11. Sınıf: Türk Dili ve Edebiyat - 3. Ünite: Şiir - Ünite Tekrar Testleri Test Soruları - Test Çöz- 2023 Yeni MEB Eğitim Müfredatına Uygun Yeni Nesil 11 Sınıf Türk Dili Edebiyat Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
1911’de çıkarılan “Genç Kalemler” dergisinde “Yeni Lisancılar” olarak bilinen şairler sade bir dille ve hece ölçüsüyle şiirler yazmışlardır. Ali Canip Yöntem, Ömer Seyfettin ve onlara sonradan katılan ama etkisi daha büyük olan Ziya Gökalp’in öncülüğünde yeni bir şiir anlayışı ortaya çıkmıştır. Ziya Gökalp’in;
Aruz sizin olsun hece bizimdir,
Halkın söylediği Türkçe bizimdir;
Leyi sizin, şeb sizin, gece bizimdir.
Değildir bir mana üç ada muhtaç.
dizeleriyle ortaya koyduğu bu anlayış, bir ilke hâline gelmiş; aruzla şiir yazan şairler de bu anlayıştan etkilenmişlerdir.
Sarfedilmiş nice kol kuvveti gündüz ve gece
Karadan sevk edilen yüz gemi Haliç’e
Son günün olurken ne şafakmış o şafak
Üsküdar, gözleri dolmuş tepelerden bakarak
Görmüş İstanbul’a yüz bin meleğin uçtuğunu
Saklamış durmuş asırlarca hayâlinde bunu
Yahya Kemal
Bu dizelerle ilgili;
I. Nazım birimi beyittir.
II. Ölçüsü aruzdur.
III. Tam uyak kullanılmıştır.
IV. Kişileştirmeye yer verilmiştir.
V. Manzum hikâye örneğidir.
MERDİVEN
…
Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta
Eğilmiş arza kanar, muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
…
MERDİVEN
…
Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta
Eğilmiş arza kanar, muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
…
- Bugün açız yine evlatlarım, diyordu peder.
Bugün açız yine; lâkin yarın, ümit ederim,
Sular biraz daha sakinleşir... Ne çare, kader!
- Hayır, sular ne kadar coşkun olsa ben giderim
Diyordu oğlu, yarın sen biraz ninemle otur;
Zavallıcık yine kaç gündür işte hasta...
- Olur;
Biraz da sen çalış oğlum, biraz da sen çabala;
Ninen baban, iki miskin, biz artık ölmeliyiz...
Çocuk düşündü şikâyetli bir nazarla; - Ya biz.
Ya ben nasıl yaşarım siz ölürseniz?
Hâlâ
Dışarda gürleyerek kükremiş bir ordu gibi
Döverdi sahili binlerce dalgalar asabi.
- Yarın sen ağları gün doğmadan hazırlarsın;
Sakın yedek biraz ip, mantar almadan gitme...
Açınca yelkeni hiç bakma, oynasın varsın;
Kayık çocuk gibidir; Oynuyor mu kaydetme.
Dokunma keyfine; yalnız tetik bulun.
Bu parçayla ilgili;
I. Didaktik (öğretici) yanı ağır basmaktadır.
II. Hece ölçüsüyle yazılmıştır.
III. Kapalı ve ağır bir dil kullanılmıştır.
IV. Manzum hikâye örneğidir.
V. Yaşanabilecek bir olay anlatılmıştır.
- Bugün açız yine evlatlarım, diyordu peder.
Bugün açız yine; lâkin yarın, ümit ederim,
Sular biraz daha sakinleşir... Ne çare, kader!
- Hayır, sular ne kadar coşkun olsa ben giderim
Diyordu oğlu, yarın sen biraz ninemle otur;
Zavallıcık yine kaç gündür işte hasta...
- Olur;
Biraz da sen çalış oğlum, biraz da sen çabala;
Ninen baban, iki miskin, biz artık ölmeliyiz...
Çocuk düşündü şikâyetli bir nazarla; - Ya biz.
Ya ben nasıl yaşarım siz ölürseniz?
Hâlâ
Dışarda gürleyerek kükremiş bir ordu gibi
Döverdi sahili binlerce dalgalar asabi.
- Yarın sen ağları gün doğmadan hazırlarsın;
Sakın yedek biraz ip, mantar almadan gitme...
Açınca yelkeni hiç bakma, oynasın varsın;
Kayık çocuk gibidir; Oynuyor mu kaydetme.
Dokunma keyfine; yalnız tetik bulun.
Bu parçayla ilgili;
I. Didaktik (öğretici) yanı ağır basmaktadır.
II. Hece ölçüsüyle yazılmıştır.
III. Kapalı ve ağır bir dil kullanılmıştır.
IV. Manzum hikâye örneğidir.
V. Yaşanabilecek bir olay anlatılmıştır.
Çıktım evden ki yollar ıpıssız.
Yolcu bir benmişim meğer yalnız!
Aradan geçmemişti çok da zaman.
Az ilerden yavaşça oldu iyan.
Zulmetin sînesinde ukde gibi,
Ansızın bir müheykel a’râbî!
Bembeyaz bir ridâ içinde garîb.
Geliyor muttasıl mehîb mehîb.
Ben sokuldum, o geldi, yaklaştık;
Durmadan karşıdan selâmlaştık.
Düşünürken selam alan sesini,
O heyula uzandı tuttu beni:
Bir de baktım, Ömer değil mi imiş!
— Ya Ömer! Böyle geç zaman, bu ne iş?
— Şu mahallâtı devre çıkmıştım.
Gel beraber, benimle, üç beş adım.
Sarfedilmiş nice kol kuvveti gündüz ve gece
Karadan sevk edilen yüz gemi Haliç’e
Son günün olurken ne şafakmış o şafak
Üsküdar, gözleri dolmuş tepelerden bakarak
Görmüş İstanbul’a yüz bin meleğin uçtuğunu
Saklamış durmuş asırlarca hayâlinde bunu
Yahya Kemal
Bu dizelerle ilgili;
I. Nazım birimi beyittir.
II. Ölçüsü aruzdur.
III. Tam uyak kullanılmıştır.
IV. Kişileştirmeye yer verilmiştir.
V. Manzum hikâye örneğidir.
Funda Öğretmen, edebiyat dersinde Millî Edebiyat Dönemi şiiriyle ilgili bilgi verdikten sonra öğrencilerinden bu dönem ile ilgili birer özellik söylemelerini istemiştir. 11-A sınıfı öğrencilerinin verdiği cevaplar aşağıdaki gibidir:
Doğa: Millî Edebiyat akımının öncü ismi, Türkçülük akımını savunan Mehmet Emin Yurdakul’dur.
Eylül: Hece ölçüsüyle ve sade bir dille yazılan şiirlerin yanında aruz ölçüsüyle ve sanatkârane bir üslupla yazılan şiirler de bu dönemde görülür.
Arda: Bu dönemde Mehmet Emin Yurdakul ve Ziya Gökalp millî duyguları dile getiren ve halk şiiri geleneğinin devamı niteliğinde olan şiirler yazmışlardır.
Efe: Bu dönemde Fecriâti Topluluğunda saf şiir anlayışının temsilcisi olan Ahmet Hâşim’le birlikte Yahya Kemal aruz ölçüsü ile şiirler yazarak saf şiir anlayışını sürdürür.
Nazlı: Bu dönemde Mehmet Âkif Ersoy; hece ölçüsüyle yazdığı, imge ve çağrışımlarla süslediği şiirleriyle dönemin en başarılı örneklerini verir.