12. Sınıf : Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi - Genel Tekrar Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Türklerin İslam dini ile olan ilişkilerini Hami Danişmend şöyle dile getirmiştir. “Sünni İslam bu gün varlığını ne derece Türklere borçluysa, Türk ırkı da milli varlığının bekasını aynı derece İslam’a borçludur.”
Anadolu'ya Horasan'dan gelen dervişlerden biridir. Bektaşilik tarikatının oluşumunda önemli bir yere sahiptir. Türkçe yazdığı "nefes" denilen ilahileri ile Anadolu halkına dini - tasavvufi ve ahlaki yönden yol göstericilik yapmıştır. Müritlere tasavvuf kurallarını anlattığı bir el kitabı niteliğindeki “Makalat” adlı eseriyle ünlüdür.
Hz. Cebrail meleğin, insan suretiyle, Hz. Muhammed’e sorduğu soru üzerine, Hz. Muhammed’in “Allah’a, O’nu görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Çünkü her ne kadar sen onu görmüyorsan da, o seni muhakkak görür.” şeklinde cevap vermiştir.
• XV. Yüzyılda Anadolu'ya ışık tutmuş önemli gönül erlerindendir. Şiirlerinde büyük bir felsefî derinlik vardır.
• Şiirlerinde dile getirdiği hususlar; ayrılık ve aşk acısının verdiği olgunluk, dert ve gam yüklü olmak, kendini tanımak, ruh ve nefis ilişkisi, vuslat, Müslümanın dünyaya karşı takınacağı müsbet ve menfi tavır, Allah sevgisinin kalpteki tezahürü gibi konulardır.
• Ünlü mutasavvıf, insan kendini tanıdıktan, iç dünyasını düzene koyduktan, asıl bu düzenin sahibinin emrine kendini adadıktan sonra, gerçek varlığının şuuruna erebileceğine inanmaktadır.
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) vefatından sonra halifenin kim olacağı konusunda anlaşmazlıklar çıkmış, farklı düşünen gruplar oluşmuştur. Her grup, kendi görüşünün doğru olduğunu iddia etmek ve ispatlamak için görüşlerini ayet ve hadislerle destekleme faaliyetine girişmişlerdir. Bu durum, halifeliğin dini bir yapıya büründürülmesini sağlamış ve bir çok farklı dini anlayışların ortaya çıkmasına sebep olmuş, Hz. Ali ile Hz. Aişe arasında yaşanan Cemel Vakası, daha sonraları Haricilik ve Şia gibi mezheplerin kurumsallaşmasına neden olmuştur.
• İmam-ı Azam olarak bilinen Numan. B. Sabit’in görüşleri etrafında oluşmuş bir mezheptir.
• Akıl ve mantık kurallarını bilimsel metotlar sonucunda kullanımı, dini sorunların çözümünde esnek bir yol izlenmesi, mezhebin çok geniş coğrafyalara yayılmasına imkân tanımıştır.
• Mezhebinin görüşlerinden biriside dinî konuların çözümünde başvurulacak ana kaynak Kur’an ve sünnet olmasıdır.
Kişinin kulluk görevini yerine getirirken Allah’ın (c.c.) her an kendisini gördüğünü bilerek bilinçli ve dikkatli yaşaması demektir. Allah’ı (c.c.) her an görüyormuş gibi yaşayan kişiler, Kur’an-ı Kerim’de “muhsin” olarak isimlendirilmiş ve onlardan övgüyle bahsedilmiştir.
• “Uzanıp elde etmek için, insana iki el verdi; birini bu dünya için kullanırsan, birini de ahiret için kullan.’’
• “Bu her iki dünyayı da Tanrı yarattı; birini bulunca, koş, diğerini de ara."
• “Kim ahiretini mâmur etmek isterse, her iki dünyayı harap etmesin. ”
(Yusuf Has Hacib)
Takva halinde olan insanlara muttaki denir.
• Hz. Ömer’in, bir haccında Hacerülesved’e yaklaşıp dokunarak öptükten sonra “Çok iyi bilirim ki, sen zararı ve faydası olmayan bir taş parçasısın. Eğer Rasûlullah sana dokunmuş ve seni öpmemiş olsaydı seni asla öpmezdim.” demiştir.
• Hz. Ali “Eğer din sadece akılla olsaydı, ben mestin üstünü değil altını meshederdim; hâlbuki Resûlullah'ı üstünü meshederken gördüm.” demiştir.