11. Sınıf : Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi - 2. Ünite : Kur’an’a Göre Hz. Muhammed Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
I. Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: "Yağmurların ve akarsuların suladığı arazide öşür hayvanlar ile sulanan arazide öşrün yarısı (yirmide bir) zekât vardır.”
II. Hz. Muhammed s.a.v.), ashâbında gördüğü bazı hoşuna gitmeyen davranışları üşülünce tenkid ederdi. Mesela minbere çıkar ve isim belirtmeden, “Cemaate ne oluyor ki, falan şöyle yapıyor?” diye ikaz ve tembihte bulunurlardı. Bazen de gördüğü davranışları menetmez ve sükûtuyla onları onaylardı.
“İnanıp da imanlarına herhangi bir zulüm bulaştırmayanlar...” (En’am, 6:82) ayetindeki zulümden kastın, “şirk” olduğu hadis ile belirtilmiştir.
• Peygamberler Allah’a (c.c) kul olma yollarını yaşayarak göstermiş model insanlardır. Kişi, bu örneklik müessesinin model insanlarına tabi olarak yeniden inşa eder.
• Peygamberler insanın yeryüzündeki konumunu, sorumluluklarını, nereden gelip sonunda nereye varacağını, sahip olduğu güç ve kapasiteyi öğretir ve gösterirler.
• İnsanları tevhit inancına davet etmekle beraber yeni bir kültür ve medeniyetin de inşasını sağlarlar.
• Peygamberlere tabi olan toplumlar adalet ve hakkaniyet ilkelerini koruyarak her türlü sınıfsal farklılıkları ortadan kaldırmışlar ve sosyal barışın önderliğini yapmışlardır.
I. Peygamberler gizli ve açık hiçbir şekilde günah işlemezler.
II. Peygamberler akıllı, uyanık ve yüksek zekâ sahibidirler.
III. Peygamberler her hususta güvenilir kimselerdir, emanete asla hıyanet etmezler.
IV. Peygamberler son derece doğru insanlardır. Asla yalan söylemezler.
Allah’ın kullarından istediklerini insanlara rahatça ve anlayacakları bir dilde anlatabilmeleri
Allah’ın emir ve yasaklarını insan olarak kendileri uygulayarak diğer insanlara örnek olmaları
“Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve kendini bilmezlere aldırma.” (A’raf, 7:199)
Hz. Muhammed (s.a.v.) İslam’ı tebliğ için gittiği Taif şehrinde hakarete uğradı ve taşlandı. Ancak yine de onlara beddua 5. etmedi. Savaşta düşman bile olsa kadınların ve çocukların öldürülmelerini yasakladı. İnsanlara, özellikle çocuklara sevgi ve şefkatle yaklaştı.
Hz. Muhammed (s.a.v.) tebliğ vazifesini bir ‘ek görev’ olarak değerlendirmemiştir. Şuara Suresi'nde “İhtimal ki sen, iman etmeyecekler diye kendini mahvedeceksin” ayeti Efendimizin görevine sımsıkı sarıldığı ve insanların hidayetini canı gönülden arzu ettiği açıkça anlaşılmaktadır. Hz. Muhammed (s.a.v.), nübüvvet vazifesini aldığı andan son nefesini verdiği güne kadar sadece tebliğ göreviyle meşgul olmuş, evinde, mescidinde, çarşıda, pazarda, yolculuk anında, mezarlıkta hatta muharebe esnasında Allah’ın hükümlerini tebliğden asla geri durmamıştır. Bu vazifenin yerine getirilmesine O’nun hasta olması, hatta ölüm döşeğinde yatması dahi engel olmamıştır.
Sünnet, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) söz, fiil ve onaylarıdır. “Söz, haber, yeni şey” anlamlarına gelir. Hadis ise sünnetle eş anlamlı sayılabilir.
Hz. Muhammed (s.a.v.) salgın hastalıktan korunma konusunda o gün için çok güzel ve faydalı sonuçlar alınabilecek şu sözü söylemiştir: “Bir yerde veba olduğunu işittiğiniz zaman oraya girmeyiniz! Bulunduğunuz yerde veba ortaya çıkarsa, oradan da çıkmayınız.”