Okuduğunu Anlama - 1

Vurulmuşum toprağına taşına,
Yerde gezen, gökte uçan kuşuna.
Baharına, yazına, kışına.
Vurulmuşum
Eli kalem, eli kazma, eli kürek tutan.
Yüzü toprak kokan
Sınırlarda omuz omuza yatan
İnsanlarına...
Benim iyi yürekli kardeşlerim
Hep senin dostlarındır;
Benim çiğdem kokulu memleketim.

Adil TURHAN

Bu mevsim havalar erken ısınmaya başladı. Beyaz evin sahipleri de yazlıklarına erken geldiler. Her zaman olduğu gibi Kınalı’yı kendi köpekleri gibi sahiplendiler. Yazlıklarında oturdukları süre içinde Kınalı’ya çok iyi bakarlardı. Yemeğini ve suyunu zamanında verirlerdi. Bu nedenle, onların erken gelişine Kınalı çok sevinirdi. Otomobillerini uzaktan gördüğünde tanır, can havliyle koşardı.

Bu mevsim havalar erken ısınmaya başladı. Beyaz evin sahipleri de yazlıklarına erken geldiler. Her zaman olduğu gibi Kınalı’yı kendi köpekleri gibi sahiplendiler. Yazlıklarında oturdukları süre içinde Kınalı’ya çok iyi bakarlardı. Yemeğini ve suyunu zamanında verirlerdi. Bu nedenle, onların erken gelişine Kınalı çok sevinirdi. Otomobillerini uzaktan gördüğünde tanır, can havliyle koşardı.

Orman bir yeşillik, dağları süsler.
Yağmuru çağırır dal ve yapraklar
İçinde sayısız canlıyı besler.
Yeşille kaplıdır bütün topraklar.

Bu mevsim havalar erken ısınmaya başladı. Beyaz evin sahipleri de yazlıklarına erken geldiler. Her zaman olduğu gibi Kınalı’yı kendi köpekleri gibi sahiplendiler. Yazlıklarında oturdukları süre içinde Kınalı’ya çok iyi bakarlardı. Yemeğini ve suyunu zamanında verirlerdi. Bu nedenle, onların erken gelişine Kınalı çok sevinirdi. Otomobillerini uzaktan gördüğünde tanır, can havliyle koşardı.

Herhangi bir şehirdeki herhangi bir parkta, herhangi bir bahar sabahıydı. Ortalık çok sakindi. Sonra birden dört bir yandan çıkagelen hayvanlar parkın ortasında toplanmaya başladı. Banklardan birinin arkasından, kılıç dişli bir kaplan fırladı. Çalılıkların arasından kürklü bir mamut göründü. Derken başkaları da belirdi. Soyu tükenmiş hayvanlar toplantısına katılmaya gelmişlerdi. Bu hayvanlar her on bir yılda toplanıp dünyada şöyle bir tur atar, akrabalarını ziyaret eder, hep birlikte eğlenirlerdi.

Vurulmuşum toprağına taşına,
Yerde gezen, gökte uçan kuşuna.
Baharına, yazına, kışına.
Vurulmuşum
Eli kalem, eli kazma, eli kürek tutan.
Yüzü toprak kokan
Sınırlarda omuz omuza yatan
İnsanlarına...
Benim iyi yürekli kardeşlerim
Hep senin dostlarındır;
Benim çiğdem kokulu memleketim.

Adil TURHAN

Vurulmuşum toprağına taşına,
Yerde gezen, gökte uçan kuşuna.
Baharına, yazına, kışına.
Vurulmuşum
Eli kalem, eli kazma, eli kürek tutan.
Yüzü toprak kokan
Sınırlarda omuz omuza yatan
İnsanlarına...
Benim iyi yürekli kardeşlerim
Hep senin dostlarındır;
Benim çiğdem kokulu memleketim.

Adil TURHAN

Bu mevsim havalar erken ısınmaya başladı. Beyaz evin sahipleri de yazlıklarına erken geldiler. Her zaman olduğu gibi Kınalı’yı kendi köpekleri gibi sahiplendiler. Yazlıklarında oturdukları süre içinde Kınalı’ya çok iyi bakarlardı. Yemeğini ve suyunu zamanında verirlerdi. Bu nedenle, onların erken gelişine Kınalı çok sevinirdi. Otomobillerini uzaktan gördüğünde tanır, can havliyle koşardı.