11. Sınıf: Türk Dili ve Edebiyat - 3. Ünite: Şiir - Ünite Tekrar Testleri Test Soruları - Test Çöz- 2023 Yeni MEB Eğitim Müfredatına Uygun Yeni Nesil 11 Sınıf Türk Dili Edebiyat Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
YAĞMUR
Küçük, muttarid, muhteriz darbeler
Kafeslerde, camlarda pür-ihtizâz
Olur dem-be-dem nevha-ger, nağme-sâz
Kafeslerde, camlarda pür-ihtizâz
Küçük, muttarid, muhteriz darbeler
Sokaklarda seyl-âbeler ağlaşır
Ufuk yaklaşır, yaklaşır, yaklaşır
Bulutlar karadıkça zerrâta bir
Ağır, muhtazır dalgalanma gelir
….
( muttarid: Tekdüze. / muhteriz: Çekingen. / ihtizâz: Titreşim. / nevhâ-ger: Ölü ağlayıcısı. / nağme-sâz: Şarkı söyleyen. / seyl-âbe: Sel suyu. / muhtazır: Can çekişen. / zerrât: Zerreler. )
ELHÂN-İ ŞİTÂ
Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş.
Eşini gâib eyleyen bir kuş
gibi kar
Geçen eyyâm-ı nev-bahârı arar
Ey kulübün sürûd-ı şeydâsı
Ey kebûterlerin neşîdeleri
O bahârın bu işte ferdâsı
Kapladı bir derin süküta yeri
Karlar
Ki hâmuşâne dem-be-dem ağlar
…
( lerze: Titreyiş. / gâib eylemek: Kaybetmek. / eyyâm-ı nev-bahâr: İlkbahar günleri. / sürûd: Şarkı. / şeydâ: Şaşkın. / kebûter: Güvercin. / neşîde: Şiir. / ferdâ: Yarın. / hamuş: Sessiz )
YAĞMUR
Küçük, muttarid, muhteriz darbeler
Kafeslerde, camlarda pür-ihtizâz
Olur dem-be-dem nevha-ger, nağme-sâz
Kafeslerde, camlarda pür-ihtizâz
Küçük, muttarid, muhteriz darbeler
Sokaklarda seyl-âbeler ağlaşır
Ufuk yaklaşır, yaklaşır, yaklaşır
Bulutlar karadıkça zerrâta bir
Ağır, muhtazır dalgalanma gelir
….
( muttarid: Tekdüze. / muhteriz: Çekingen. / ihtizâz: Titreşim. / nevhâ-ger: Ölü ağlayıcısı. / nağme-sâz: Şarkı söyleyen. / seyl-âbe: Sel suyu. / muhtazır: Can çekişen. / zerrât: Zerreler. )
ELHÂN-İ ŞİTÂ
Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş.
Eşini gâib eyleyen bir kuş
gibi kar
Geçen eyyâm-ı nev-bahârı arar
Ey kulübün sürûd-ı şeydâsı
Ey kebûterlerin neşîdeleri
O bahârın bu işte ferdâsı
Kapladı bir derin süküta yeri
Karlar
Ki hâmuşâne dem-be-dem ağlar
…
( lerze: Titreyiş. / gâib eylemek: Kaybetmek. / eyyâm-ı nev-bahâr: İlkbahar günleri. / sürûd: Şarkı. / şeydâ: Şaşkın. / kebûter: Güvercin. / neşîde: Şiir. / ferdâ: Yarın. / hamuş: Sessiz )
SANAT
Yanlız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek,
Bizim diyarımız da binbir baharı saklar!
Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek,
İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar.
Sen kubbesinde ince bir mozaik ararda
Gezersin kırk asırlık bir mâbedin içini.
Bizi sarar bir sülüs yazı görsek duvarda.
Bize heyecan verir bir parça yeşil çini...
Osmancık’ın bayrağını aldırtmam
Düşmanımı vatanıma saldırtmam
Tanrı evi viran olmaz, giderim
Bu topraklar ecdadımın ocağı
Evim, köyüm hep bu yerin bucağı
YAĞMUR
Küçük, muttarid, muhteriz darbeler
Kafeslerde, camlarda pür-ihtizâz
Olur dem-be-dem nevha-ger, nağme-sâz
Kafeslerde, camlarda pür-ihtizâz
Küçük, muttarid, muhteriz darbeler
Sokaklarda seyl-âbeler ağlaşır
Ufuk yaklaşır, yaklaşır, yaklaşır
Bulutlar karadıkça zerrâta bir
Ağır, muhtazır dalgalanma gelir
….
( muttarid: Tekdüze. / muhteriz: Çekingen. / ihtizâz: Titreşim. / nevhâ-ger: Ölü ağlayıcısı. / nağme-sâz: Şarkı söyleyen. / seyl-âbe: Sel suyu. / muhtazır: Can çekişen. / zerrât: Zerreler. )
ELHÂN-İ ŞİTÂ
Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş.
Eşini gâib eyleyen bir kuş
gibi kar
Geçen eyyâm-ı nev-bahârı arar
Ey kulübün sürûd-ı şeydâsı
Ey kebûterlerin neşîdeleri
O bahârın bu işte ferdâsı
Kapladı bir derin süküta yeri
Karlar
Ki hâmuşâne dem-be-dem ağlar
…
( lerze: Titreyiş. / gâib eylemek: Kaybetmek. / eyyâm-ı nev-bahâr: İlkbahar günleri. / sürûd: Şarkı. / şeydâ: Şaşkın. / kebûter: Güvercin. / neşîde: Şiir. / ferdâ: Yarın. / hamuş: Sessiz )
Yahya Kemal Beyatlı ile ilgili sunum hazırlayan Engin, çalışmasının sonunda Beyatlı’nın eserlerini şöyle sıralamıştır:
I. Rindlerin Akşamı
II. Türkçe Şiirler
III. Eski Şiirin Rüzgâriyle
IV. Süieymaniye’de Bayram Sabahı
V. Mohaç Türküsü
Kaan, söz isteyerek sıralanan eserlerden birinin Mehmet Emin Yurdakul’a ait olduğunu söylemiştir.
SANAT
Yanlız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek,
Bizim diyarımız da binbir baharı saklar!
Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek,
İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar.
Sen kubbesinde ince bir mozaik ararda
Gezersin kırk asırlık bir mâbedin içini.
Bizi sarar bir sülüs yazı görsek duvarda.
Bize heyecan verir bir parça yeşil çini...
Birimler birbirini tamamlayarak olayın uyandırdığı duygu hâlini coşkulu bir söyleyişle dile getirir.