10. Sınıf: Felsefe - 5. Ünite : Bilim Felsefesi - Bilim Felsefesi - Ünite Tekrar Testi
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Göktaşının düşmesi ile elimdeki kalemin düşmesi arasında
fizik bilimi açısından bir fark yoktur. Her ikisi de aynı bilimsel
yasaya bağlıdır. O bilimsel yasaya, tek tek nesnelerin
düşmelerinin gözlemlenmesi, denenmesi ve ölçümlenmesi
sonucunda varılmıştır. Bilim bu yasaya ulaşıp matematiksel
dille bunu ifade etmeyi başardıktan sonra, göktaşının ya da
kalemin düşmesi ile artık ilgilenmez. Yalnızca bu olayı ulaştığı
“düşme yasası” ile açıklar.
“Bilimsel dehanın ancak onda biri ilhamdır; geri kalan onda
dokuzunu dahi alnının teriyle kapatmak zorundadır.”
Bilim felsefesinin bilime yaklaşımı, felsefenin genel ilkelerinden
bağımsız düşünülemez. O bilimi diğer disiplinlere
yaklaştığı gibi kendi yöntem ve kavramlarıyla ele alır. Bilimin
yöntemlerini, doğruluk ölçütlerini, kavramsal yapısını ve diğer
disiplinlerle ilişkisini sorgulamayı kendine iş edinir.
Mantıkçı pozitivizme göre, tüm bilimsel önermeler bir takım
temel önermelere indirgendiği zaman, bilimsel bir kuram,
bazı yalın gözlem verilerine dayanmış olacaktır, işte bilim
felsefesinin görevi, bilimin kendisine özgü yöntemlerle geliştirmiş
olduğu kuramları, söz konusu temel önermelerden
oluşan önerme sistemleri şeklinde yeniden kurmaktır.
Öngörü, bir olayın ileride ne olacağını önceden anlayabilme
demektir. Bilimsel öngörünün geçmişinde bilimsel olmayan
öngörüler vardır. Geçmişi bilmemek bugünü yanlış yorumlamaya
neden olur. Metafiziğe dayalı doğayla ilgili bütün
öngörüler, bugünün doğa kavrayışını doğurmuştur. Ancak
bugün için bilimsel doğrular bizi çok rahatlatıyor olsa da, bu
tür duygulara pek ağırlık vermemek gerekir.
T. Kuhn, bilimin düzgün, doğrusal bir biçimde ilerlemediğini,
ilerlemenin bir paradigmadan diğerine sıçrayarak geçen bir
süreç olduğunu ileri sürer. Ona göre paradigmalar; sorulara
yanıt verebilme niteliğine göre “doğru” ya da “yanlış” değillerdir.
Ancak sorulara yanıt verebilme niteliğine göre “geçerli”
ya da “geçersiz” olabilirler. Bilimsel çalışma, bu paradigmayı
güçlendirmek, yeniden üretmek demektir.
Bacon, gözlem ve deneyden başka bilime kaynaklık edecek
bir veri toplama aracı olamayacağını savunur. Ona göre, güvenilir
bilgiye ancak düşünce, yaşamının soyut kuramlarını
ve önyargıları çıkarıp atmakla ulaşılabilir. Bilim doğa olaylarının
tek tek incelenmesi ile genel yasalara ulaşabilir.
Felsefe bilimleri içinden çıkarmış, ancak onlarla ilişkisini
kesmemiştir. Bilimlerin kullandığı kavram ve ilkeleri aydınlatarak,
gerçeği yansıtmadaki başarılarını eleştirerek onlara
katkı sağlamaya devam etmektedir. Ayrıca felsefenin farklı
bilimlerin verilerini birleştirerek bilimlerin ufkunu açtığı da
unutulmamalıdır.
Bilim insanı, hipotez ile başladığı yolculuğuna olgular arasındaki
nedenselliği kanıtlayarak devam eder ve genel geçer
yasalara ulaşmayı hedefler. Bu yolculuğunda bilim, hipotez,
nedensellik, bilimsel yasa gibi kavramları sorgulamaz, onu
bilim felsefesine bırakır.
K. Popper, klasik bilimin ilerleme yöntemi olan doğrulamanın
hiçbir zaman yapılamayacağını savunur. Ona göre şu
ana kadar gördüğümüz tüm kuğular beyaz olduğu için “Tüm
kuğular beyazdır.” gibi bir önerme kurulamaz. Çünkü ortaya
çıkabilecek bir siyah kuğu bu yasayı devreden çıkartacaktır.
Kuram “yanlışlanabilir” ise bilimseldir.