3. Sınıf: Türkçe - 4. Ünite: Okuduğunu Anlama - Metinde Anlam - Test Çöz - 2023 Yeni MEB Eğitim Müfredatına Uygun Yeni Nesil Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
“Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine bir kaya koydurdu. Kendisi de pencereye oturup olanları seyretti. Ülkenin en zengin tüccarları, saray görevlileri bir bir geldiler. Hepsi de taşın etrafından dolaştı.
Sonunda bir köylü geldi. Saraya meyve sebze taşıyordu. Sırtındaki küfeyi yere bıraktı. Tüm gücü ile kayayı itti. Tam sırtına küfeyi alıp oradan ayrılırken yerde bir kese gördü. Kesenin içini açtı. Kesenin içi altınla doluydu. Ayrıca kesenin içinden bir kâğıt da çıktı. Kağıtta “Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir.” diyordu kral. Köylü yaptığı iyiliğin mükâfatını alarak, oradan ayrıldı.”
“Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine bir kaya koydurdu. Kendisi de pencereye oturup olanları seyretti. Ülkenin en zengin tüccarları, saray görevlileri bir bir geldiler. Hepsi de taşın etrafından dolaştı.
Sonunda bir köylü geldi. Saraya meyve sebze taşıyordu. Sırtındaki küfeyi yere bıraktı. Tüm gücü ile kayayı itti. Tam sırtına küfeyi alıp oradan ayrılırken yerde bir kese gördü. Kesenin içini açtı. Kesenin içi altınla doluydu. Ayrıca kesenin içinden bir kâğıt da çıktı. Kağıtta “Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir.” diyordu kral. Köylü yaptığı iyiliğin mükâfatını alarak, oradan ayrıldı.”
“Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine bir kaya koydurdu. Kendisi de pencereye oturup olanları seyretti. Ülkenin en zengin tüccarları, saray görevlileri bir bir geldiler. Hepsi de taşın etrafından dolaştı.
Sonunda bir köylü geldi. Saraya meyve sebze taşıyordu. Sırtındaki küfeyi yere bıraktı. Tüm gücü ile kayayı itti. Tam sırtına küfeyi alıp oradan ayrılırken yerde bir kese gördü. Kesenin içini açtı. Kesenin içi altınla doluydu. Ayrıca kesenin içinden bir kâğıt da çıktı. Kağıtta “Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir.” diyordu kral. Köylü yaptığı iyiliğin mükâfatını alarak, oradan ayrıldı.”
“Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine bir kaya koydurdu. Kendisi de pencereye oturup olanları seyretti. Ülkenin en zengin tüccarları, saray görevlileri bir bir geldiler. Hepsi de taşın etrafından dolaştı.
Sonunda bir köylü geldi. Saraya meyve sebze taşıyordu. Sırtındaki küfeyi yere bıraktı. Tüm gücü ile kayayı itti. Tam sırtına küfeyi alıp oradan ayrılırken yerde bir kese gördü. Kesenin içini açtı. Kesenin içi altınla doluydu. Ayrıca kesenin içinden bir kâğıt da çıktı. Kağıtta “Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir.” diyordu kral. Köylü yaptığı iyiliğin mükâfatını alarak, oradan ayrıldı.”
“Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine bir kaya koydurdu. Kendisi de pencereye oturup olanları seyretti. Ülkenin en zengin tüccarları, saray görevlileri bir bir geldiler. Hepsi de taşın etrafından dolaştı.
Sonunda bir köylü geldi. Saraya meyve sebze taşıyordu. Sırtındaki küfeyi yere bıraktı. Tüm gücü ile kayayı itti. Tam sırtına küfeyi alıp oradan ayrılırken yerde bir kese gördü. Kesenin içini açtı. Kesenin içi altınla doluydu. Ayrıca kesenin içinden bir kâğıt da çıktı. Kağıtta “Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir.” diyordu kral. Köylü yaptığı iyiliğin mükâfatını alarak, oradan ayrıldı.”
“O gün yine parkta oturmuş etrafı seyrediyordu. Bir taraftan rüzgâr yaprakları savururken temizlik görevlisi de dökülen yaprakları süpürmeye çalışıyordu. Havalarda soğumaya başlamıştı. Birden içi titredi. Üşümüştü.”
“Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine bir kaya koydurdu. Kendisi de pencereye oturup olanları seyretti. Ülkenin en zengin tüccarları, saray görevlileri bir bir geldiler. Hepsi de taşın etrafından dolaştı.
Sonunda bir köylü geldi. Saraya meyve sebze taşıyordu. Sırtındaki küfeyi yere bıraktı. Tüm gücü ile kayayı itti. Tam sırtına küfeyi alıp oradan ayrılırken yerde bir kese gördü. Kesenin içini açtı. Kesenin içi altınla doluydu. Ayrıca kesenin içinden bir kâğıt da çıktı. Kağıtta “Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir.” diyordu kral. Köylü yaptığı iyiliğin mükâfatını alarak, oradan ayrıldı.”
“O gün yine parkta oturmuş etrafı seyrediyordu. Bir taraftan rüzgâr yaprakları savururken temizlik görevlisi de dökülen yaprakları süpürmeye çalışıyordu. Havalarda soğumaya başlamıştı. Birden içi titredi. Üşümüştü.”