10. Sınıf: Felsefe - 5. Ünite : Bilim Felsefesi - Bilim Felsefesi - Ünite Tekrar Testi
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Bilimin 16. yüzyıldaki ilk gelişmeleri, dünyaya gerçekçi bir
gözle bakma çabalarıyla başlamıştır. Bu dönemde oluşturulan
yeni evren tablosu insanın doğa üstünden doğaya,
düşler dünyasından gerçekler dünyasına dönüşünü simgeler.
Copernic’in çalışmaları insana yeni ve gerçek evreni
armağan ederken bilime sağlam bir dayanak hazırlıyordu.
Galileo Galilei Copernic’in çalışmalarının doğruluğunu göstermeye
yönelirken, çağdaş bilim kavrayışının kurucusu
oldu.
Bir tabiat olgusunu gözlemlerken veya bir nesneyi incelerken
acaba ne kadar objektif olabiliriz? Duygu dünyamız,
sosyal yaşantılarımız, almış olduğumuz eğitim tarzı bilimsel
bulgularımıza yansımaz mı? Yoksa ona kendimizden bir
şeyler katıyor muyuz? Eğer cevap hayır olsaydı, neden yeni
teoriler eski teorilerin bir zıddı gibi duruyor ve onları çürütmeye
çalışıyor. Çünkü her dönemin bir önceki dönemleri
yadsıyan farklı bir bakış açısı var, öyleyse cevap evet olmaz
mı?
Dünya olguların ve nesnelerin bir toplamı olarak ele alınır. Bilim
de dünya hakkında gözlem ve deney yoluyla objektif bilgi
elde etmektir. Bilimin objektifliğinin ve dolayısıyla evrenselliğinin
yolu, olgu ve nesnelerinin nicel olarak ifade edilebilmesidir.
Farklı farklı konuları inceliyor görünen bütün bilimler
aslında fizik ve matematiğin mükemmel bir birleşimi olacak
tek bir bilime indirgenebilir.
Bilim, insan ve doğaya ilişkin birtakım gerçekleri yakalamaya
çalışırken büyük çoğunlukta eksik tümevarım yöntemini
kullanır. Başka bir deyişle bilim, sınırlı sayıdaki gözlemlere
dayanarak, gözlenmemiş onları da içine alan genellemelerde
bulunur. Ancak burada bir sorun vardır; gözlediğimiz
sınırlı sayıdaki nesne ve olaylara dayanarak, aynı türdeki
nesne ve olaylara ilişkin bir genelleme sonucu elde edilen
bir bilgi ne oranda güvenilirdir?
Günümüzde kabul gören pozitivist bilim anlayışının sunduğu
bilimsel bilgileri reddetmek mümkün değildir. Bilimsel
olarak sunulan bilgiler adeta “Bilim bunu, böyle emrediyor.”
havasını estirmektedir. Nitekim pozitif bilimlerin herhangi
birisi için aleyhte bir şeyler söylersiniz, tıpkı Orta Çağ’da
kiliseye karşı çıkmış gibi aforoz edilirsiniz. Ancak bu durum
bilimsel gelişmelerde sıkıntılara yol açabilir.
Bilim hem bireysel hem da toplumsal yaşantımızda teknoloji
yoluyla, büyük yararlar sağlar, insanın bilme isteğini,
merakını tatmin eder. İnsana evreni anlama olanağı sağlarken,
bilimsel bir zihniyet kazandırır.
Bilim belli tarih ve coğrafyalarda sınırlanmayacak bir süreklilik
özelliğine sahiptir. Bu süreklilik bir çizgi gibi tek düze de
değildir. Bilim tarihi farklı tarihsel dönemlerde farklı karakteristik
özellikler göstermiştir. Her bir düzen diğerinden sosyal
yapı, inanç sistemi, felsefi düşünce ve öne çıkan bilim dalları
bakımından farklılık gösterir.
Bu parçada bilimin;
I. Evrensel
II. Nesnel
III. Birikimli
IV. Öznel
Savaşlar bitmek bilmiyor, dünyanın her yerinde terör olayları
oluyor, yoksulluktan milyonlarca insan zor durumda. Bunların
dışında doğal afetler, iklimlerin değişmesinden kaynaklı
seller, fırtınalar, çevre kirliliği konusundaki çaresizliğimiz de
devam ediyor. İnsanlar sürekli haksızlığa uğradığını düşünerek
mutsuz oluyor.
Arşimet: “Bana yeterli destek noktasını ve kaldıracı verin
size dünyayı yerinden oynatacağımı ispatlayabilirim.” diyor.
Kral, “Dünyayı bırak benim şu denizde yüzen gemilerimden
birini karaya tek başına çıkar dile benden ne dilersen.” diyor.
Düşünürümüz suyun kaldırma kuvvetin ve fiziğin kullandığı
makaralar yardımıyla gemiyi kıyıya çıkarıyor ve tezini ispatlıyor.
Bilim felsefesi, bilimin yöntem, kavram, teori ve sonuçlarının
tanımlandığı ve değerlendiği bir tartışma alanıdır. Bilim insanları
da alternatifini geliştirdiklerini teorileri eleştirir. Fakat
bilimin konusu, kavramları ve yöntemleri üzerine düşünmek
bilim felsefecisinin işidir.