11. Sınıf - Felsefe - 1. Ünite : MÖ 6. Yüzyıl - MS 2. Yüzyıl Felsefesi - MÖ 6. Yüzyıl - MS 2. Yüzyıl Felsefesi - Ünite Tekrar Testi - Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Kynikler için yaşamın biricik anlam ve ereği erdemdir. Erdem ise, insanın içten tam bir bağımsızlığını, kendini belirlemede mutlak olarak özgür olmasını, kısaca, insanın her türlü ihtiyaca olan bağlılıktan kendini kurtarmasıyla olanaklıdır.
Aristoteles de hocası Platon gibi gerçek varlığın “idealar” olduğunu savunur, “idea” yerine “form” sözcüğünü kullanmayı tercih eden Aristoteles’in idealara ilişkin kuramı Platon’dan farklıdır.
Platon’a göre, devlet, toplum adına bir eğitim kurumudur. Bu eğitimin ereği, insanı duyusal yaşayıştan duyular üstü olan iyi yaşayışa yükseltmek, bu dünyadaki yaşamada Tanrısal yaşamaya hazırlamaktır. Devlet insanın bütün hayatını kavrayacak; bilim, sanat ve din devlet tarafından düzenlenecektir. Platon’un tasarladığı bu devlette sanat ancak iyiyi amaçlamalıdır.
Platon’a göre, devletin doğal kökü, hiçbir insanın kendi kendine yetememesi, bu yüzden de birçok ihtiyacı gidermek için başkalarının yardımına muhtaç olmasıdır. Onun için devletin her yerde ödevi; insanların ortaklaşa yaşamalarını, bunlara mutluluk sağlayacak şekilde düzenlemektir.
Platon’a göre, nasıl ki insan ruhunda üç ayrı bölüm varsa, devlet de üç ayrı kısımdan oluşur. Ruhtaki bedensel isteklere karşılık devlette çalışanlar takımı, iradeye karşılık koruyanlar takımı, akla karşılık yönetenler takımı bulunur. Çalışanlar devletin maddi ihtiyaçlarını karşılar, koruyucular devletin varlığını korur, yöneticiler ise akıl ve bilgileriyle yönetim ilkelerini belirleyip devleti yönetirler. Yöneticilerin erdemi bilgelik, koruyucuların erdemi cesarettir. Ölçülülük ile adalet herkeste bulunması gereken erdemlerdir. Adalet, her takımın kendi üzerine düşen ödevi yapmasıdır.
Sofistler, Yunanlıları siyasete, bilgi ve söz söyleme sanatı ile hazırlamayı görev edinmişlerdir. Bu amaçla derslerinde, hem konuşma tekniğinin inceliklerini hem de söz ile insanı etkilemek, duyguların mekanizmasını bilmek için insan psikolojisini inceden inceye araştırmışlardır. Bu konudaki çalışmalar ilkin dilde başlamıştır. Prodikos eş anlamlı sözler, Hippias gramer, Gorgias konuşma stili üzerinde durmuş; Protagoras ise sözcüklerin nasıl doğru kullanılabileceğini araştırmıştır.
Bir objeyi benim soğuk bulmam onu başka birinin de soğuk bulacağı anlamına gelmez. Nesnenin doğası beni yanlışlayamaz, çünkü nesnenin algım dışında bir doğası yoktur. Aynı biçimde, benim nesneye ilişkin algım, başka birinin algılamasıyla da yanlışlanamaz. Çünkü o kişinin algısının benimkiyle hiçbir ilişkisi de, değer olarak bir farkı da yoktur.
Aristoteles’in metafiziğindeki “ilk hareket ettirici” ya da “salt form” tıpkı Platon’un metafiziğindeki “iyi ideası”na benzer. “Saltform”da “iyi ideasfndaki aynı nitelikler vardır.
Karneades’e göre, duyu algılarının hepsi rotatiftir. Örneğin, bir kule uzaktan yuvarlak, yakından köşeli görünür. Bir gemi, üzerinde bulunan kişiye hareketsiz, kıyıda bulunan kişiye hareketli görünür. Akıl ile yapılan belirlemeler de rölatiftir. Stoalılar, “Bir önerme ya doğrudur ya da yanlıştır diyorlardı. Buna karşı Karneades, Giritli Epimenides’in “Bütün Giritliler yalancıdır.” önermesini örnek verir ve bu önermenin hem doğru hem yanlış olduğunu söyler. Karneades’e göre her kanıtlama, bir kabule dayanır, ama bu kabulün de yeniden kanıtlanması gerekir. Bu durum düşüncede dönüp dolaşır ve sonsuza kadar geriye gider.
ilk Yunan düşünürleri, geometri bilgilerini Mısırlılardan, astronomi bilgilerini Babillilerden edinmişlerdir. Ancak, Yunan düşüncesinin başka bir yerde bulamadığımız başarısı, Doğu’dan aldıkları bu bilgileri işleyiş ve değerlendirme biçimlerinde yatar. Mısırlıların pratiğe bağımlı olan, deneme yanılmalarla edindikleri dağınık, birbirinden kopuk bulgularını, formüllere, birtakım aksiyom ve tanımlara dayanan teorik bir bilim haline getirmişlerdir.