9. Sınıf : Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi - 3. Ünite : İslam ve İbadet Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
“Ey iman edenler! Sizden önceki ümmetlere oruç farz kılındığı gibi size de farz kılındı” (Bakara suresi, 183. ayet)
Yukarıdaki ayetten;
I. Oruç tutmak farz olan bir ibadettir.
II. Oruç, geçmiş topluluklarda da olan bir ibadettir.
III. Oruç ibadetinden akıl sahibi olan ve olmayan herkes sorumludur.
İslam dininin iki temel kaynağı vardır. Bunlar da Kur’an-ı Kerim ve sünnettir. Kur’an-ı Kerim’in emir ve yasaklarının doğru bir şekilde anlaşılabilmesi için sünnetin vazgeçilmez bir fonksiyonu bulunmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de namaz, zekât, hac gibi ibadetlerin mükellefler tarafından kesin olarak yapılması emredilmiştir. Ancak bu ibadetlerin nerede, nasıl yapılacağı Hz. Muhammed'in (s.a.v.) söz ve uygulamaları ile açıklanarak öğretilmiştir. Bu uygulamalar da nesilden nesile aktarılarak bize kadar ulaşmıştır.
Metinden;
Ali: Zekât, İslam’ın farz kıldığı ibadetlerden birisidir.
Nuri: Kur’an-ı Kerim, İslam’ın temel kaynaklarından birisidir.
Süleyman: Sünnet, Kur’an-ı Kerim’i açıklar.
Halil: Sünnet, İslam’ın kaynaklarından birisidir.
Erdem: Kur’an-ı Kerim’de hiçbir ibadetin açıklaması bulunmamaktadır.
Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle buyurdular: “İslâm beş şey üzerinde kuruldu: Allah’tan başka ilâh olmadığına, Hz. Muhammed’in Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna şahadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Kâbe’yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak." (Müslim, İmân, 19-22).
“Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar.”
(Bakara suresi, 3. ayet)
“Namazı kılın, zekâtı verin. Rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin.”
(Bakara suresi, 43. ayet)
“De ki: ‘Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri bildireyim: Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin; sizin ve onların rızkını veren biziz. Gizli ve açık kötülüklere yaklaşmayın ve Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymayın. Düşünesiniz diye Allah size bunları emretti.”
(En’âm suresi, 151. ayet.)
Allah’ın (c.c.) rızasını kazandıran her türlü güzel iş ve davranış Salih amel olarak değerlendirilir.
İslam’ın üzerinde durduğu ibadetlerden birisi de cenaze namazıdır. Cenaze namazı hüküm açısından farz-ı kifayedir. Yani bir beldede bir kısım müslümanların bu namazı kılmalarıyla, diğerlerinin üzerinden sorumluluk kalkar. Şayet cenaze namazı hiç kimse tarafından kılınmazsa, o beldedeki bütün müslümanlar sorumlu ve günahkâr olur. Cenaze namazının kendi ait birtakım özellikleri vardır. Mesela diğer namazlardan farklı olarak cenaze namazında rüku ve secde bulunmamaktadır.
Metinde;
I. Farz-ı kifaye ne demektir?
II. Cenaze namazını kimler kılamaz?
III. Cenaze namazının diğer namazlardan farklı olan bazı özellikleri nelerdir?
IV. Cenaze namazının hükmü nedir?
İslam dinin emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından kaçınmakla sorumlu tutulan kişiye …………… denir.
“Şüphesiz, iman edip, salih ameller işleyenler var ya; işte onlar yaratılanların en hayırlısıdır. Rableri katında onların mükâfatı, altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları Adn cennetleridir. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte bu mükâfat Rabbine derin saygı duyanlara mahsustur.”
(Beyyine suresi, 7-8. ayetler)
Hz. Muhammed (s.a.s), bir gün sahabesi ile sohbet ederken “Bugün hanginiz oruç tuttu?" diye sordu. Hz. Ebubekir “Ben" diye cevap verdi. Ardından Hz. Muhammed (s.a.v.): “Bugün hanginiz bir kardeşinizin cenazesine katıldı?” dedi. Yine Hz. Ebubekir “Ben katıldım ey Allah’ın (c.c.) elçisi.” dedi. Sonra Hz. Muhammed (s.a.v.) peş peşe şu soruları sordu: “Bugün hanginiz bir fakirin karnını doyurdu? Bugün hanginiz bir hasta ziyaretinde bulundu?" Bu soruların her birine Hz. Ebubekir “Ben" diyerek olumlu cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.v.) arkadaşlarına şöyle dedi: “Bu güzel davranışlar kimde bulunursa, o mutlaka cennete girer.”
(Müslim, Fedâilü’s - Sahâbe, 12.)