Ünite Tekrar Testleri - 5

Hz. Muhammed (s.a.v.) kendisine kötülük yapan kavmi için, “Rabbim, kavmimi bağışla çünkü onlar bilmiyorlar.” diye dua etmiştir. Esirlere güzel muamele etmiş, kıyafeti kötü olanları giydirmiş ve onları asla incitmemiştir. O, yardıma muhtaç herkesin yardımına koşmuş, yetimlerle bizzat ilgilenmiş ve ilgilenilmesini teşvik etmiştir. Bu hususta, “Müslüman evlerinin en hayırlısı içinde yetim bakılıp iyilik edilen evdir; en kötüsü ise içinde yetime kötülük edilen evdir.” buyurmuştur. Bütün bunların yanı sıra Mekke’nin fethine giderken yolun kenarında yeni doğmuş yavrularını emziren bir köpek gördü, rahatsız edilmemeleri için bir sahabiye orada nöbet tutmasını emretmiştir.

Hz. Muhammed (s.a.v) bir gün zengin olduğu halde üstü başı perişan bir vaziyette giyinmiş olarak yanına gelen bir kişiye, "Allah mal vermişse Allah’ın keremi senin üzerinde görülsün demiştir.” (Nesâî)

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) en önemli vasıflarından biri de Allah, tarafından günah işlemekten korunmasıdır. Hz. Muhammed'in (s.a.v.) bu sıfatı hakkında Kur’ân’da sarih bir ifade olmamakla birlikte bazı âyetler bu hususa işaret etmektedir. Mesela, “Eğer biz sana sebat vermiş olmasaydık az kalsın onlara biraz meyledecektin.” (İsrâ, 17:74) âyeti Hz. Muhammed’in bu vasfına işaret etmektedir. Bu âyetten hareketle İslam âlimleri, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) büyük-küçük bütün günahlardan korunduğu noktasında görüş birliğine varmışlardır.

Allah, peygamberlerini insanlar arasından seçmiş ve buyruklarını onlar vasıtasıyla insanlara iletmiştir. Dolayısıyla bütün peygamberler Allah’ın emirlerini insanoğluna ulaştırmakla görevli seçkin birer beşerdirler. Bütün insani özelliklere sahip Hz. Muhammed de (s.a.v) Allah’ın insanlara indirdiği son İlahî kitap olan Kur’an’ı insanlara tebliğ eden son peygamberdir.

“Ey insanlar! Allah İçin adaletle şahitlik edenler olun. Bir topluluğa karşı duyduğunuz kin sizi adaletten saptırmasın. Adil davranın, takvaya yakışan budur. Allah'tan korkun, kuşkusuz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.'' (Maide. 5:8)

I. ''Hz. Muhammed (s.a.v.) öylesine oruç tutardı ki biz, daha artık iftar etmez derdik. Bir kere de iftar etti mi biz artık daha oruca niyet etmez derdik''
II. ''Hz. Muhammed (s.a.v.) hoşuna gitmeyen uygun bulunmayan davranışı uyarmış, uygun gördüğüne de sessiz kalıp onaylamıştır.''
II. Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ben nasıl namaz kılıyorsam siz de öyle kılın.”

“İnanıp da imanlarına herhangi bir zulüm bulaştırmayanlar…'' (En’âm, 6:82) ayetindeki zulümden kastın, “şirk” olduğu hadis ile belirtilmiştir.

Medine Sözleşmesi’nin önemli maddeleri şunlardır;

• Müslüman ve Yahudi topluluklar barış içerisinde yaşayacaklardır.
• Yahudiler dinlerinde serbest olacaktır.
• Yahudiler ve Müslümanlar arasında olacak anlaşmazlıklarda, Hz. Muhammed (s.a.v.) hakem olarak kabul edilecektir.
• Her topluluk kendine ait bölgeden sorumlu olacaktır.
• Yalnız, kim bir suç işlerse, o sadece kendine zarar vermiş olacaktır.

Hz. Muhammed (s.a.v.) ile beraber yürüyordum. Üzerinde Necran kumaşından sert yakalı ve kalın bir cübbe vardı. Bir bedevi ona ulaşarak cübbesinden kuvvetlice çekti. Peygamberimizin ensesine baktım ki, Bedevi’nin kuvvetli çekişinden cübbenin sertliği oraya iz bırakmıştı. Bedevi: “Ey Muhammed, sendeki Allah malından bana verilmesi için emret”, dedi. Hz. Muhammed (s.a.v.) Bedevi'ye döndü ve güldü, sonra da ona bir şey verilmesini emretti.