11. Sınıf : Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi - 2. Ünite : Kur’an’a Göre Hz. Muhammed Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
"Hatırlar mısın? İnkâr edenler seni etkisiz hale getirmek veya öldürmek ya da yurdundan çıkarmak için tuzaklar kuruyorlardı; onlar tuzak kuruyorlardı Allah da bozuyordu. Tuzak bozma işini en iyi yapan Allah'tır." (Enfâl, 8:3)
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) vefatına yakın hac görevini yerine getirmek için Mekke'de bulunmuştur. On binlerce sahabeyle birlikte Peygamber (s.a.v.) hac ibadetini yerine getirmiştir. Hac ibadetini ifa ederken de çeşitli yerlerde insanlara güzel hitaplarda bulunmuş, dualar etmiştir.
Necranlı Hristiyan bir heyet Hz. Muhammed (s.a.v.) ile görüşmek için Medine’ye gelir. Mescitteki görüşme esnasında ibadet vakitlerinin geldiğini söyleyerek ondan izin isterler. Bunun üzerine Hz. Muhammedin (s.a.v.) onların mescitte ibadet etmelerine müsaade eder.
Hz. Muhammed (s.a.v.);
Bir gün Hz. Muhammed (s.a.v.) ashabıyla birlikte otururlarken yanlarından bir cenaze geçer. Hz. Muhammed (s.a.v.) hemen ayağa kalkar. Çevresindekiler, geçen cenazenin bir Yahudi cenazesi olduğunu söylerler. Hz. Muhammed: “Olsun, o da bir insan değil mi?” diyerek cevap verir. (Buharı, Cenâiz)
“Hastalık gelmeden önce sağlığın, ihtiyarlık gelmeden önce gençliğin ve ölüm gelmeden önce hayatın değerini bilin!” (Hadis-i Şerif)
Hz. Muhammed (s.a.v.) , bir melek veya elle tutulamayan manevi nurdan bir varlık değildi. O da, her insan gibi yorulan, uyuyan, acıktığında yemek yiyen, su ihtiyacı duyan bir bedene sahip idi. Kendisi hakkında insanüstü bir varlık olarak görülmesini ve o şekilde yüceltmesinin yanlış olduğunu söyleyerek Müslümanları sık sık uyarmıştır. Bu hususta “Geçmişte insanların kendi peygamberlerine yaptığı gibi siz de beni tanrılaştırmayın” diye buyurmuştur. Bu nedenle resminin yapılmasını yasaklamıştır.
Allah Resûlü'nün İslâm'ı tebliğ yolunda uğradığı bu tür eziyet ve işkencelere karşı; "Ne bitmez olsa tahammül,onun da bir sonu var!" diyen şâiri dahî şaşırtacak derecede yüksek ve erişilmezdi. O çocukluğundan vefâtına kadar hep büyük acılarla karşılaşmıştır. Babasını, annesini, dedesini, amcası Ebû Tâlib'i, sevgili hanımı Hz. Hatice'yi, şehitlerin efendisi Hz. Hamza'yı ve evlâtlarını bir bir Hakk'a uğurladı. Çok sevdiği ashâbından birçoğunu kendi elleri ile kabre koydu. Ancak bunların hiçbiri onun metânetini bozmadı.
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) hicret etmek üzere evini terk ederken, evi kuşatan müşrikleri oyalamak için yatağında görünmek istemişti. Bu sebeple Hz. Ali’den kendi yatağında yatmasını istemiş, o da bunu canına minnet sayarak kabul etmiştir. Böylece kapıdaki müşrikler Hz. Muhammed’in (s.a.v.) yatakta zannederek sabaha kadar beklemişler ve adeti üzere onun bu vakitte çıkıp mescide gitmediğini görünce kapıyı kırıp içeri girmişler ve O’nun yatağında Hz. Ali’yi görmüşlerdir. Bu durumda Hz. Ali’yi öldürmemeleri ise tamamen Allah’ın himayesi sayesinde olmuştur.
Allah ve Hz. Muhammed (s.a.v.), bir konuda hüküm verdiği zaman Müslümanlar o hükme uymakla yükümlüdür. Bununla ilgili olarak Kur'an-ı Kerim’de “Bir mümin erkek veya bir mümin kadının, Allah ve Resulü bir emir ve hüküm verdiklerinde artık işlerinde bundan başkasını seçme hakları olamaz. Allah’ın ve Resulünün emrine itaat etmeyenler doğru yoldan açıkça sapmışlardır.” (Ahzab, 33:36)