5. Sınıf: Türkçe - 3. Ünite: Parçada Anlam - Parça Oluşturma - Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
I. Bir oyuncu ebe olarak seçilir ve tahtanın önüne gelir.
II. Diğer oyuncular bu resme ya da resimlere bakarak öğretmenin söylediği sözcüğü tahmin etmeye çalışır.
III. Ebe bu sözcüğü diğer oyunculara anlatmak için hiç konuşmadan tahtaya bir ya da birkaç resim çizer.
IV. Öğretmen diğer oyuncuların duymayacağı şekilde ebenin kulağına bir sözcük söyler.
I. Alis kendi kendine, “ İçinde resim ve konuşma olmayan kitaplar ne işe yararlar!” diye düşündü.
II. Bir iki kere yanında oturan ablasının okuduğu kitaba göz attı.
III. Alis, ırmağın kıyısındaki çimenlerin üzerinde boş boş oturduğundan canı sıkılıyordu.
IV. Fakat kitapta ne bir resim ne de bir konuşma vardı.
K. Bunu gören padişah derhâl şikâyetçi olan vatandaşı huzuruna getirtir ve derdini dinleyerek gereken emri verirdi.
L. Padişah sahil saraylarından birine gittiğinde onun pencere önünde oturması beklenirdi. Padişah da genelde cam kenarına otururdu.
M. Derdi olan kişi kendini padişaha göstermek için hemen kayıkla sahile açılırdı. Görülebilecek bir yere geldiğinde bir kabın içinde saman, talaş ve hasır parçalarını yakardı. Kap alev alınca da başının üstüne koyup “Padişahım, gördüğüm haksızlık yüzünden artık başımda ateş yanıyor. Son ümidim sendedir. Fakat beni senin yanına sokmuyorlar.” mesajını verirdi.
I. O, öğretmenlerini saygı ve minnetle anar ve yaşamda olanlara rastladıkça onlara en büyük saygıyı gösterirdi.
II. “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.” diyen Atatürk, eğitimin en önemli öğesi olan öğretmenlere çok önem verirdi.
III. Özellikle, askeri okuldayken kendisine arkadaş gibi davranan hocalarının anılarını ve onların kendi üzerinde bıraktığı olumlu etkileri daima teşekkürle anardı.
IV. O, öğretmenliğin diğer mesleklerden üstün olduğunu, kutsal ve saygıdeğer olduğunu düşünürdü.
I. Elinizdeki kitap, bu televizyon programında ele aldığım bazı konuların genişletilmesiyle ve yeni konuların eklenmesiyle oluştu.
II. Kitabın içinde insan ilişkileri, iletişim hataları, yaşama sevinci, çocuklarla iletişim, eşlerle iletişim, rollerimiz, kadın erkek eşitliği gibi konular var.
III. Bir süredir televizyonda “Küçük Şeyler” adlı bir program yapıyorum.
IV. Dilim döndüğünce, bu güne kadar edindiğim tecrübeyle bu konuları kitabımda ayrıntılı bir şekilde anlatmaya çalıştım.
I. Bunu örneklendirmek gerekirse iki evi, iki arabası, iki telefonu olan; bir evi, bir arabası ve bir telefonu olandan iki kat mutlu olduğunu düşünüyor.
II. İnsanlar, günümüzde mutluluğu sahip oldukları varlıklarda arıyor ve daha kötüsü mutluluklarını da bu varlıkların sayısıyla ölçüyorlar.
III. Oysa mutluluk insanın içindedir; hayata sevgiyle bakan gözlerinde, bütün dünyayı kucaklayabilecek kadar büyük olan kalbindedir.
IV. Bir başka deyişle mutluluğun sahip olduğumuz paraya bağlı olduğuna inanılıyor.
I. Alışverişi tamamlayanlar ise ellerinde torbalarla pazardan çıkıp gidiyordu.
II. Bu hafta da çarşı esnafıyla yakın köylerden gelenler pazarda tezgâhlarını açmıştı.
III. Alışverişe gelenler aradıklarını en ucuza almak için bütün tezgâhları dolaşıyordu.
IV. Bizim buralarda her cuma köy meydanında pazar kurulurdu.
(I) — Bir saattir bekliyorum ben de ama daha gelmedi.
(II) — Otobüsü kaçırdım mı acaba?
(III) — Gelip gelmeyeceği hakkında bir bilginiz var mı?
(IV) — Normalde her gün bu saatte gelirdi ama bugün özel bir durum var galiba.
(V) — Belki trafik yoğunluğundan gecikmiştir, biraz daha beklemekte fayda var.
(VI) — Doğru söylüyorsunuz, iş çıkış saati olduğu için yoğunluk vardır.
I. Hızlı ama sakin hareketlerle fırçayı diğer elinin işaret parmağına vurmaya başladı.
II. Suyun üstüne düşen boya damlası suyun üzerinde salınarak açıldı.
III. Fırçadaki fazla boyayı kavanozun kenarına sıyırdı.
IV. Yaşlı adam fırçasını boya kavanozuna batırdı.