Ünite Tekrar Testleri - 1

Resimlerde görüldüğü gibi ellerine yağlı boya bulaşan bir çocuk ile giysisine reçel damlamış olan birisi bunları temizlemek için su kullanıyorlar. Ellerine yağlı boya bulaşan çocuk suyla boyayı temizlemeyi başaramamış, fakat giysisine reçel damlamış olan çocuk reçeli temizlemeyi başarmıştır.

Buna göre,

I. Yağlı boya suda çözünmemiştir.
II. Reçel polar özellikte maddeler içeren bir karışımdır.
III. Yağlı boyayla reçel karıştırılırsa heterojen karışım elde edilir.

Su miktarının alkol miktarından fazla olduğu alkol su homojen karışımından bir miktar su uzaklaştırıldığında,

I. Alkolün hacimce yüzde oranı azalır.
II. Elektrik iletkenliği artar.
III. Daha derişik bir çözelti elde edilir.

Oda koşullarında 20 gram saf su içine 30 gram X tuzu ilave edildiğinde 10 gramı çözünmemektedir.

Kemah tuzlasında dağdan gelen tuzlu su yukarıdaki gibi derinliği 20 cm’lik havuzlara doldurulup güneş altında bekletilmektedir. Bir süre bu havuzlarda beyaz olarak biriken tuzlar alınıp süzgeçten geçirilip kurutulduktan sonra hiç bir işlem görmeden doğal haliyle paketlenmektedir.

Buna göre, yukarıdaki tuzlada tuz elde etme işleminde,

I. Buharlaşma
II. Süzme
III. Damıtma

Oda sıcaklığında 34 gram X tuzu 50 gram suda tamamen çözünüldüğünde doygun çözelti elde ediliyor.

Sofra tuzu olarak kullandığımız tuz sodyum klorür kristalidir. Sodyum klorür iyonik bir maddedir. Bir sodyum klorür kristali, negatif klorür iyonları ve pozitif sodyum iyonlarından oluşmuştur.
Polar su molekülleri bu pozitif ve negatif iyonları etrafına dizilir. Su molekülünün kısmi pozitif kutupları negatif yüklü klorür iyonlarını çeker ve tuz kristalinden ayırır. Su molekülünün kısmi negatif kutuplar ise pozitif yüklü sodyum iyonlarını çeker ve tuz kristalinden ayırır. 
Suda tamamen çözünen sodyum klorür iyonları.su molekülleri tarafından sarılır. Etrafı sarılan, sodyum ve klorür iyonları su içinde gözle görülmeyecek şekilde homojen dağılır.

Buna göre sofra tuzunun çözünmesi ile ilgili,

I. Çözünen tanecikleri arasındaki etkileşimler kırılır
II. Çözücü molekülleri arasındaki etkileşimler kırılır.
III. Çözücü ve çözünen tanecikleri arasında yeni etkileşimler kurulur.

Homojen karışımlarla ilgili,
 

I. Gaz halinde olabilir.
II. Bileşenler kendi özelliklerini kaybeder.
III. Tümü elektriği iletir.

Van Gölü dünyanın en büyük sodalı gölüdür ayrıca Türkiye’de bulunan en büyük göldür. Gölün suyunun tuzluluğu kütlece % 42 ve soda oranı kütlece %34 dür. Bu oranlar, biyolojik çeşitliliği sınırlamaktadır. Tek bir tür olan inci kefalyaşamaktadır.

Buna göre, Van gölünün su özelliğine bakarak,

I. Çözeltide birden fazla çözünen olabilir.
II. Göl suyu soda bakımından derişiktir.
III. Soda polar çözücülerde çözünebilir.

Kolonyada çözücü madde oranı hacimce ya da derece olarak belirtilir. 80° limon kolonyası limon esansı ile beraber 1 0 0 mL kolonya içerisinde 80 mL etil alkol olduğunu gösterir.

Anaerobik çürütücü bakteriler deniz tabanına biriken organik atıklardan metan gazı ortaya çıkarır. Bu sayede deniz tabanında biriken organik atıkların temizlenmesine katkı sağlayan bu bakterilerin oluşturduğu metan gazları tabandan deniz  suyuna ulaştığında resimde görüldüğü gibi kabarcıklar şeklinde hareket ederek deniz yüzeyine ulaşırlar.

Buna göre bu olayla ilgili,

I. Metan suda çözünmez
II. Metan apolar bir yapıya sahiptir.
III. Metan ile su arasında iyon indüklenmiş dipol etkilişimi vardır.

Terebentin bazı ağaçların reçinesine verilen isimdir. Çam terebentin veya çam yağı olarak adlandırılan ve çamın reçinesinden elde edilen yağ, güçlü bir antibiyotik özelliğine sahip olmakla birlikte ağrı kesici ve idrar söktürücü özellikleri de vardır. Aynı zamanda yağlı boya ile yapılan uygulamalarda inceltici olarak kullanılır. Tinerin aksine boyayı matlaştırmaz parlaklığını ve canlılığını korur.

Buna göre terebentin ile ilgili,

I. Suda çözünmez
II. Zeytinyağı ile oluşturduğu karışım homojendir.
III. Apolar bir çözücüdür.

Tüple dalan dalgıçlarda tüpte bulunan N2 ve 0 2 gazlarını solurken normalde vucutta kullanılmayan N2 soluk verilirken dışarı atılır. 
Dalgıçlar suyun dibine indikçe üzerlerindeki basınç arttığı için iç basınçlarını da arttırır. Bunun sonucu 0 2 gazının yanında N2 gazlarının da kandaki çözünürlüğü artar. 
Dalgıç aynı basınçta kaldığı sırada sıkıntı olmaz fakat suyun altından yüzeye ani çıkış yaparsa üzerindeki basınç hızla azalır ve kanında çözünmüş olan N2 gazı, kapağı açılan bir soda gibi köpürüp kabarcık halini alarak damarlardaki kan dolaşımına engel oluşturur. 
Kabarcık (gaz) formunu alan azot, damarlarda ve dokularda oksijenin iletilmesini engeller. Bunun sonucu damarlardaki kan basıncı artar ve özellikle kılcal damarlar patlar ve kanamalar sonucu daha büyük sorunlar meydana gelir. 
Bu olay vurgun olarak adlandırılır.

X tuzunun seyreltik ve derişik sulu çözeltisi karıştırılıp yeni bir çözelti elde ediliyor.

Buna göre, elde edilen çözelti ile ilgili,

I. Derişik çözeltiden daha derişiktir.
II. Çözünen kütlesi derişik çözeltiden fazladır.
III. Su miktarı seyreltik çözeltiden daha azdır.

. Türk kahvesi
II. Kum-talaş karışımı
III. Kolonya

Kaynamakta olan su içine yemek tuzu atıldığında kaynamanın bir süre durduğu görülüyor. Kaynamanın durmasının sebebi ile ilgili,

I. Kaynama noktasının yükselmesi.
II. Çözücü moleküllerinin çekim kuvvetlerinin değişmesi.
III. Daha derişik bir çözelti oluşması.

Çay şekeri “sakkaroz” diğer adı sükroz olan büyük moleküllerden oluşmuştur.Sükroz(sakkaroz) 12 karbon atomu, 22 hidrojen atomu ve 11 oksijen atomundan oluşmuştur. Bu nedenlekimyasal formülü C12H220 11’dir. 
Çay şekeri çok sayıda oksijen hidrojen arasındaki kovalent bağlarda oluşmuştur. Çay şekerindeki hidrojen kısmi pozitif, oksijeninse kısmi negatif kutuplara sahiptir. 
Sükroz suya atıldığında,su molekülünün pozitif ve negatif kutupları sükroz molekülünün pozitif ve negatif kutuplarıyla etkileşime girer. Su molekülünün kısmi pozitif kısımları, sükroz molekülünün kısmi negatif kutuplarını
çekerken, su molekülünün kismi negatif kısımları da sükroz molekülünün kısmi pozitif kısımlarını çeker. Böylece su molekülü sükroz moleküllerini birbirlerinden ayırır. Böylelikle sükroz suda çözünmüş olur. Sükroz molekülleri suda çözündüğünde tuzun çözünmesinde gördüğümüz gibi atomları birbirinden ayrılmaz, bir sükroz molekülü sadece başka bir sükroz molekülünden ayrılır.

Yukarıda ham petrolün toprağın altından çıkarılıp kullanabileceğimiz petrol ürünlerine dönüşünün bir kısmı verilmiştir. Buna göre belirtilen süreçte,
I. Yoğunluk farkı ile ayırma
II. Çözünürlük farkı ile ayırma
III. Kaynama noktası farkı ile ayırma

Kütlece % 40’lık 300 gram tuzlu su çözeltisine 100 gram saf su ile 100 gram tuz eklenerek tamamı çözünüyor.

Şekildeki kaplarda görünen a kabında mazot su karışımı, b kabında benzin su karışımı bulunmaktadır.

Buna göre karışımlarla ilgili olarak,

I. Her ikisi de süspansiyondur.
II. a kabındaki karışım yoğunluk farkından faydalanarak ayrılır.
III. Benzin ve mazot birbiri içinde homojen karışım oluşturur.

65 gram X tuzunun tamamı çözünerek 300 gramlık çözelti elde edildiğinde, dipte 5 gram X tuzunun olduğu tespit ediliyor.

Buna göre, çözelti ile ilgili,

I. Doygun çözeltidir.
II. Kütlece %20 liktir.
III. Elektrolittir.

100 gram su ile 100 gram X tuzu sabit sıcaklıkta karıştırılıyor.

Buna göre, oluşan çözeltinin kütlesi 160 gram olduğuna göre,

I. Çözeltide 60 gram X tuzu çözünmüştür.
II. Doymuş çözelti elde edilmiştir.
III. X tuzunun bir kısmı çözünememiştir.

I. Flotasyon
II. Destilasyon
III. Ekstraksiyon

I. Katı-sıvı
II. Katı-katı
III. Katı-gaz

Doymamış X tuzunun sulu çözeltisine aynı ortamda sabit sıcaklıkta X tuzu eklenerek doymuş hale getiriliyor.

Buna göre çözelti ile ilgili,

I. Osmotik basınç
II. Elektrik iletkenliği
III. Kaynama noktası

I. Çay demleme
II. Tuzlu peynire sıcak su ekleyip tuzunu çıkarma
III. Söğüt ağacından aspirin eldesi

84 gram saf suya 60 g X tuzu ilave edilip yeterince beklenildiğinde dipte 44 g X katısının kaldığı gözlenmektedir.