10. Sınıf : Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi - 5. Ünite : İslam Düşüncesinde İtikadi, Siyasi ve Fıkhi Yorumlar Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
• “Her türlü endişe ve düşünceden uzak, Allah ile olmaktır.”
• “Sevgilinin kapısından kovulunsa da orada yerleşmektir.”
• “Beşerî sıfatlardan çıkıp; meleklik sıfatına bürünmeye ve İlâhi Ahlâk ile ahlâklanmaya hizmet eden bir hâldir.”
Mezhepler, hicrî 1. asrın sonunda tebe-i tâbiîn döneminde oluşmaya başlamıştır. Bu dönemde önemli fıkhi çalışmalar yapılmıştır. Büyük mezhep imamlarının yaşadığı Medine, Küfe, Bağdat gibi şehirler, ilim merkezleri hâline gelmiştir. Mezheplerin doğuşunu hazırlayan siyasi, sosyal, kültürel ve İlmî sebepler vardır.
• İman bilgi ve kalp ile tasdikten ibarettir. Büyük günah işleyen bir kimse günahkar olur ama imandan çıkmaz.
• Günah işleyenin durumu Allah’a kalmıştır. Allah dilerse bu kimseyi bağışlar veya cezalandırır.
• Kendilerine dinî tebliğ ulaşmayan kimseler, akıllarıyla Allah’ı bulmak ve iman etmekle yükümlü değildir. İyi ve kötü, güzel ve çirkin akıl ile değil vahiyle bilinebilir.
İslam toplumunun sınırları genişledikçe Müslümanlar yeni muhataplarla karşılaştı. Bu durum, Müslümanların karşılaştıkları problemlerin hem artmasına hem de içerik itibariyle farklılaşmasına yol açmıştır. Bu problemlere karşı gösterilen tepkiler farklı şekillerde gelişmiş, dinle ilgili konuların anlaşılmasında ve yorumlanmasında farklı yaklaşım tarzlarının ve tutumların doğmasına yol açtmıştır. İşte bu yaklaşım tarzlarının belirli bir insan topluluğu tarafından benimsenmesi ve zamanla kurumsallaşması sonucunda mezhepler ortaya çıkmıştır.
Müslüman Türk dünyasının tarihte yetiştirdiği önde gelen âlimlerden birisidir. İslam düşüncesine ve Kur’an’ın anlaşılmasına önemli katkılarda bulunmuştur. Özellikle onun insan özgürlüğüne, akla ve ahlaka yaptığı vurgu son derece önemlidir. Ona göre insan, eylemlerinin gerçek sahibidir. Bu gerçek, akılla, duyularla ve Kur’an ayetleriyle açık ve seçik olarak bilinmektedir.
Allah insanları farklı dillerde ve renklerde yaratmıştır. “...Dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir..." (Rûm, 30:22) Bu ayette, bir kökten geldikleri halde insanların biyolojik ve kültürel farklılıklara sahip olmalarının, üslup ve ifade farklılıklarının, insana verilen düşünme ve muhakeme yeteneğinin verimliliğini sağlamadaki ilim, fikir ve sanat hayatının geliştirilmesindeki etkilerine işaret edildiği görülmektedir.
İslam dininin temel kaynağı ve kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’dir. Kur’an, Allah’ın, son peygamber Hz. Muhammed'e (s.a.v.) vahiy yoluyla gönderdiği, kendisinden önceki ilahi kitapları da doğrulayan ve onları tamamlayan son ilahi kitaptır. Kur’an-ı Kerim’de Allah dini esasları, tavsiyeleri ve insanların merak ettikleri konuları açıklamış ve insanlara karşılaştıkları sorunların çözümü hakkında yol göstermiştir. Kur’an-ı Kerim, zaman ve yer ayrımı olmaksızın bütün insanlara gönderilmiş bir kitaptır.