11. Sınıf : Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi - 2. Ünite : Kur’an’a Göre Hz. Muhammed Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Hz. Muhammed (s.a.v.), kendisine gelen vahiyleri katiplere yazdırmış fakat bir araya toplatmamıştır. Savaşlar sırasında bir çok hafızın şehit olması üzerine, Hz. Ebu Bekir döneminde görevlendirilen heyet, Kur’an surelerini bir araya toplamıştır. Hz. Osman zamanında da düzenleme yapılıp çoğaltılan Kur’an-ı Kerim, çeşitli yerlere gönderilmiştir.
Hz. Muhammed (s.a.v.) bir hadisinde, “En hayırlılarınız, ahlakça en güzel olanlarınızdır.” demiştir. Başka bir hadiste ise “Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.” buyurmuştur.
Bu hadisler;
I. kavli
II. fiili
III. takrirî
"Sakın onlardan bazı sınıflara verdiğimiz dünya malına göz dikme, onlardan dolayı üzülme ve müminlere alçak gönüllü ol…" (Hicr, 15:88)
"Sen suçları bağışla, iyi şeyleri buyur ve cahillerden yüz çevir." (A'raf, 7:199)
İnsanların görev ve sorumluluklarını bilmeleri ve yaptıklarından sorumlu tutulabilmeleri için ihtiyaçları olan inanç sistemlerinin ne olduğunu ve yerine getirmekle yükümlü oldukları mükellefiyetleri bilmeleri gerekir. Allah, insanlara, inanç, ibadet ve muamelatla ilgili unsurlar başta olmak üzere, bilmeleri gereken hususları bildirme görevini seçtiği peygamberlere vermiştir. İlahi mesajın insanlara duyurulması açısından peygamberliğin bir ihtiyaçtan öte zaruret olduğu görülür. Bu yüzden insanların herhangi bir mazeret ileri sürmemeleri için her millete ilahi mesajı ulaştıracak peygamberler gönderilmiştir. Bundan dolayı Hz. Muhammed’in (s.a.v.) de en önemli görevlerinden birisi, Cebrail vasıtasıyla kendisine gelen vahyi azaltma, çoğaltma ve değişiklik yapmadan insanlara bildirmektir.
Sümame b. Usal, Mekke'de Hz. Muhammed’le (s.a.v.) karşılaştığında, peygamber'in kendisini İslam'a davet etmesi üzerine, “Bir daha bu teklifini yaparsan seni öldürürüm.’’ diyen ve düşmanlıkta ileri giden bir kişiydi. Bir İslam askeri birliği onu yakalayarak Medine'ye getirtildi. Hz. Muhammed (s.a.v.) onu tandı ve mescidde bir direğe bağlanıp kendisine saygılı davranılmasını istedi. Hz. Muhammed (s.a.v.) kendisiyle ilgilendi ve onu imana davet etti. Sümame, “Şayet beni öldürecek olursan, zaten kanı dökülecek katil bir kimseyi öldürmüş olacaksın; şayet kan diyeti istersen istediğini veririm.” sözleri karşısında Hz. Muhammed (s.a.V.), ona hiç karşılık vermedi. Üç gün sonra onun hiçbir fidye alınmaksızın serbest bırakılmasını istedi. Sümame, bu tavırdan oldukça etkilendi. Serbest kalıp Hz. Muhammed’e (s.a.v.) gelerek, O'na Müslüman olduğunu bildirdi ve şöyle dedi: “Şu ana kadar Sen bana dünyanın en kötü adamı gibi duruyordun; işte artık şimdi Seni herkesten çok seviyor ve takdir ediyorum.”
Hz. Muhammed (s.a.v.) Huneyn Savaşında kendi devesine binmiş ilerlerken devesiyle yanında geçen bir sahabenin pabucu, biraz fazla yakınlaştığında Hz. Muhammed’in (s.a.v.) baldırına sürtünüyor ve canını yakıyormuş. Sonunda Hz. Muhammed (s.a.v.) onu ikaz etmiş, bunu yaparken de sahabenin ayağına kamçıyla vurmuş. Ertesi gün sahabeyi yanına davet etmiş. Sahabe ne olduğunu merak ederken Hz. Muhammed (s.a.v.) ona: “Sen dün benim ayağımı incitmiş, canımı yakmıştın. Ben de senin ayağına kamçıyla vurmuştum. Seni bunun karşılığını ödemek için çağırdım.” demiş ve ona seksen koyun vermiştir.
"İki nimet vardır ki çoğu zaman insanlar onun kıymetini iyi bilmezler. Bunlar sağlık ve boş vakittir." (Hadis)
"Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini iyi biliniz. Ölüm gelmeden önce hayatın, hasta olmadan önce sağlığın, meşguliyet gelmeden önce boş vaktin, ihtiyarlıktan önce gençliğin, yoksulluktan önce zenginliğin." (Hadis)
Bu hadisler;
I. Doğru olma,
II. Zamanın kıymetini bilme,
III. Danışarak iş yapma
Hz. Muhammed (s.a.v.) gecelerini ibadetle geçiren, gündüzleri ise oruç tutan bir sahabeye de şöyle nasihat etti: “Böyle yapma. Sen böyle yaparsan gözlerinin feri kesilir, nefsin yorulur. Oysa senin üzerinde nefsinin de hakkı vardır, aile fertlerinin de senin üzerinde hakkı vardır. Bu bakımdan bazen oruç tut, bazen tutma, gecenin bir kısmında namaz kıl, bir kısmında uyu.”
"Ben Abdullah b. Cüd'an'ın evinde yapılan antlaşmaya katılmıştım ki, bunu güzel ve kızıl develere değişmem. Bugün de böyle bir antlaşmaya çağrılsam tereddüt etmeden giderim."
Peygamberler gerçek anlamda insanların güvenini kazanmış son derece emin, güvenilen, dürüst ve seçkin şahsiyetlerdir. Onlardan her hangi bir hıyanet asla meydana gelmez.