10. Sınıf : Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi - 2. Ünite : Hz. Muhammed ve Gençlik Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Gizli davet döneminde tebliğe muhatap olan insanlar nasıl titizlikle seçildiyse bu faaliyetlerin yapıldığı yerler ve bu kişileri eğitme yöntemleri de özenle seçilmiştir. Hz. Peygamber davetin gizli yapıldığı dönemde “tevhid” akidesine önem vermiş, Müslümanları güçlü bir inançla, sağlam bir iradeyle yetiştirmişti. Bu dönemde tebliğ çalışmaları bir evde yürütülüyordu. Müslümanlar buraya gizlice gelip gidebiliyorlardı. Hz. Peygamber burada bir yandan sahabeye dini bilgiler öğretiyor, diğer yandan da İslam’a davet görevini yerine getiriyordu. Bu evdeki faaliyetler sonucu bir çok kişi İslam’a girmişti.
Gençler Hz. Muhammed’e (s.a.v.) istediklerini istedikleri gibi sorar çekinmez, saygı sınırını aşmadan her türlü sualle onu meşgul etmekten çekinmezlerdi. Bir rivayete göre bir gün genç sahabiden biri gelip Hz. Muhammed’e (s.a.v.) “Ya Resulallah, benim zina etmeme izin ver!” diye bir talepte dahi bulunmuştu. Orada bulunan ashaptan diğer gençler o gencin üzerine yürüyüp onu susturmaya çalışmışsa da Allah Resulü onları engellemiş ve genci yanına çağırarak ayıplamadan onu dinlemiştir.
İffet abidesi bir gençtir. Gençlik çağlarında hayranlık verici bir fiziksel görünüme sahiptir. Allah’ın razı olmayacağı bir isteğe boyun eğmemiştir. Hapishaneye atılmayı, bu iffetsizliğe tercih etmiştir. Kur'an, O’nun hizmetçi olduğu evin hanımının meşru olmayan teklifi karşısındaki duruşunu övgüyle anlatmıştır.
Mus’ab b. Umeyr, İslam’ın Mekke’de maruz kalmış olduğu ve şiddetten bir çıkış yolu olan Medine dönemine geçişinde etkin bir görev üstlenmiştir. Medine’nin medenileşme sürecinde ismi en çok zikredilen kişi hiç şüphesiz ki Mus’ab b. Umeyr’dir.
Yetişme tarzı itibariyle oldukça rahat bir hayat süren Mus’ab b. Umeyr, İslam’a girerek bu özelliklerini sona erdirmiş ve Müslüman olmadan önceki bilgi ve tecrübelerini, Müslüman olduktan sonra yeni dini için kullanmıştır. O, Medine’ye tek başına silahsız ve savunmasız olarak gitmiş ve de hiç kimseden çekinmeden Müslüman olmayan bir topluma İslam’ı anlatmıştır.
Sen bize, hal diliyle, inanmak sözle olmaz; “İman fedakarlıktır.", “iman samimiyettir.” diyordun, kısa hayatına dört hicreti sığdırarak. Dünyanın bütün nimetleri önünde olsa da, hepsini elinin tersiyle iterek “Hayat kariyer ve konfordan ibaret değildir.”, “Hayat iman ve cihattan ibarettir.” diyordun, çağlar ötesinden.
Gençler, içinde bulundukları gelişim döneminin özellikleri sebebiyle mevcut sosyo-kültürel yapıyı, değerleri tenkit etmeye ve sorgulamaya meyilli olurlar. Kur'an’da sözü edilen bu gençler, putperest bir kavmin içinde olmalarına rağmen Allah’ın varlığına ve birliğine inanmış, bu inançlarını açıkça dile getirerek içinde bulundukları topluma karşı çıkmışlardır, inançlarından ötürü taşlanarak öldürülmekten veya dinlerini zorla değiştirmekten kurtulmak için mağaraya sığınmışlardır. Kur’an-ı Kerim’de bu gençlerin Allah’a iman konusunda toplumlarından farklı bir sağduyuya sahip olduklarına işaret edilmiştir
Hz. Muhammed (s.a.v.) Mekke ve çevresinde ticari faaliyetlerle ilgili konularda güvensizlik ortamını önlemek amacıyla kurulan Hılfu’l Fûdûl’a isteyerek katılmıştır. Hz. Muhammed, başta Ebû Cehil olmak üzere yabancı tacirleri ezmek, kandırmak ve çeşitli hilelerle mallarına el koymak isteyenlerin kötü davranışlarına engel olmaya çalışmıştır.
Hz. Muhammed (s.a.v.) İslam toplumunun şekillenmesinde, İslam değerlerin yaşanmasında ve yayılmasında gençlere büyük görevler vermiştir. Mesela, Tebük seferinde sancağı 20 yaşındaki Zeyd b. Sabit'e, Bedir'de 21-22 yaşlarındaki Hz. Ali'ye, vermiştir. 18 yaşlarında olan Üsame b. Zeyd'i, Suriye'ye göndermek üzere hazırladığı orduya komutan tayin etmiştir. 25 yaşında bir genç olan Mus’ab b. Umeyr’i Medine'ye öğretmen olarak göndermiş, Muaz b. Cebel'i ise henüz yaşında iken hem yönetici hem de öğretmen olarak Yemen’e tayin etmiştir.
I. Hz. Peygamber’e (s.a.v.) sadakatle bağlanarak evini O’nun emrine verdi. Bu ev, tebliğ faaliyeti için çok elverişli bularak merkez haline gelecektir.
II. Ailesi onu bu yeni dinden vazgeçirmek için her çareye başvurmuştu. Ailesini de, servetini de, Mekke’yi de terkedip Habeşistan’a hicret etti.
III. H. 9. senesinde Tebük Seferi’nden döndükten sonra Yemen’e vali olarak atandı. Henüz 27 yaşında olan genç valiye, nasıl hükmedeceğine ve insanları nasıl davet edeceğine dair gerekli tavsiyelerde bulundu.
IV. Hz. Peygamber’den (s.a.v.) aldığı feyz sayesinde İslam esaslarının en seçkin öğreticisi oldu. Sünneti nakledip açıklamakla kalmadı aynı zamanda onun doğru anlaşılması hususunda İlmî tenkit zihniyetini ortaya koydu. Kuvvetli hafızası sayesinde Hz. Peygamberin (s.a.v.) hadis ve sünnetinin daha sonraki nesillere ulaştırılmasında emsalsiz hizmetler ifa etti.