9. Sınıf : Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi - 4. Ünite : Gençlik ve Değerler Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
'O vakit, Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın. Şayet sen, kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için duada bulun! (Umuma ait) işlerde onlara danış. Artık kararını verdiğin zaman da Allah'a dayanıp güven! Çünkü Allah, kendisine tevekkül edenleri sever."(Âl-i İmran, 3:159)
İnsanın aşırılığa kaçması bazı olumsuz davranışlarla sonuçlanır.
Hz. Muhammed (s.a.v.), Allah’a yemin ederek başladığı bir sözünde, “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız” buyurduktan sonra yanındakilere, aralarında sevgi bağını ancak bir insanın, karşılaştığı kimseye iyilik, sıhhat ve afiyet dilemesi, temenni etmesiyle kurabileceklerini bildirmiştir.
"Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler. Biz sizi Allah rızası için doyuruyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz (derler)." (İnsan, 76:8-9)
Her bir canlının kendine özgü bir yaratılış özelliği ve yasası vardır. Canlılar bu yaratılış yasasına uygun hareket ederler. Buna göre canlıların tehlikelerden nasıl korunacağı, ne yeyip ne içecekleri, meskenlerini nasıl kuracakları ve diğer canlı türleriyle ilişkilerini nasıl sürdürecekleri Allah tarafından tabiatlarına yerleştirilmiştir. Örneğin bir civcivin yumurtadan çıkar çıkmaz yerde taneler araması, bir inek yavrusunun doğar doğmaz annesini emmeye çalışması vb. canlıların fıtratlarının yani yaratılış özelliklerinin bir gereğidir.
Zahir adında bir sahabi vardı. Fiziki olarak hoş bir görünüşe sahip değildi. Bir gün Peygamberimiz (s.a.v.) pazarda mal Zahir’in arkasından yaklaştı ve elleriyle gözünü kapatarak “köle satıyorum." diye seslendi. Zahir Peygamberimize (s.a.v.) “Beni bu çirkin ve sakat halimle kim ne yapsın, ben değersiz biriyim.” deyince Peygamberimiz (s.a.v.): “Hayır! Yemin olsun ki sen Allah ve Rasulü yanında çok kıymetlisin.” buyurdular. O günden sonra Zahir kendi ile barıştı, sosyalleşti ve Medine halkı arasına karıştı. (Tirmizi)
"Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır." (Hucurât,49:13)
Vatan savunması söz konusu olduğunda korkmadan gerekeni yapmaya çalışmak her bireyin görevidir. Allah, Müslümanların cesaretini artıracak ayetler göndermiş ve onlara düşmanla karşılaştıklarında yardım etmiştir. Bir ayette; “Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, ‘insanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun’ dediklerinde, bu söz onların imanını artırdı ve ‘Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!’ dediler.” (Âl-i İmrân, 3:173)
— İnsanın Allah’ı gereği gibi bilmesi ve kişiyi cahilce davranışlar yapmaktan alıkoymasıdır.
— Allah’ın, Kur’ân’dan ayrı ve sadece Hz. Peygamber’e (s.a.v.) ilahi anlamda verilen bir bilgilendirmesidir.
— Kişinin gücü nispetinde insanın, eşyanın hakikatine vâkıf olmasıdır.