
Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle buyurdular:
“Yalnız şu iki kimseye gıpta edilir:
Allah’ın kendisine İhsan ettiği malı hak yolunda harcayıp tüketen kimse;
Allah’ın kendisine verdiği ilimle yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına da öğreten kimse.”
Buhârî, İlim 15)
Buna göre;
I. Hayır ve güzel yolda kullanılan maddi zenginlik imrenilmeye layıktır.
II. İlim sahibi olup bunu hayatında yaşayan ve başkalarına da öğretenler İslam tarafından sevilen kimselerdir.
III. Din, bireylerin ilim sahibi olmalarını ister.
IV. Allah (c.c.) katında değerli olan kimselerin temel özelliği hayatlarının büyük bir kısmını namaz ve oruç gibi ibadetler ile geçirenlerdir.
İslam tarihinde ilk hastane 707 yılında Emevi Halifesi olan Velid b. Abdülmelik tarafından inşa edilmiştir. Yine Türk asıllı Feth b. Hakan tarafından 861 yılında Mısır’daki Fustat şehrinde ve Bağdat’ın Harbiye semtinde açılan şifahaneler inşa edilmiştir. Bu tarihten sonra da hastanelerin sayısında hızlı bir artış yaşanmıştır. Yine akıl hastalarının tedavi edilmesi için de müstakil akıl hastaneleri inşa edilmiştir.
Allah (c.c.) tarafından evrene koyulan ve işletilen bir sistem bulunmaktadır. Bu sistem akıl, deney ve gözlem metotları ile araştırılarak sistemin içerisindeki sebep sonuç ilişkileri keşfedilmektedir. Bulunan sonuçlar da insanlığın hizmetine sunulmaktadır. Anlatılan bu olguların gerçekleşmesine ise bilim denir.
Tefsir ilmi Kur’an-ı Kerim’in ayetlerinin doğru bir şekilde anlaşılmasını, içerdiği hükümlerin dayandığı delillerin belirlenmesini ve ayetlerin belli bir metot üzere yorumlanmasını sağlar. Tarih içerisinde tefsir ilmi ile uğraşmış, hayatını bu alana adamış pek çok İslam bilgini vardır. Bu kimselere müfessir denir. Kur’an-ı Kerim açıklanırken dikkat edilmesi gereken bazı ilkeler vardır. Bu bağlamda Arap dilinin iyi bilinmesi, Kur’an ilimlerine vakıf olunması, ayetlerin bir bütünlük içerisinde incelenmesi, sünnet-Kur’an ilişkisinin bilinmesi elzemdir.