Konu - Boşluk - 5

Sis, ilginç ve gizemli görüntülerin kolaylıkla elde edilebileceği bir hava olayı. Genellikle insana kaybolma, yalnızlık ve bilinmezlik gibi duygular hissettirir. Irmak, çay, deniz, ovalar, yaylalar, dağların etekleri ve zirveleri, özellikle sabahın ilk saatlerinde sisle karşılaşmak için uygun yerler.

İnsanlar arası iletişimde söz ve ses dışında beden dilinin kullanımı da çok önemlidir. Hem de sandığımızdan daha çok. Biz, cümlelerimizi oluşturup etkili bir ses tonuyla onları sıralamaya çalışırken bedenimiz çoktan harekete geçmiş; duygularımızı, düşüncelerimizi karşı tarafa aktarmıştır bile. Araştırmalara göre, iletişimde beden dilinin payı %55, ses tonunun payı da %38, sözcüklere düşen yalnızca %7’lik bir pay.

Cesaret, bir kaba güç gösterisi değildir. Cesaret, haksızlığa karşı koymak, doğru olanı savunmak, kişinin ve toplumun mutluluğu için mücadele etmek demektir. Bu bakımdan yaşamımız boyunca “doğruluk” ilkesine bağlı kalmak ve onun yanında yer almakla cesur kişi olduğumuzu kanıtlamış oluruz. Cesaretini kendi çıkarı için kullanmak hiçbir ahlaki değere sığmaz. Bu kişilere de “cesur” denmez. Bu yüzden cesaret; erdem, doğruluk ve insanların mutluluğu için kullanılırsa değerli olur.

Karlı havalar fotoğraf için çok zengin seçenekler sunar. Karlı yerleri görüntülemek aslında pek kolay değil ama böyle zamanlarda hem duygusal hem de çok neşeli fotoğraflar çekmek olası. Karla bürünmüş yüksek dağları, karla kaplı ormanları, öte yanda karda oyun oynayan insanların neşesi de kar fotoğraflarının konularından yalnızca birkaçıdır.

Bir yazının, bir kitabın bölümlerinin başına konulan ve konuyu kısaca tanıtan ibareye “başlık” denir.

Buna göre,

• Büyük işler başarıp şeref kazandıktan sonra bir yana çekilmesini bilmeli. (Lao Tzu)
• Ne kadar az yüksekten uçarsan düştüğün zaman o kadar az incinirsin. (Mevlâna)
• Tepeyi en iyi gören geniş vadidir, en yüksek noktayı seçebilmek için engin olunmalıdır. (Francis Bacon)

Tuzlu suda yaşayan balıkların vücudundaki tuz oranı, içinde yaşadıkları tuzlu suyunkinden daha azdır. Böyle durumlarda su, tuzun az olduğu ortamdan çok olduğu ortama geçer. İşte bu nedenle balıkların vücudundaki su, derileri ve solungaçları yoluyla deniz suyuna geçer. Bu şekilde su kaybeden balıklar, kaybettikleri suyu geri almak için bol miktarda su içer. Tatlı suda yaşayan balıklar içinse tam tersi bir durum söz konusudur. Bu balıkların vücudundaki tuz miktarı, tatlı sudaki tuz miktarından daha yüksektir. Bu durumda ortamdaki tatlı su, derileri ve solungaçları yoluyla balıkların vücuduna girer. Bu nedenle tatlı suda yaşayan balıklar su içmez.