4. Sınıf : Türkçe - Genel Tekrar Testi - Test Çöz - 2023 Yeni MEB Eğitim Müfredatına Uygun Yeni Nesil Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Jules Verne (Jul Vern), “Ay’a Yolculuk” romanını 1865 yılında yazmıştır. Bu romanında kahramanlar, mermi benzeri bir uzay aracıyla
Ay’a gitmek üzere bir yolculuğa çıkarlar. Ay’ı incelemek için tasarlanan ilk uzay aracı ise romandan neredeyse yüz yıl sonra fırlatılır.
Kadın, Moha’daki evinde tek başına yaşıyordu. Evine gelen misafiri ağırlamak için çorba tenceresine bakar, içinde çorba olmasını
umut ederdi. Çorba varsa onu ısıtmak için tencereyi ocaktaki yerine koyardı. Çorba ısınırken kitapları masanın bir köşesine iteklerdi. Sonra, iki arkadaş oturup çorba içer, konuşur, yanlarından koşarak geçen fareleri kaşıkla kovarlardı. Sonra adam, ineğine yemek vermesi gerektiği için Moha’daki evine doğru yola koyulurdu.
Ninem çok az uyur geceleri.
Diyor ki azalır uyku yaşlandıkça.
Aydede sen, hiç uyumazsın!
Yoksa ninemden daha mı yaşlısın?
Yavru ahtapot Nino, ahtapot olmaktan hiç memnun değil. Her sabah sekiz kollu kazağını giymek, sekiz eldiven takmak ve sekiz kolunun sebep olduğu karmaşayla uğraşmak onun canını çok sıkıyor. Annesi, bu durumun geçici olduğunu, büyüdükçe ahtapot olmayı çok seveceğini söylüyor ama söyledikleri Nino’yu rahatlatmaya yetmiyor.
Türkçenin en lokum kelimelerinden biridir “dost”. Yoğun kıvamlı, şekerli ama bir o kadarda katı, sıradanlıktan uzak; ağızda hemen
erimeyen, dağılmayan, iz bırakan... “Arkadaş” ise farklıdır, çok daha hafif. Kalorisi düşük tatlı gibidir. Sakızlı muhallebili güllaç gibi...
Çok yerseniz bile pişmanlık duymaz, ağırlaşmazsınız. Onlarca hatta yüzlerce arkadaş edinebilirsiniz ama yüzlerce dost sığdıramazsınız bir ömre. Arkadaş, hiçbir zaman dostun yerini alamaz.
Mektup, modern çağın öksüz ve yalnız kalmış iletişim aracıdır. Yerini o ruhsuz elektronik postaların alması da içimi acıtıyor. Elektronik posta ile yazacağınız en güzel sözler bile elinizin kokusunun sindiği bir mektup kadar anlamlı olamaz. Bir genç askerdeyken anasına, babasına, sevdiğine mektup yazmışsa günü gelir göğse basılır o mektup; koklanıp öpülür ve özenle saklanır.
İnsanın konuşma biçimi, dinleyeni etkiler. Biri bizimle emir verir gibi konuştuğunda, bizi kızdırıp aşağıladığında söylediklerini yapmak içimizden hiç gelmez. Haklı olsa bile... Ama başka biri bizi kırmadan, incitmeden tatlı tatlı konuşunca ne de kolay olur değil mi o işleri yapmak?