10. Sınıf: Felsefe -3. Ünite : Varlık Felsefesi - Varlık Felsefesi - Ünite Tekrar Testi - Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Modern töz metafiziğinde karşımıza ya materyalizm ya da
idealizm olarak çıkan monizmin karşıtıdır. Zira bu görüş, monizmin
söylediği gibi dünyada tek bir tözün değil de iki ayrı
tözün var olduğunu öne sürer. Birbirlerine indirgenemedikleri
gibi birbirlerinden türetilemeyen bu iki töz de sırasıyla
madde ve zihindir.
Platon’a göre idealar duyu dünyasındaki şeylerin değişmez
şekilleri, öncesiz ve sonrasız örnekleridir. Ancak bu idealar
fizik evrenin herhangi bir kısmında yer almaz. Ideaların
yeri, nesnelerin yeri değildir. İdeaların yeri zihindir. Çünkü
idea, düşünülür, anlaşılır, ideal bir şeydir, idea, birliktir, bölünemez,
değişmez, öncesiz ve sonrasız olarak kendisi ile
özdeştir. Duyumlanan tek tek nesneler ise sürekli biçimde
meydana gelir ve yok olurlar.
Ona göre, duyusal görüye, aklî görü yoluyla yönelerek, bizzat
nesnelerin kendisini, yani özlerini bilebiliriz. Ancak bunun
için “ paranteze alma” yöntemini kullanmak gerekir. Paranteze
alma yöntemi, duyu verilerinden gelen bilgilerin tamamını
askıya alarak, bu bilgilerin zihnimizi kilitlemesine izin vermemek
demektir. Yeterince temellendirilmemiş açıklamaları
bir yana bırakmazsak kendi gözlerimizle görmek mümkün
olmaz. Paranteze alma, bilinci aşan nesnenin belirlenmiş
koşullarını ortaya çıkarmak için, bu nesnenin varlığı savını
askıya almaktır.
insan tasarısından başka bir şey değildir. O ancak kendini
gerçekleştirdiği ölçüde var olur. O halde insan eylemlerinin
bütününden, hayatının kendisinden başka bir şey değildir.
Gerçekten felsefenin (özellikle Hegel’de) sisteme yönelmesine
karşılık varoluş, hiçbir sisteme indirgenemez bireyselliği
ile İnsanî varlığın ortada hazır bulunmasıdır. Varoluş açıklanamaz,
sadece yaşanabilir. Filozofların ulaşmak istedikleri
doğru, nesnel ve evrensel olmak iddiasındadır. Varoluşsal
gerçeklik ise öznel, tikel, kısmidir. Özcü, akılcı ve sistematik
olan felsefe varoluşu, özellikle en keskin ve en trajik biçimi
altındaki varoluşu anlayamaz.
Aristoteles’e göre her varlıkta iki unsur bulunmaktadır: İlki o
varlığın şekli ve özelliği, diğeri ise bütün bunları kabul eden
maddedir. Aristoteles görünüşlerin ve değişimlerin ardında
birliği olan şeyin ne olduğu sorununu gerçeklik kavramı ile
çözmeye çalışır. Ona göre, görünüşler (fenomenler) dünyasındaki
her şey gerçeklik kazanmış olabilirliktir.
imal edilmiş nesnelerin varoluşundan tamamen farklı olan
insan varoluşu için şu örnek verilir: Konferansçının önünde
bulunan bir sürahi vardır. Bu sürahi var olmadan önce düşünülmüş,
belki onu yapan insan tarafından bir kağıt üzerine
çizilmiştir. O özel olarak içine su konulması için tasarlanmıştır.
Bir örneğe göre ve bir amaç için kullanılmak üzere yapılmış
olan bu sürahi, bir kavram, bir fikir, başka bir deyişle bir
varoluş olmadan önce bir öz olmuştur. Ama ben (insan), çok
basit olarak sadece varım. Benim kişiliğim önceden ve belli
bir amaçla çizilmiş bir örneğe göre yapılmamıştır.
- Hobbes’a göre, madde cisimdir. Cisim düşünmeden bağımsız
olarak uzayın bir parçasını dolduran varlıktır. Dünya
cisimseldir. Dolayısıyla evrenin her parçası cisimdir ve
cisim olmayan şey, evrenin bir parçası değildir.
- Demokritos’a göre hiçten hiçbir şey çıkmaz. Var olan hiçbir
şey yok edilemez. Her değişme, parçaların birleşmesi
ve ayrılmasından başka bir şey değildir. Hiçbir şey rastlantı
ile meydana gelmez. Her şeyin bir nedeni ve zorunluluğu
vardır. Demokritos yalnızca atomların ve boşluğun
varlığını kabul eder, geriye kalan her şey ise yalnızca bir
varsayımdır.
Varlığın fiziki bir nitelik taşıdığını öne süren bu görüş, maddenin özünü hareket, enerjinin de gerçekliğin en temel kategorisi olduğu iddiasını taşır. Yaşam oldukça karmaşık fiziksel ve kimyasal süreçlerden başka bir şey olmayıp bunun yanı sıra zihin ve düşünme de beynin bir faaliyetinden ibarettir.