12. Sınıf: Türk Dili ve Edebiyat - 2. Ünite: Hikaye - Ünite Tekrar Testleri - Test Çöz - Müfredata uygun kazanım kavrama testleri ve cevapları bu sayfada
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
1970'li yıllarda dönemin önemli siyasi ve toplumsal olayları Türk hikâyeciliği üzerinde etkili olur. Yazarlar estetik kaygılardan uzaklaşarak ideolojilerini ön plana çıkaran eserler verirler. Bu dönemde ----- gibi yazarlar toplumcu gerçekçilik anlayışıyla hikâyeler yazarken ----- gibi hikâye yazarları, dinî ve millî duyarlılıkları yansıtan hikâyeler kaleme alırlar.
Köyden kente göç olgusunu, toplumun aksayan yönlerini yer yer taşlama üslubuyla yazdığı hikâye ve romanlarıyla ön plana çıkmıştır. Gecekondu, Zıkkımın Kökü, İlyas Efendi ve Halo Dayı gibi romanları yanında Deliye Her Gün Bayram, Devlet Babanın Tonton Çocuğu, Devletin Malı Deniz g\b\ mizahi ve eleştirel hikâyeleri vardır.
Bu dönem yazarları, keskin gözlem gücü ve ironik anlatımlarıyla Türk hikâyeciliğinin öncüleri arasında yer alırlar. Gerçekçi bir bakış açısı ve anlatımla yazılan hikâyeler, Maupassant'ın açtığı yoldan ilerleyen olay hikâyeleridir. Hikâyelerde kişisel gözlemlerin yanı sıra tarihî olaylar ve Anadolu’dan beslenme dikkat çeker. Halk arasındaki batıl inanç ve hurafeler de hikâyelerde eleştirel bir tavırla ele alınır. Merak duygusunun hep canlı tutulduğu hikâyeler, hem Türkçenin sadeleşmesinde hem milli bilincin uyanmasında önemli katkılar sunmuştur.
1960 sonrası hikâyeciliğimizi;
I. Köy enstitüsü hikâyeciliği
II. Muhafazakâr söylem ve İslami duyarlılık
lIl. Bölgesel sorunları işleyenler
IV. Postmodern çizgide eser verenler
gibi alt başlıklarda İnceleyebiliriz.
Dede Korkut Hikâyeleri, Anadolu sahası başta olmak üzere Türk dünyasının çeşitli sahalarında farklı isim ve İçeriklerle varlığını sürdürmektedir. Bu hikâyelerden biri olan ----- Anadolu sahasında sözlü gelenekte Ecel (Azrail’in Oyunu), Azrail Masalı, Azrail’e Yedi Yıl Hizmet Eden Çocuk, Tanrı Tarafından Bağışlanan Kırk Yıllık Hayat, Azrail ve Avcı gibi adlarıyla bilinmektedir.
Tanzimat Dönemi, Türk edebiyatında pek çok edebî yeniliğin başladığı, pek çok türün ilk örneklerinin yazıldığı bir dönemdir. Bu ilklerden biri de ----- adlı hikâye kitabıdır.
- Gözlerinde bir gelincik tarlası büyüdü. (Sular Ne Güzelse, 55)
- Bir kuş avucumun içinde yitirdiğim şeyleri gagalıyor. Kuş dilinden bir türkü yakıyor koyuluğuma. (Babamın Elinde Bıçak, 13)
- İçime binlerce iğne atılıyor, binlerce cam kırığı. İçim kıpkırmızı kan. (Cam Kırıkları, 77)
- Anısızlığım akçılında çiçekleniyordu sessizlik. (Bilinçli Eğinim II, 22)
1970’li yıllarda hikâyelerini yayımlamaya başlayan sanatçı, daha çok geleneksel hikâye formunu devam ettirir. Yalın ve sıcak bir üslupla kadın duyarlılığı içinde ait olduğu toplumun meselelerini anlatır. Onun hikâyeleri kaynağını kendi hayatı, hatıraları ve çevresindeki insanların hayatlarından alır. Gelenek, ahlak ve millî değerlere yapılan vurgunun öne çıktığı hikâyeleri, yeni arayışlardan uzaktır. Yazar, bazıları tekrar olmakla birlikte on kitaba sahiptir. Bunlar Eğik Ağaçlar, Bölüşmek, Makine, Derin Yara, Onlardan Kalan, Rozayla Ana, Bir Eski Sokak Sesi, Evlerinin ,Önü, Beyaz Bir Kıyı, Gece Kuşu Uzun Öter’dir.
Sanatçının öykücülüğünün ana çizgisini; Freudyen öğreti, varoluşçuluk ve sınıfsal çelişkiler olarak sıralayabiliriz. Öykülerinde kara edebiyatın, yeraltı edebiyatının, gerçek üstücülüğün, hiççiliğin sınırlarında gezinir. Sanatçının Türk öykücülüğündeki en ayrıksı yanı, denediği biçimsel yapılar ve Türkçe kullanımındaki muhalif tutumudur. Edebiyatımızda Nobel’e aday gösterilen ilk kadın yazarımız olan sanatçının Gecede, Tuhaf Bir Kadın ve Cüce önemli eserlerindendir.