İlk Çağ'da Başlıca Medeniyet Havzaları - 4

Büyük İskender’in MÖ 334 yılında Çanakkale Boğazı’nı
geçmesi ve Anadolu topraklarına girmesiyle Hellenistik
Çağ diye adlandırılan bir dönem başlamış ve Roma
İmparatoru Augustus’a kadar süren dönem içerisinde
Hellen uygarlığının etkileri Asya ve Afrika’ya yayılmıştır.
 

Buna göre Hellen uygarlığının doğuşunda;
 

I. savaş,
II. göç,
III. ticaret

Tarih öğretmeninin dersinde Urartularla ilgili olarak vermiş olduğu;
 

• Maden yatakları bakımından oldukça zengin topraklara
sahiptiler. Toroslarda demir, Ergani civarından
bakır ve Gümüşhane yakınlarında da gümüş
yatakları bu krallığın birçok alanda gelişmesine
katkı yapmıştır.
 

• Askeri birlikleri bölgenin koşullarına göre geliştirilmiş,
demir ve bakır akşamlarla güçlendirilmiş, hızlı
hareket edebilen at arabaları; zırhlarla güvenliği
sağlanmış süvari sınıfı; demir okları, kılıçları ve
mızrakları olan piyade sınıfı bulunmaktaydı.

Anadolu’nun orta ve batısı arasındaki genişçe bir bölüme egemen olan Friglerin asıl çekirdeğini oluşturan alan ise Sakarya Nehri ve Menderes Nehri’nin yukarı kaynakları arasındaki küçük platodur.
 

Bu coğrafi konumun Frigierin;
 

I. ekonomik faaliyet,
II. din ve inanış,
III. hukuki yapı

“Mısır Memleketi Kralı, Büyük Kral, Kahraman
Ra-maşe-şa mai (II.Ramses) Amana'nın Hatti (Hitit)
memleketlerinin büyük Kralı Hattuşili ile iyi dostluklarının,
kardeşliklerinin ve büyük krallıklarının devamı
için yaptıkları antlaşmadır.”

Eski Mısır uygarlığında;
• ülkenin kuzey ve güneyinden sorumlu iki vezir firavunun emrinde görev almış,
• ülke eyaletlere bölünmüş ve her eyaletin başına firavun tarafından tayin edilmiş bir vali atanmış,
• rahipler dinî otoriteyi temsil etmişler ve altlarında çok geniş bir çiftçi tabakası, zanaatkârlar ve köleler bulundurmuşlardır.
 

Buna göre Mısır uygarlığı ile ilgili olarak;
 

I. merkezi otoritenin güçlendirilmek istendiği,
II. teokratik bir yönetimin olduğu,
III. sosyal sınıf farklılıklarının bulunduğu

Manisa’da (Sard) yapılan arkeolojik araştırmalar neticesinde
M.Ö. 1150 ve 1050 tarihleri arasında Yunanistan'dan
iç Batı Anadolu’ya dalgalar hâlinde bir göç
hareketinin olduğu anlaşılmaktadır.