12. Sınıf : Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi - Genel Tekrar Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Cicero’ya göre gökyüzünün devinimi, güneşin, ayın, tüm yıldızların yörüngeleri, çeşitliliği, güzelliği ve düzeni, tüm bunlar rastlantısal olarak meydana gelemez. Öyle ki, öncelikle evrenin merkezine yerleştirilmiş, katı, küresel ve her yönden kendi içinde, kendi baskısıyla yuvarlaklaşmış, çeşit çeşit ve inanılmaz bollukta çiçekleriyle, otlarıyla, ağaçlarıyla, ürünleriyle, tüm dünyaya baktığımızda kaynaklardan çıkan buz gibi suları, ister evcil olsun ister olmasın çeşit çeşit hayvan türleri, kuşların ötüşleri, süzülmeleri estetik olarak, meydana gelen bu evrenin en mükemmel ve en güzel bir şekilde meydana geldiğini göstermektedir. Bütün bunları düşündüğümüzde bunları yapan tanrısal bir akıldan başka bir şey olamaz.
Bu parçada verilenler Allah’ın (c.c.) varlığını ispatlayan;
I. Ekmel varlık,
II. Gaye ne nizam,
III. Hüdus
“Üstlerinde kanatlarını aça-kapata uçan kuşları (hiç) görmediler mi? Onları (havada) rahman olan Allah'tan başkası tutmuyor. Şüphesiz o her şeyi görmektedir.” (Mülk, 67:19)
İslam ifrat ve tefriti men etmiş. Orta bir yol izlenmesini uygun bulmuştur. Bir yandan dünyayı unutmamış ancak asli mekân olan ahirete daima bir adım önde yer vermiştir. Zira ebedi mekân ahirettir. Ve onu hatırdan çıkarmadan insanın ömrüne yol vermesi gerekmektedir. Yapılan eserlerde daima dünya-ahiret dengesine ait unsurlar göz önüne alınmıştır.
İnsan, dine, Allah’a (c.c.) inanmaya yatkın olarak dünyaya gelir. Bundan dolayı bir kimseye ya da herhangi bir topluma bir peygamber gelmemiş olsa bile insanlar akıllarını kullanarak Allah’ın varlığını ve birliğini kavrayabilir. Kur'an-ı Kerim’de Hz. İbrahim’in kıssası, buna en güzel örneklik teşkil eder.
Dinî meselelerin çözümünde Kur’an ve sünnetten isabetli hükümler çıkartılabilmesi için Allah’ın (c.c.) bu dini gönderme gayesinin bilinmesi oldukça önemlidir. Günümüzde genetiği ve özniteliği değiştirilmiş gıda maddeleri gibi yeni çıkan uygulamalar kafaları karıştırmaktadır.
Bu tür meselelerin çözümünde;
I. Allah’ın (c.c.) koyduğu dengeyi korumak ana gaye olmalı,
II. Çözüm önerileri insan fıtratını bozmamalı,
III. Temel ahlaki değerleri ihlâl etmemeli
“Onlar, ayakta iken, otururken, yanları üstüne yatarken, hep Allah’ı hatırlayıp anarlar ve göklerin, yerin -yaradılışı hakkında inceden inceye düşünürler.” (Al-i İmran, 3:191)
Yüce Allah, ilk insandan itibaren peygamberler ve kitaplar göndermiştir. Ne var ki zamanla insanlar Allah’ın gönderdiği ilkelerden uzaklaşarak çeşitli varlıkları kutsal kabul etmişler ve bunlara tapınmışlardır. Bazen Ay’ı, Güneş’i, yıldızları, bazen de bir hayvanı veya elleriyle yaptıkları putları kutsallaştırmışlardır. Dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan kazı ve incelemelerde pek çok tapınak kalıntısına ve dinî sembole rastlanmıştır. Bu da dinin oldukça eski bir olgu olduğunu ortaya koymaktadır.
• “Ölüm meleği Mümin kulun ruhunu aldığı zaman melekler onu, göz açıp kapayacak kadar ölüm meleğinin elinde bırakmazlar. Onu alır, bu kefene koyarlar. Ondan, yeryüzünde bulunan mis kokusu gibi bir koku çıkar.” (Hadis)
• “Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçe, yahut Cehennem çukurlarından bir çukurdur.” (Hadis)
Dinimizde bazı yiyecekler çeşitli nedenlerden dolayı haram kılınmıştır. Yiyecekler konusundaki yasaklar en başta insanın beden ve ruh sağlığının korunmasını amaçlamaktadır. Beden ve ruh sağlığına zararlı olduğu sabit olan maddelerin yenilip içilmesi dinen yasaklanmıştır.
“Denizde bir tehlikeyle yüz yüze geldiğinizde, O’ndan başka bütün yardıma çağırdıklarınız kaybolup gider. O sizi kurtarıp karaya çıkardığında ise yüz çevirirsiniz. İnsanoğlu çok nankördür!” (İsra, 17:67)