10. Sınıf: Felsefe - 5. Ünite : Bilim Felsefesi - Bilim Felsefesi - Ünite Tekrar Testi
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Auguste Comte göre bilimsel bilgi, insan zihninin olgunluğunu,
uzun bir tarih sonunda güçlükle kazanılmış olgunluğu
temsil eder. İnsanlar önce dünyanın Tanrıbilimsel açıklamalarını
kabul etmişlerdir (rüzgar Tanrısı Eole’ün kaprisi ile
açıklanan fırtına).Daha sonra Tanrılar yerine soyut güçleri
geçirmişler ve metafizik açıklamalar çıkmıştır (havanın “dinamik
gücüyle” açıklanan fırtına). Nihayet çağdaş, pozitif
ve bilimsel açıklama şeylerin nihayi nedenini tasarlamaktan
vazgeçmiş ve olayların nasıl cereyan ettiğini betimlemekle
yetinmiştir. Burada nesnel bir tarzda olayları birbirine bağlamak,
onların gerçekten tâbi oldukları ilişkileri ortaya çıkarmak
söz konusudur (Örneğin, rüzgar, havanın atmosfere
yüksek basınçlarından alçak basınçlarına doğru bir yer değiştirmesidir.).
- Einstein’a göre bilim; her türlü düzenden yoksun duyu
verileri ile mantıksal olarak düzenli düşünme arasında uygunluk
sağlama çabasıdır.
- Russell a göre bilim; gözlem ve gözleme dayalı akılla,
önce dünyaya ilişkin olguları, sonra bu olguları birbirine
bağlayan yasaları bulma çabasıdır.
Bilim evrendeki sonsuz sayıdaki olgular içinde, kendi amacına
uygun olanları sınıflar, betimler ve açıklar.
Olaylar sadece kendi aralarında zorunlu yasalarla birbirine
bağlı değildir; doğru yargı, olayı, ancak deneysel teknikler
yoluyla yakalar. Örneğin, en basit ve en ilkel görünen “Bu
sabah saat sekizi beş geçe sıcaklık on yedi dereceydi.”
cümlesi, yüksek bir soyutlama derecesi ve çeşitli deneysel
teknikleri -önce zamanın ölçümü ile ilgili teknikleri, daha
sonra termometrenin kullanılmasını- gerektirir.
Klasik bilim anlayışına göre, bizden bağımsız bir nesnel gerçeklik
vardır. Bu nesnel gerçeklik (olgular), pozitivist yaklaşımla
bilimsel olarak betimlenebilir ve açıklanabilir. Olguların
nedenlerini genelleyerek vermesi bilimi evrensel, tümel ve
genel yapar. Klasik bilim yorumuna göre bilim, herkes tarafından
aynı sonuçlara varılabilecek bir faaliyet olduğu için
her zaman sınamaya ve denemeye açıktır.
Kuhn’a göre, bunalım dönemi içinde, genç bir bilim insanı
çıkar ve yeni bir bakış açısı, yani paradigma öne sürer.
Önceleri büyük bir tepki alan genç bilim insanı, sonraları
taraftar bulmaya başlar. Genç bilim insanının yeni paradigmasının
etrafında yavaş yavaş yeni bilim insanları bir bilim
topluluğu kurmaya başlar. Böylece iki bilim topluluğu karşı
karşıya gelmiş olur. Öncelikle yeni paradigma, eski paradigmayı
kabul eden bilim topluluğu tarafından büyük bir
tepkiyle karşılanır. Eski topluluğun yaşlı üyeleri genç bilim
insanının önerdiği yeni paradigma karşısında büyük bir karşı
koyuş yapmalarına rağmen, eski paradigmayı kabul edenler
arasında bazı genç bilim insanları topluluktan ayrılarak yeni
paradigma etrafında toplanırlar. Ne zaman yeni paradigma
eski paradigmadan daha çok bilim topluluğuna sahip olursa
devrimsel bir gerçekleşme ile olağan bilim dönemine girilir.
Felsefeyi bilimsel felsefe yapmak isteyenler çıkmıştır. Bunlar
bilimin geçerli ve doğru sonuçları karşısında, felsefeyi işlevsiz
bir konumdan kurtarmak için felsefeyi de bilimin özelliklerini
taşıyan bir etkinlik çerçevesine getirmek istemişlerdir.
20. yüzyılın başında Reichenbach, felsefeyi bilimsel yapma
çalışmalarına hız vermiştir. Analitik felsefeyi benimseyen
Reichenbach'a göre, metafizik tüm önermeler felsefeden
arındırılarak bilimsel bir etkinlik olarak yapılmalıdır.
- Hipotez veya hipotezler, henüz doğrulanmamış kavramsal
genellemelerdir. Bu hipotezler, gözlem ve deney aracılığıyla
sınanır veya test edilir. Sınamada veya testte başarılı
olan hipotezler, araştırılan olgunun nedenini veren
doğru açıklama olarak kabul edilir.
- Olgular arasındaki ilişkilerden veya bu ilişkileri dile getiren
genellemelerden (yasalardan) yararlanarak, henüz
olmamış bir olguyu önceden kestirmektir.
Felsefenin ilk başlangıcında felsefeci ve bilim insanı çoğunlukla
aynı kişiydi. Örneğin ilk filozof Thales astronomi gözlemleri
yaparak güneş tutulmasını önceden tahmin eden bir
bilim insanıydı. Aristoteles çok ünlü felsefeciliğinin yanı sıra
balıkları ve birçok bitkiyi inceleyerek iyi bir biyoloji sınıflaması
yapan bilim insanıydı. Demokritos bir filozof olarak öne
sürdüğü atoma dayalı evren kuramıyla günümüz bilimlerinin
temellerini çağlar önce tahmin etmişti. Nevvton, yaptığı bilimsel
araştırmalarını “Doğa Felsefesinin Matematiksel ilkeleri”
kitabı ile açıklamıştır.
Neo-pozitivizme göre bilim, bir kez oluşturulduktan ve doğrulandıktan
sonra felsefeci bu ürünün dilini, yapısını, yöntemini,
yasalarını, kuramlarını önermelerini, işleyişini ve değerini
analiz edebilir.