11. Sınıf Türk Dili Edebiyatı 4. Ünite : Makale / Sohbet / Fıkra - Test Soruları - Test Çöz - 2023 Yeni MEB Eğitim Müfredatına Uygun Yeni Nesil Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
I. Sohbet yazılarında konuşma havası oluşturabilmek için yazıya bir soru ile başlanabilir.
II. Söyleşide yazıdaki inandırıcılığı ve samimiyeti artırmak için farklı yazarların görüş ve düşüncelerine, konu ile ilgili atasözleri ve özdeyişlere yer verilmelidir.
III. Sohbet yazılarında okuru sıkmamak için ifadeler kısa tutulmalıdır.
IV. Her kesimden insana hitap edecek, ilgi çekici ve merak uyandırıcı olaylar, durumlar vb. anlatılmalıdır.
V. Yazar iddialarını ispat etmekle mükelleftir; nesnel ve bilimsel ifadeler yeğlenmelidir.
I. Makale
II. Sohbet
III. Fıkra
I. Makale yazmak bir alanda yetkin olmayı gerektirir. ( )
II. Sohbet türünde betimleyici ve öyküleyici anlatım ağır basar. ( )
III. Fıkra yazılarının yarına kalırlığı yoktur. ( )
IV. Sohbette üslup ciddi ve ağırbaşlıdır. ( )
V. Makalede sadece okuru sıkmayacak ve kolay anlaşılacak konular işlenir. ( )
I. Makale metninde kelimeler, gerçek ve terim anlamlarıyla kullanılır.
II. Bir makale yazabilmek için o makalenin konusuna dair uzmanlığa sahip olmak gerekir.
III. Makalede ileri sürülen tezlerin ve aktarılan bilgilerin ispatlanmasına çalışılır.
IV. Makalede yorumlardan, öznellikten kaçınılır.
V. Makale sadece bilimsel konulara dönük yazılır.
I. Yazın beraberinde getirdiği sevinci ve değişim duygusunu bilirsiniz. Tabiattaki ısınmanın doğurduğu canlanış, insan ruhuna ve muhayyilesine de tesir eder. Hal böyle olunca benim gibi bir muharrir ister istemez üretme, daha coşkulu bir biçimde kaleme ve kağıda sarılma heyecanı duyar. Demem o ki yaz, yazarın şevk güneşinin parlaklığını kat kat artırır. Eminim, içinizdeki yazarlar ve ozanlar da benimle aynı hissiyatı taşıyor.
II. Bilimsel sorgulama sürecinde önce düşünsel kavramlar oluşturulur. Kavramların, yargıların karmaşık çağrışımı, ilerleyen aşamada varsayımları ve kuramları oluşturur. Yasaların ipucu olan varsayımlar, deneyler ile doğrulanır. Varsayımlar deney ile doğrulandığında kuram veya bilimsel yasa adını alır. Kuramlar olgusal düzeyde gözlenen ilişkileri ve genellemeleri, gözlemsel olmayan bazı kavramlardan yararlanarak açıklar.
Bugün köşemde edebi türlerimizden öyküyle ilgili görüşlerimi anlatmak istiyorum. Elli kuşağının öyküyü kristalleştirme eğilimine karşılık zamanımız yazarları öyküyü kural dışı, geniş bir alana taşımaya yatkındırlar. Buna rağmen öykü evrenimizde gurur verici bir aşamaya henüz gelmedik. Ancak yeni kitaplarını beklediğim yazarlardan öykümüze büyük bir soluk geleceğini düşünüyorum. Özellikle hiçbir yayınevinin dikkatini çekmemiş, derinden yol alan yazarlar aramıza katılınca öykü, kendi tarihini yazmaya başlayacaktır. Ne var ki eleştirinin bu denli boyutsuz olduğu bir dönem, öyküyü iyi değerlendirmeme gibi bir zaafı da beraberinde getirecektir
Makale | Fıkra | |
I. | Ciddi ve bilimsel bir dille yazılır. | Güncel olaylar derinine inilmeden anlatılır. |
II. | Devrik cümlelere ve ağız taklitlerine yer verilir. | Karşılıklı konuşma havası belirgindir |
III. | Kanıtlayıcı anlatıma başvurulur. | Kamuoyu oluşturmak hedeflenir. |
IV. | Didaktik yönü ağır basmaktadır. | Düşünceler serbestçe ortaya konur. |
V. | Teknik terimlere yer verilir. | ' Cümleler kısa, açık ve anlaşılırdır. |
I. Gençliği bir mutluluk dönemi sanmak yanılgısına düşenler, ihtiyarlığı da acıklı, hatta biraz ayıp sayıyorlar. "Artık ben ihtiyarladım." deyince, "Hayır ihtiyarlamadınız, sadece biraz yaşlandınız." diyorlar. Sanki yaşlanmakla ihtiyarlamak aynı anlama gelmiyormuş gibi konuşuyorlar. Ben biliyorum dostum, onlar "Sizi bugün çok iyi gördüm." gibi laflarla aslında kendilerini kandırıyorlar. Herkes biliyor ki insan elbet ihtiyarlayacak ve sonunda ölüm onu bulacaktır.
II. Bütün düşünceleri ve varsayımları bize göre ve bazı yönleriyle savunmak olanağı vardır. Bunun için size seslenen kimsenin düşüncelerini öyle anlayıp dinlemeden geri çevirmeye kalkışmayınız. Onları inceleyiniz. Bakalım ne yenilikler bulacaksınız. Doğal olarak, bütün insanların düşüncelerinde olduğu gibi, iyi ve kötü yönler görecek, doğru ve yanlış noktalar bulacaksınız.
III. Günümüzün dünyasında çevre kirliliği, tüm gezegeni kaplayan boyutlara ulaşmış durumda. Dünyanın birçok bölgesinde insanlar, çevre felaketine karşı korumasız, nükleer tehdit ve radyasyondan habersiz bir yaşam sürmektedir. Bilim adamları ise bu olumsuzlukların devamı halinde dünyadaki tüm canlıların ciddi biçimde tehdit altında olduğunu vurguluyorlar.
IV. Fikirlerden doğru bulduklarınızı açıkça belirtiniz, geri kalanları da güler yüzle tartışınız. Kanıtlarınızı ortaya koyunuz fakat karşı tarafın kanıtlarını da dinleyiniz. Mantık kurallarına uyarak yargıtayınız, duygularınıza kapılarak değil. Konuşma, tartışma alanında, bundan başka her türlü kural dürüstlüğe aykırıdır.
V. Biliyorsunuz insan hakları derin bir konudur. Devletler, önceleri insan haklarını korumak için kurulurlar.
Fakat zamanla yeni bileşimlere gidemedikleri zaman egemenlerin temsilcisi durumuna gelirler. Ne gam! Olsun ama olan vatandaşa oluyor değil mi?
Fıkra, Türk edebiyatında ilk defa XIX. asrın ikinci yarısında, ilk özel gazete "Tercüman-ı Ahval"in yayımlanmasıyla birlikte gazetelerde kendini göstermiştir. Önceleri sadece siyasi ve sosyal konular etrafında yazılmış, zamanla her konuda yazılabilen bir tür haline gelmiştir. Fıkralarda gereksiz sözlere yer verilmemesi, üzerinde durulan konuyla ilgili öne sürülen düşüncelerin inandırıcı, etkileyici ve akıcı bir üslupla oluşturulması gerekir. Her kesimden insana seslendiğinden açık ve yalın bir anlatım kullanılır.
Canlı bir anlatımla eski İstanbul yaşantısını, çocukluk anılarını dile getirmiştir. Şehre ve şehir sakinlerine dayalı gözlemlerini içten ve renkli bir dille kaleme almıştır. Döneminin İstanbul'unu çeşitli güzellikleriyle yansıtmıştır. Muharrir Bu Ya, Falaka, Gülüp Ağladıklarım, Eşkal-i Zaman yazarın eserlerinden birkaçıdır.
İşte deniz ... Masmavi görünümü ve esen yelleriyle beni benden alan deniz ... Bir banka oturup onu seyretmek başlı başına bir keyiftir. A dostlar! Gündelik yaşamınızın koşuşturmacasından bunaldınız mı? Kendinizi yorgun mu hissediyorsunuz? Deniz havası size de iyi gelecektir. Deniz; ufkunuzu açacak, ferahlamanızı sağlayacaktır.
Her gün gazete köşemde güncel bir konuyu ele alıyorum.
öyle uzun uzun anlatmıyor, kısa ve öz olarak konuyu sunuyorum. Anlattığım konuyu ispatlama gibi bir kaygım yok. Bundan dolayı öznel davranabiliyorum. Bununla birlikte okuyucuyu düşündürme, okuyucuya farklı bir bakış açısı kazandırma amacı taşıyabiliyorum. Ben bir fıkra yazarıyım