Hikaye Unsurları - 1

                                                                                                                 Keloğlan ile Değirmenci

Keloğlan ve zavallı anacığı şiddetli geçim sıkıntısı içindeymiş. Bir kuru ekmek ve bir parça peynir ile günlerce idare ederlermiş. Tarlaları çok az hem de verimsizmiş. Üstelik de ülkede büyük bir kıtlık varmış.

Kış zamanı da yaklaşıyormuş. Anası Keloğlan'ı almış karşısına, onunla uzun uzun konuşmuş:

- Ah oğlum, saf oğlum hem de başı keleş oğlum; gürgenlerin tepelerine baktım, bu sene kış hem tez gelecek hem de kapkara geçecek. Hiç vakit geçirmeden gereken hazırlıkları yapmalıyız. Sen git iş ara, demiş.

Keloğlan önce düşünmüş nerede, nasıl iş bulurum, diye. Çıkmış her yere bakmış ama iş yokmuş. Sonra değirmene gitmiş iş için ancak oradaki yaşlı amcayı görünce çok üzülmüş. Amcaya ben burada çalışayım her gün fakat para da istemem demiş. Amacı yaşlı değirmenciye yardım etmekmiş. Annesi bu duruma çok kızmış ama Keloğlan aldırmamış.

Her gün değirmene yardıma gitmiş. Kara kış gelmiş ve kimseler ekmek bulamamış. Keloğlan'la anası da aç kalmış. Fakat bu durum pek uzun sürmemiş. Bir gün kapıları çalınmış ve çuvallarla un ve yiyecekler gelmiş. Bu çuvallar değirmenciden geliyormuş. Böylece Keloğlan iyiliğinin karşılığını almış.

                                                                                                                    Keloğlan ile Değirmenci

Keloğlan ve zavallı anacığı şiddetli geçim sıkıntısı içindeymiş. Bir kuru ekmek ve bir parça peynir ile günlerce idare ederlermiş. Tarlaları çok az hem de verimsizmiş. Üstelik de ülkede büyük bir kıtlık varmış.

Kış zamanı da yaklaşıyormuş. Anası Keloğlan'ı almış karşısına, onunla uzun uzun konuşmuş:

- Ah oğlum, saf oğlum hem de başı keleş oğlum; gürgenlerin tepelerine baktım, bu sene kış hem tez gelecek hem de kapkara geçecek. Hiç vakit geçirmeden gereken hazırlıkları yapmalıyız. Sen git iş ara, demiş.

Keloğlan önce düşünmüş nerede, nasıl iş bulurum, diye. Çıkmış her yere bakmış ama iş yokmuş. Sonra değirmene gitmiş iş için ancak oradaki yaşlı amcayı görünce çok üzülmüş. Amcaya ben burada çalışayım her gün fakat para da istemem demiş. Amacı yaşlı değirmenciye yardım etmekmiş. Annesi bu duruma çok kızmış ama Keloğlan aldırmamış.

Her gün değirmene yardıma gitmiş. Kara kış gelmiş ve kimseler ekmek bulamamış. Keloğlan'la anası da aç kalmış. Fakat bu durum pek uzun sürmemiş. Bir gün kapıları çalınmış ve çuvallarla un ve yiyecekler gelmiş. Bu çuvallar değirmenciden geliyormuş. Böylece Keloğlan iyiliğinin karşılığını almış.

                                                                                                                 Keloğlan ile Değirmenci

Keloğlan ve zavallı anacığı şiddetli geçim sıkıntısı içindeymiş. Bir kuru ekmek ve bir parça peynir ile günlerce idare ederlermiş. Tarlaları çok az hem de verimsizmiş. Üstelik de ülkede büyük bir kıtlık varmış.

Kış zamanı da yaklaşıyormuş. Anası Keloğlan'ı almış karşısına, onunla uzun uzun konuşmuş:

- Ah oğlum, saf oğlum hem de başı keleş oğlum; gürgenlerin tepelerine baktım, bu sene kış hem tez gelecek hem de kapkara geçecek. Hiç vakit geçirmeden gereken hazırlıkları yapmalıyız. Sen git iş ara, demiş.

Keloğlan önce düşünmüş nerede, nasıl iş bulurum, diye. Çıkmış her yere bakmış ama iş yokmuş. Sonra değirmene gitmiş iş için ancak oradaki yaşlı amcayı görünce çok üzülmüş. Amcaya ben burada çalışayım her gün fakat para da istemem demiş. Amacı yaşlı değirmenciye yardım etmekmiş. Annesi bu duruma çok kızmış ama Keloğlan aldırmamış.

Her gün değirmene yardıma gitmiş. Kara kış gelmiş ve kimseler ekmek bulamamış. Keloğlan'la anası da aç kalmış. Fakat bu durum pek uzun sürmemiş. Bir gün kapıları çalınmış ve çuvallarla un ve yiyecekler gelmiş. Bu çuvallar değirmenciden geliyormuş. Böylece Keloğlan iyiliğinin karşılığını almış.

                                                                                                                    Keloğlan ile Değirmenci

Keloğlan ve zavallı anacığı şiddetli geçim sıkıntısı içindeymiş. Bir kuru ekmek ve bir parça peynir ile günlerce idare ederlermiş. Tarlaları çok az hem de verimsizmiş. Üstelik de ülkede büyük bir kıtlık varmış.

Kış zamanı da yaklaşıyormuş. Anası Keloğlan'ı almış karşısına, onunla uzun uzun konuşmuş:

- Ah oğlum, saf oğlum hem de başı keleş oğlum; gürgenlerin tepelerine baktım, bu sene kış hem tez gelecek hem de kapkara geçecek. Hiç vakit geçirmeden gereken hazırlıkları yapmalıyız. Sen git iş ara, demiş.

Keloğlan önce düşünmüş nerede, nasıl iş bulurum, diye. Çıkmış her yere bakmış ama iş yokmuş. Sonra değirmene gitmiş iş için ancak oradaki yaşlı amcayı görünce çok üzülmüş. Amcaya ben burada çalışayım her gün fakat para da istemem demiş. Amacı yaşlı değirmenciye yardım etmekmiş. Annesi bu duruma çok kızmış ama Keloğlan aldırmamış.

Her gün değirmene yardıma gitmiş. Kara kış gelmiş ve kimseler ekmek bulamamış. Keloğlan'la anası da aç kalmış. Fakat bu durum pek uzun sürmemiş. Bir gün kapıları çalınmış ve çuvallarla un ve yiyecekler gelmiş. Bu çuvallar değirmenciden geliyormuş. Böylece Keloğlan iyiliğinin karşılığını almış.

                                                                                                                  Keloğlan ile Değirmenci

Keloğlan ve zavallı anacığı şiddetli geçim sıkıntısı içindeymiş. Bir kuru ekmek ve bir parça peynir ile günlerce idare ederlermiş. Tarlaları çok az hem de verimsizmiş. Üstelik de ülkede büyük bir kıtlık varmış.

Kış zamanı da yaklaşıyormuş. Anası Keloğlan'ı almış karşısına, onunla uzun uzun konuşmuş:

- Ah oğlum, saf oğlum hem de başı keleş oğlum; gürgenlerin tepelerine baktım, bu sene kış hem tez gelecek hem de kapkara geçecek. Hiç vakit geçirmeden gereken hazırlıkları yapmalıyız. Sen git iş ara, demiş.

Keloğlan önce düşünmüş nerede, nasıl iş bulurum, diye. Çıkmış her yere bakmış ama iş yokmuş. Sonra değirmene gitmiş iş için ancak oradaki yaşlı amcayı görünce çok üzülmüş. Amcaya ben burada çalışayım her gün fakat para da istemem demiş. Amacı yaşlı değirmenciye yardım etmekmiş. Annesi bu duruma çok kızmış ama Keloğlan aldırmamış.

Her gün değirmene yardıma gitmiş. Kara kış gelmiş ve kimseler ekmek bulamamış. Keloğlan'la anası da aç kalmış. Fakat bu durum pek uzun sürmemiş. Bir gün kapıları çalınmış ve çuvallarla un ve yiyecekler gelmiş. Bu çuvallar değirmenciden geliyormuş. Böylece Keloğlan iyiliğinin karşılığını almış.

                                                                                                                 Keloğlan ile Değirmenci

Keloğlan ve zavallı anacığı şiddetli geçim sıkıntısı içindeymiş. Bir kuru ekmek ve bir parça peynir ile günlerce idare ederlermiş. Tarlaları çok az hem de verimsizmiş. Üstelik de ülkede büyük bir kıtlık varmış.

Kış zamanı da yaklaşıyormuş. Anası Keloğlan'ı almış karşısına, onunla uzun uzun konuşmuş:

- Ah oğlum, saf oğlum hem de başı keleş oğlum; gürgenlerin tepelerine baktım, bu sene kış hem tez gelecek hem de kapkara geçecek. Hiç vakit geçirmeden gereken hazırlıkları yapmalıyız. Sen git iş ara, demiş.

Keloğlan önce düşünmüş nerede, nasıl iş bulurum, diye. Çıkmış her yere bakmış ama iş yokmuş. Sonra değirmene gitmiş iş için ancak oradaki yaşlı amcayı görünce çok üzülmüş. Amcaya ben burada çalışayım her gün fakat para da istemem demiş. Amacı yaşlı değirmenciye yardım etmekmiş. Annesi bu duruma çok kızmış ama Keloğlan aldırmamış.

Her gün değirmene yardıma gitmiş. Kara kış gelmiş ve kimseler ekmek bulamamış. Keloğlan'la anası da aç kalmış. Fakat bu durum pek uzun sürmemiş. Bir gün kapıları çalınmış ve çuvallarla un ve yiyecekler gelmiş. Bu çuvallar değirmenciden geliyormuş. Böylece Keloğlan iyiliğinin karşılığını almış.

                                                                                                                    Keloğlan ile Değirmenci

Keloğlan ve zavallı anacığı şiddetli geçim sıkıntısı içindeymiş. Bir kuru ekmek ve bir parça peynir ile günlerce idare ederlermiş. Tarlaları çok az hem de verimsizmiş. Üstelik de ülkede büyük bir kıtlık varmış.

Kış zamanı da yaklaşıyormuş. Anası Keloğlan'ı almış karşısına, onunla uzun uzun konuşmuş:

- Ah oğlum, saf oğlum hem de başı keleş oğlum; gürgenlerin tepelerine baktım, bu sene kış hem tez gelecek hem de kapkara geçecek. Hiç vakit geçirmeden gereken hazırlıkları yapmalıyız. Sen git iş ara, demiş.

Keloğlan önce düşünmüş nerede, nasıl iş bulurum, diye. Çıkmış her yere bakmış ama iş yokmuş. Sonra değirmene gitmiş iş için ancak oradaki yaşlı amcayı görünce çok üzülmüş. Amcaya ben burada çalışayım her gün fakat para da istemem demiş. Amacı yaşlı değirmenciye yardım etmekmiş. Annesi bu duruma çok kızmış ama Keloğlan aldırmamış.

Her gün değirmene yardıma gitmiş. Kara kış gelmiş ve kimseler ekmek bulamamış. Keloğlan'la anası da aç kalmış. Fakat bu durum pek uzun sürmemiş. Bir gün kapıları çalınmış ve çuvallarla un ve yiyecekler gelmiş. Bu çuvallar değirmenciden geliyormuş. Böylece Keloğlan iyiliğinin karşılığını almış.