10. Sınıf: Felsefe - 5. Ünite : Bilim Felsefesi - Bilim Felsefesi - Ünite Tekrar Testi
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Bilimsel araştırmalar, dayanak olarak alınan önermelerle
başlar. Bunlara “varsayım” denir.
Birçok denetim sonunda hipotez ya da hipotezlerin doğruluğunun
gösterilmesi ve böylelikle genel anlamda başarılı
olmasıyla ortaya çıkan durumdur.
Felsefe bilmeyi-anlamayı amaçlayan bir yaklaşımla, ilk ve
son nedenleri deneyüstü düzenlilikleri araştırarak evreni
ve insanı açıklama çabasıdır. Bilim ise duyulara ve algılara
dayanan bir yaklaşımla olguların bilgisini kazandıran bir uğraştır.
Bu çaba sonucunda elde edilen bilgilere dayanarak,
çıkarımlarda bulunarak günlük yaşamda insanın eylemlerine
yön veren bir kılavuzdur. Oysa felsefenin ulaşılan sonuçlardan
yola çıkarak olguları pratiğe uygulama çabası yoktur.
Bilgi felsefesi günlük, teknik, bilimsel vb. her türlü bilgiyi incelerken,
bilim felsefesi bilimsel kesinlik ve bilimsel sistem
düzeyine erişen bilgiyi inceler.
İnsandaki merak ve hayret duygusu onu araştırmaya ve bilgi
edinmeye yöneltir. Bilginin koşulu olan bu yönelim, insanın
bilinçli bir varlık olmasından kaynaklanır. Yani bilinç adeta
bilginin yeşerdiği topraktır.
Hava durumunun bildirilmesi bir takım bilimsel araştırmalara
dayanır. Bu yüzdendir ki bulunan bilgilere dayanarak gelecek
günlerde hava durumunun nasıl olacağını söyleyebiliyoruz.
Bilimsel bilgileri öğrenmiş olmak tek başına yeterli değildir.
Bir bilim insanının eleştiri gücüne sahip olması gerekir. Bilim
tarihi, çağdaş bilgilerle donatılmış olanların bile bilimde
ulaşılan sonuçların kesin ve değişmez gerçekler oldukları
yanılgısına sık sık düştüklerini göstermektedir. Nitekim bilim
insanları arasındaki çatışmalar çoğunlukla, eski kuramları
savunan bilim insanları arasında geçmektedir. Toplumun
fanatik kesimleriyle de çatışmalara rastlanmaktadır ancak
bunların arkasında eski kuramları savunan bilim insanlarının
desteğinin olduğunu kabul etmek gerekir.
XIX. ve XX. yüzyılda bilimin olağanüstü başarı sağlaması ona
olan ilgiyi büyük ölçüde artırmıştır. Bu ilgi düşünen kişileri,
neyin bilim olduğu, neyin olmadığını ayırmaya, dolayısıyla bir
takım ölçütler aramaya ve bilimi sorgulamaya götürmüştür.
Bu da doğal olarak bilimin, felsefenin konusu içerisine alınmasına
yol açmış ve felsefe içerisinde oluşan bu bilgi dalına
“Bilim Felsefesi” denmiştir.