10. Sınıf : Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi - 2. Ünite : Hz. Muhammed ve Gençlik Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Muaviye, başından geçen bir olayı şöyle anlatır: Ben, HHz. Muhammed’in (s.a.v.) arkasında namaz kılarken, aksıran bir adama “yerhamükellah”diyerek karşılık verdim. Çünkü namaz kılarken konuşulmayacağını bilmiyordum. Yanlımdakiler bana bakmaya başladılar. Onlara “Niye bana bakıyorsunuz?” deyince, bu sefer de beni ikaz etmek için ellerini dizlerine vurmaya başladılar. Ben, onların beni susturmak istediklerini anlayınca, sustum. Hz. Muhammed (s.a.v.) kadar güzel öğreten bir öğretmen hiçbir zaman görmedim. Vallahi o, namazı kılınca ne beni dövdü, ne de azarladı. Sadece namazda dünya kelamı konuşulmayacağını, ancak teşbih ve tekbir yapılarak Kur’an okunabileceğini söyledi.
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Mekke'ye getirdiği mesaj Mekkelilerin putperestlik inanışıyla tamamen çelişiyordu. Kabe Mekke’de bulunduğu için, Mekkeliler bundan gurur duyuyor, kendilerini Kabe’nin muhafızları olarak gördükleri için kendilerine saygı duyulmasını bekliyorlardı. Hz. Muhammed (s.a.v.) bu yüzden başta tebliğini gizli bir şekilde yapmaya başladı. Önce en yakınındaki kişileri İslam’a davet etti ve bu gizli davet üç yıl boyunca devam etti.
Bir gün Kureyş kabilesinden bir genç, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) huzuruna gelerek, “Ya Resûlallah, zina etmeme izin ver!” dedi. İslam terbiyesiyle bağdaştırmadıkları bu teklif karşısında Ashab-ı Kiram, “Sus, sus....” diye bu genci azarlayarak üzerine yürüdüler. Hz. Muhammed (s.a.v.) son derece sakin şekilde genci yanına oturmasını söyler. Sonra onunla sohbet etmeye başlar. Sohbetinde Hz. Muhammed, kız kardeşi, halası ve teyzesi gibi yakınlarıyla zina edilmesine gönlünün razı olup olmayacağını sorar; genç her defasında “Hayır” cevabını verir. Daha sonra Hz. Muhammed (s.a.v.)onu dizinin dibine alır, sorduğu sorularla “kendisini başkasının yerine koymasını, kendisi için istemediği bir şeyi başkası için istemesinin doğru olmayacağını; aksine kendisi için arzu ettiği şeyi başkaları için de arzu etmesi gerektiğini” samimi duygularla gence anlatır.
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) vahiy kâtiplerini genellikle gençler arasından seçmiştir. Gençlerin yabancı dil öğrenmelerini teşvik etmiştir. Çoğu yaşlı sahabilerden oluşan orduya, liyakatli bir genç komutan atamaktan çekinmemiştir.
Hz. Muhammed (s.a.v.) vahiy katiplerini genellikle gençler arasından seçmiş; gençlerin fetva vermesine müsaade etmiş, ayrıca onlardan öğretmenler tayin etmiştir. Üstelik onları çoğu yaşlı sahabilerden oluşan ordulara komutan tayin etmiştir. Hz. Muhammed (s.a.v.) Benî Kudaa üzerine göndermek üzere hazırladığı birliğin sancağını rivayetlere göre 18-20 yaşlarında genç bir kumandana teslim etmiştir. Bu birlikte, aralarında Hz.Ebu Bekir, Hz.Ömer ve Ebu Ubeyde gibi muhacirlerin de yer aldığı yüzlerce askerden oluşuyordu. Bu tayinden rahatsız olanları Hz. Muhammed (s.a.v.) uyarmış, genç komutanı övmüş ve desteklemiştir.
Hz. Muhammed, Muaz b. Cebel’i, Cened’e kadı ve öğretmen olarak gönderirken, kendisine bir dava getirildiği zaman neye göre hüküm vereceğini sorar. Muaz: “Allah’ın kitabına göre hüküm veririm.” der. Hz. Muhammed: “Onda bir hüküm olmazsa neye göre verirsin?” diye sorar. Muaz: “Rasulüllah’ın sünnetine göre hüküm veririm.” der. Hz. Muhammed: “Eğer Rasulüllah’ın sünnetinde de hüküm bulamazsan ne yaparsın?” deyince, Muaz: “Kendi görüşüme göre hüküm veririm!..” der. Hz. Muhammed (s.a.v.) onun bu cevabından son derece memnun olur.
Hayatı boyunca bilgisini hiçbir zaman insanlardan esirgemedi. Öğrendiğini başkalarıyla paylaşmasını bildi ve çok büyük insanlar yetiştirdi. Allah Resûlü’nden öğrendiklerini diğer insanlara aktarma konusunda gayet titiz ve gayretliydi. Onun bu aşk ve şevki neticesinde kadınlarla ilgili pek çok husus Allah Resûlü’ne sorulmuş ve cevabı alınmıştı. Pek çok konuda söz söyleyebilecek bilgi birikimi olan bilge ve entellektüel bir insandı. İnandığı değerlere taklidi değil tahkiki olarak inanırdı. Öğrendiklerini test eder öyle kabullenirdi.
Hz. Muhammed (s.a.v.) gelişim özellikleri itibariyle gençlerde bazı aşırı eğilimlerin kendisini göstermesi, sıkça rastlanan bir durumdur. Dinî duyarlılıkları son derece güçlü olan bu genç insanlar, aşırı zühde varan dinî yorum ve uygulamalar içerisinde bulunuyorlardı. Kendilerini ibadete daha çok verebilmek için geceleri namaz kılıp, gündüzleri oruç tutmaya ve kadınlarını terketmeye azmeden bu gençlerin davranışlarını tasvip etmemiş, bunlarla yakından ilgilenmiş, onları kırıp gücendirmeden, anlayış ve hoşgörü içerisinde, bu tutumlarından vazgeçmeleri hususunda kendilerini uyarmıştır.