6. Sınıf: Türkçe - 1. Ünite: Sözcükte Anlam - Ünite Tekrar Testleri Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Bir sözcüğün cümle içerisinde birden fazla anlama gelecek şekilde kullanılmasına çok anlamlılık denir.
I. Anneanneme ev işlerinde yardımcı olsun diye bir hizmetçi tutuldu.
II. Güneş tutulması bu yıl ülkemizden tam olarak gözükebilecekmiş.
III. Teyzem, tutulduğu bu amansız hastalıktan hâlâ kurtulamadı.
IV. Öğrencilerin okula rahat gidip gelebilmesi için bir araba tutuldu.
Yurdumuzu, dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş, refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Milli kültürümüzü, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkaracağız.”
(Mustafa Kemal Atatürk)
Türk kültürü çok eskilere dayanan bir kültürdür. Bu kadar eskiye dayanan bir milletin kültürel unsurları da çok zengin olur. Şenliklerine, âdetlerine, düğünlerine ve misafirperverliklerine bakarak bunları görebiliriz.
Gerçek anlam: Bir sözcüğün söylendiği zaman akla gelen ilk anlamına gerçek anlam denir.
Mecaz anlam: Sözcüğün gerçek anlamdan tamamen sıyrılarak yeni bir anlam kazanmasıdır.
Terim anlam: Sözcüğün sanat, spor, meslek dalı vb. terimleri hatırlatacak şekilde kullanımıdır.
Zıt anlam: Anlam olarak birbirinin karşıtı olan sözcüklerin bir arada kullanılmasıdır.
Dünyanın en masum varlıkları, hiçbir karşılık beklemeden sadece doğanın döngüsü ve insanlara hizmet için çalışan hayvanlardır.
Anlamca birbirinin karşıtı olan, birbiriyle çelişen sözcüklere zıt anlamlı sözcükler denir. Sözcüğün olumlu - olumsuz biçimleriyle zıtlık kavramı birbirine karıştırılmamalıdır.
Herhangi bir meslek, sanat ve bilim dalıyla ilgili kavramlara terim anlam denir.
Reşat Nuri Güntekin’in kaleminden çıkan “Çalıkuşu” aslında ilk kez 1921 yılında, o dönemki Vakit gazetesinde yayımlanmıştı. Roman olarak da 1922’de basıldı. Beyaz perdeye ise Osman Seden yönetmenliğinde 1966’da uyarlandı.
Bu cümlede altı çizili söz ile “sinema” sözcüğü birden fazla sözcükle dolaylı yoldan ifade edilmiştir. Amaç anlatılanı daha kuvvetli söylemektir.
Bir zamanlar Anadolu’da tatlı dilli, güler yüzlü bir şeyh yaşarmış. Bu şeyhin cüppesinin eteklerinde yüzlerce çıngırak bulunurmuş. Bu şeyh bir gün azılı bir hırsızın yakalanmasını sağlamış. Halk da sevinçlerinden onu, omuzlarından tutup havaya kaldırınca eteğindeki çıngıraklar ötmeye başlamış. Bu olaydan sonra o yerin ahalisi bir şeye çok sevinip mutlu olanları görünce bu deyimi kullanmaya başlamışlar.