11. Sınıf - Felsefe - 1. Ünite : MÖ 6. Yüzyıl - MS 2. Yüzyıl Felsefesi - MÖ 6. Yüzyıl - MS 2. Yüzyıl Felsefesi - Ünite Tekrar Testi - Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Sofistlere göre bilgi pratiğin, yaşamın emrinde olmalıdır. Bu anlayışla yapılacak başlıca iş, bilgili, yararlı yurttaşlar yetiştirmektir. Bilgili olmanın, yararlı olmanın değişmez ölçüsü ise bilgiyi doğruya değil, yarara bağlamaktır. Çünkü bir sanı bir başka sanıdan daha doğru olmayabilir, fakat daha iyi, daha yararlı olabilir. Daha iyi, daha yararlı olan kimse bilgilidir, bilgedir.
Sokrates, çarşı-pazar dolaşır, karşısına çıkanlarla karşılıklı konuşur, onları, hayatlarının anlam ve amaçları üzerinde düşünmeye, yanlışları hakkında uyarmaya, aydınlanmalarına çalışırdı. Bu sırada farklı birçok düşünce ortaya konup her yönüyle değerlendirilir, sonunda herkesin kabul edeceği bir sonuca varılırdı. Böylelikle herkesin hayatına temel olacak esaslar belirlenirdi. Bilgiçlik taslayan Sofistleri, “Bir tek şey biliyorum, o da bir şey bilmediğimdir” sözleriyle yeren Sokrates, kendisinin bilgiç değil, bilgi sever olduğunu, bilgiyi sevip aradığını söylerdi.
• Sofist filozof Thrasymakhos'a göre, ne türlü parlak sözlerle anlatılırsa anlatılsın adalet, güçlüye, egemen olana yarayan, güçsüze zararlı olan bir şeydir. Buna göre güçlüler, kanunları işine geldiği gibi yapar ve insanları bunlara uymaya zorlarlar.
• Sofist filozof Kallikles’e göre, adaleti güçsüzlerin kendilerini korumak için güçlülere karşı kurdukları bir tuzaktır; doğa güçlüye egemen olmak hakkı vermiştir.
Sofistler, felsefeyi elit, aristokrat bir uğraşı olmaktan çıkararak halka indirme çabası içine girmişler, doğa felsefesi öncelikli felsefeyi, insan, bilgi ve eğitim öncelikli felsefeyle değiştirmeye çalışmışlardır. Kendilerine fayda getirmeyen bilgiye değer vermeyen Sofistler, felsefenin yalnızca Aristokratlara ait bir uğraş olmadığını; bilginin, erdemin, siyasal bilgi ve siyasal erdemin doğuştan gelmediğini, bu konularda herkesin eşit olduğunu, herkesin siyasi yaşamda eşit şekilde yer alabileceğini ifade etmişlerdir.
Sofist düşünür Gorgias’a göre, bir şey yoktur, çünkü olsaydı, ya öncesiz ya da bitmiş bir şey olurdu. Bitmiş bir şeyin varlığı mümkün değildir; çünkü o artık bitmiştir, yoktur. Öncesiz de olamaz, çünkü öncesiz olan bir şey aynı zamanda sonsuz demektir. Sonsuz olan ise sınırlanmış herhangi bir yerde bulunamaz. Eğer bir şey olsaydı da, bilemezdik; çünkü var olanın bilinmesi demek, düşünülmüş olması demektir. Var olan ise ”düşünülmüş olan” değildir. Eğer bilseydik de, başkalarına bildiremezdik; çünkü bildirme sözlerle olur, söz ise var olandan başka bir şeydir.
Tanrılar bahsine gelince, var olup olmadıklarından veya ne biçimde olduklarından emin olamam; çünkü kesin bilginin önünde bilginin belirsizliği ve insan ömrünün kısalığı gibi birçok engel var.”
Xenophanes 'e göre, bir Tanrı vardır, en yücedir; ne biçimi, ne de düşünmesi bakımından insanlara benzer. Tanrı baştan aşağı işitmedir, baştan aşağı düşünmedir, her şeyi düşünceleriyle hiç zahmetsiz yönetir.
Protagoras’a göre, -
Her soruda birbirinin karşıtı iki önerme gösterilebilir.
- İnsan her şeyin ölçüsüdür.
- Algılar, içinde bulunulan koşullara göre değişir.
Septik filozofların düşüncelerinin asıl ve son amacı, ruhun tutkulardan kurtularak dirlik ve düzene kavuşmasıdır. Bu, onlar için en yüksek mutluluktur.
Kyrene okulunun kurucusu Aristippos’a göre, varmak için uğraşılmaya değer olanı sadece hazdır. Hazzı istemek, aramak insan ve hayvan için doğal bir duygudur. İyi hazdır; iyi ile haz aynı şeylerdir. Hazzı sağlayan şey iyidir, acı veren şey ise kötüdür, bu ikisi dışında kalan şeylere de insan aldırmamalıdır.