5. Sınıf: Türkçe - 3. Ünite: Parçada Anlam - Konu Başlık - Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Bisiklet, çağdaş ve evrensel kültürün bir parçası olarak yaşamımızda yer alan çok amaçlı bir araçtır. Bisiklet, yaşam boyu yararlanacağımız eğitici, dinlendirici bir ulaşım aracı olduğu gibi spor yapmak için de ideal bir araçtır. Eğer bisikleti ulaşımda kullanmak yerine spor aracı olarak kullanmak istiyorsanız eşofmanlarınızı giyip var gücünüzle pedal çevirerek bedeninizdeki kasları ve eklemleri çalıştırabilir, nefesinizi açabilirsiniz.
Adalet, kavramı insanın gelişimiyle ortaya çıkmıştır. İlk insan toplulukları kişi bakımından az olduğu için gün içindeki bütün faaliyetler birlikte yapılıyordu. Yapılan iş ve elde edilen kazanç hep küçük toplulukta eşit bir şekilde dağılıyordu. Sonra insanlar çoğaldı, gelişti ve herkesin yaptığı iş ve elde ettiği kazanç farklılaştı. Bu da doğal olarak birtakım sorunlar ortaya çıkardı. Bu sorunları ortadan kaldırmak, kimin haklı kimin haksız olduğunu belirlemek için insanlık “adalet” kavramını geliştirdi.
Bizden sonraki nesillere zarar görmemiş doğa alanları bırakabilmek için milli parklar kurulmaktadır. Bu parklar, eski zamanlardan beri var olan ve o ülke içinde güzel ve özel olan doğayı korumaktır. Milli parklardaki tüm yaşam alanları yani sahiller, çalı çırpılar, ormanlar ve bunlara ait bitki ve hayvanlar da koruma altındadır. Hatta nesilleri tükenmekte olan ve geniş alanlarda yaşayan hayvanlar da örneğin vahşi kediler ve vaşaklar, bu doğal ortamlarda yaşar.
Ateşi insanlar icat etmediler, sadece keşfettiler. Ama ateşten çeşitli şekillerde yararlandılar. Bunun gibi birçok buluş, doğa olaylarına dayanarak keşfedildi. Örneğin bir ağaç kütüğünün suyun üzerinde yüzdüğünü keşfetti insan, yani bu durumu fark etti. Sonra bu keşiften hareketle gemileri icat etti. Doğa hakkındaki bilgisi arttıkça insan, doğadan yararlanma ve yeni icatlar gerçekleştirme konusunda daha yaratıcı olmayı başardı. Bu yüzden keşif ve icat kavramları iç içe geçmiş gibi görünse de birbirlerinden çok farklı anlamlar taşır.
Doğa bu mevsimde yavaş yavaş kendisini bekleyen zorlu günlere hazırlanır. Birçok ağacın meyvesi tam anlamıyla olgunlaşır ve bu meyveleri besleyen yapraklar sararmaya başlar. Sincaplar, fareler ve kargalar kıtlık dönemi için fındık ve değişik tohumları bulup saklar. Birçok hayvanın yaz mevsiminden çok daha farklı olan ve çok soğuk kış günleri için onları sıcak tutacak kürkleri çıkmaya başlar. Turnalar, kırlangıçlar, leylekler kışın soğuğuna yakalanmadan sıcak bölgelere göç etmeye başlarlar. Toprak ana büyük bir telaşla uykuya dalacağı kara kışa hazırlanır.
Atatürk, tarih konusuna ayrıca önem verirdi. Kitaplığında bulunan beş bini aşkın kitapların hemen hemen yarısına yakını tarih kitaplarından oluşmaktaydı. Türk tarihi başta olmak üzere dünya tarihine ilişkin kitapları da okurdu. Tarih bilincinin bu şekilde oluşacağına inanır, gençlerden de tarihe ilgi duymalarını isterdi. Bu konuda örnek olmak için manevi kızı Afet İnan’ı yurt dışına tarih öğrenmesi için göndermişti.
Sığır, koyun, keçi ve antilopların boynuzlarında dallanma yoktur. Bu hayvanların hem dişilerinin hem de erkeklerinin boynuzları vardır. Dişilerin boynuzları erkeklerinkinden daha küçüktür. Boynuzlar, hayvanların hem kendilerini korumalarına hem de yaşam alanlarını savunmalarına yarar. Ayrıca üreme döneminde erkekler boynuzlarını dişilerin ilgisini çekmek amacıyla da kullanır.
Tuğba Öğretmen yukarıdaki paragrafı öğrencilerine okuduktan sonra paragrafın anahtar sözcüğünü “boynuz” olarak belirler.
İnsan tarih boyunca dış görünümüne dikkat etmeye çalışmıştır. Güzel giyinmeye, temiz giyinmeye özen göstermiştir. Ama bu durum çağımızda kötü bir hâl almaya başladı. Nasrettin Hoca’nın “Ye Kürküm Ye!” fıkrasını bilmeyen yoktur. Nasrettin Hoca’yı, kıyafetini beğenmedikleri için düğüne almazlar sonra güzel bir kürk giyip gelince içeriye buyur edip hocayı başköşeye oturturlar. İşte bu fıkra günümüzde her alanda daha abartılı bir şekilde yaşanmaya başlandı. İnsanların değerlerini kıyafetlerinin markasıyla ya da pahalılığıyla ölçmeye başladık. Oysaki insanın değerini bilgi ve sevgi belirlemelidir.
İnsan vücudu, tıpkı bir makine gibi düzgün çalışabilmesi için bakıma ve yakıta ihtiyaç duyar. Bir arabaya yakıt koymazsanız araba çalışmaz. Ayrıca koyacağınız yakıt da hem kaliteli hem temiz olmalıdır. Böyle olmazsa istediğiniz kadar yakıt koyun gene çalışmaz. Vücudumuzun yakıtı da besinlerdir. Vücudumuz temiz ve iyi besinler almazsa yorgun ve bitkin düşer. Bu yüzden yediklerimizin sağlıklı olmasına ve temiz olmasına dikkat etmeliyiz. Düzensiz beslenmemeliyiz. Hep abur cubur yersek, şeker tüketiminde aşırıya kaçarsak vücudumuz çalışmaz hâle gelir.