8. Sınıf - T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük - 4. Ünite : 5. Ünite : Demokratikleşme Çabaları - Ünite Tekrar Testleri - Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Türkiye’nin, bölgesinde ve dünyada giderek güçlenmesinden rahatsız olan çeşitli devletlerin düşmanca tutumları ve politikaları dış tehdidi oluşturmaktadır. Türkiye’ye dostça yaklaşmayan bazı devletler, kökleri tarihe uzanan bir takım emellerin peşinden koşmaktadır. Bu ülkeler ve gruplar anarşi ve terörü destekleyerek Türkiye’yi zayıf düşürmeye çalışmaktadırlar. Misyonerlik faaliyetleriyle Türk milletini kendi kültüründen ve inancından uzaklaştırmayı amaçlamaktadırlar. Dış güçler ve işbirlikçileri Türk gençliğini ve aydınlarını milli kimliklerine yabancılaştırmanın ve ülkenin temel değerlerini yıpratmanın çabası içindedirler.
Bu metne göre;
I. Ülkemiz terör ve misyonerlik faaliyetleri sonucunda bağımsızlığı kaybetmiştir.
II. Dış güçler amaçlarına ulaşmak için Türk gençliğine öz benliğini unutturmaya çalışmaktadır.
III. Düşmanlarımız ülkemizdeki huzur ortamını bozarak çıkarlarını korumaya çalışmaktadırlar,
15 Temmuz 2016’da devletin varlığını ve millî egemenliği ortadan kaldırmak isteyenler, darbe girişiminde bulundu. Dış düşmanlar ile iş birliği içinde yapılan bu haince girişim, Türk milletinin ve Türk gençliğinin vatanseverliği, fedakârlığı ve kararlılığı sayesinde başarıya ulaşamadı. Demokrasiye, cumhuriyete karşı yapılan bu alçakça girişim, Türk ordusu ve emniyet güçlerinin birlik ve beraberliği ile ortadan kaldırılmıştır.
Bu metne göre;
I. Darbeciler ulusal iradeyi yok saymışlardır.
II. Darbe bazı yabancı devletler tarafından desteklenmiştir.
III. Türk halkı Milli Mücadele ruhuyla darbeye karşı koymuştur
Milli egemenlik esasına dayalı ve cumhuriyetle yönetilen ülkelerde halkın kendi düşünce ve isteklerini temsil eden kişileri özgürce seçebilmesi, yönetime katılabilmesi ve ülkeyi yönetenlerin denetlenmesi için muhalefet gerekliydi.
Bu metne göre,
I. Demokrasilerde halkın kendini baskı altında kalmadan ifade edebildiğine,
II. Hükümetin denetlenmesi gerektiğine,
III. Halkın seçme ve seçilme hakkını kullanabileceğine
1925’te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılmasından itibaren 5 yıl boyunca mecliste herhangi bir muhalefet partisini de bünyesinde barındırmamaktaydı. Diğer yandan ekonomide yaşanan gelişmeler iyi değildi. Hayat pahalılığı ve alım gücünün düşüklüğü, üretimin yetersiz olması gibi nedenlerden dolayı halk, iktidar partisinden hoşnutsuzluğunu ifade eder duruma gelmiştir. Bu ekonomik tabloya 1929’da ABD’de çıkan ekonomik durgunluk ve kriz de eklenince toparlanmaya çalışan Türk ekonomisi olumsuz yönde etkilenmiştir. Mustafa Kemal, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal sorunların, hükümetin mecliste eleştirisiz ve denetimsiz olmasından kaynaklandığını düşünmekteydi. Diğer yandan Avrupa, tek parti yönetimlerini demokrasinin ruhuna uygun da bulmamaktaydı. Mustafa Kemal’in esas hedeflerinden belki en önemlisi, 1924’te de görüldüğü gibi çok partili hayata geçip demokrasiye işlerlik kazandırmaktı. Mustafa Kemal, bu alandaki görüşlerini 1929 yılında yakın çalışma arkadaşlarından Fethi Bey’e açarak siyasi hayata yeni bir parti kazandırmak istedi. Fethi Bey’de Serbest Cumhuriyet Fırkası, 12 Ağustos 1930 günü resmen kurmuştur.
Jeopolitik konumu bakımından dünyanın önemli ülkelerinden biri olan Türkiye; Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının birleştiği bir bölgede yer alır. Bir tarafında zengin petrol yataklarına sahip Ortadoğu ülkeleri, diğer tarafında ise sanayileşmiş Avrupa devletleri bulunmaktadır. Ürettikleri ürünler bakımından birbirine muhtaç olan bu iki bölge arasındaki yollar Türkiye’den geçmektedir. Ayrıca üç tarafının denizlerle çevrili olması Türkiye’nin stratejik bakımından önemini oldukça artırmaktadır. Türkiye’nin jeopolitik önemini artıran bu özelliklerinin bazı olumsuz etkileri de bulunmaktadır.
. Suikast olayının duyulması, yurdun her yerinde üzüntü ve kaygıya yol açmıştır. İzmir halkı Mustafa Kemal’in kaldığı otelin önünde toplanarak ona sevgi, saygı ve bağlılık gösterisinde bulundular. Mustafa Kemal kapının önüne çıkarak halkı selamlamış ve “...Ben ölürsem necip milletimizin beraber yürüdüğümüz yoldan asla ayrılmayacağına inanıyorum; bununla gönlüm rahat. Hasımlarımız düşünebildikleri nefret dolu çarelere istedikleri kadar başvursunlar. Onların boğazlamasına hareketleri bizim inkılâp ateşimizi söndüremez...” demiştir.