12. Sınıf: Türk Dili ve Edebiyat - 5. Ünite: Tiyatro - Geleneksel Türk Tiyatrosu - Test Çöz - Yeni MEB Eğitim Müfredatına Uygun Yeni Nesil Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
“(Hacivat gelir; Karagöz eve gider, elbisesini değiştirir, tekrar gelir)
HACİVAT: iyi misin, Karagöz? Geçmiş ola!
KARAGÖZ; Müteveffa kargalar gözünü oya! (Vurur)
HACİVAT: Karagöz, elin, ayağın kırılsın!
KARAGÖZ: Kenetlenir yine vururum! (Vurur)
HACİVAT; Yiyecek ekmek bulma!
KARAGÖZ: Devlet millet sayesinde has francala yer yine vururum! (Vurur)
HACİVAT: Yıktın perdeyi, eyledin vîrân! Varayım sahibine haber vereyim hemân! (Gider)
KARAGÖZ: Şikeste beste ma’zûr! Her ne kadar sürc-i lisân ettikse af ola! Yarın akşam “…........……” oyununda yakan elime geçerse, Hacivat, bak ben de sana neler yaparım! (Gider).”
Karagöz’ün kesin biçimini 17. yüzyılda aldığını biliyoruz. Bu yüzyılda Türk bilginler gölge oyunu üzerine kesin bilgiler verdiği gibi, Türkiye'ye gelen yabancı gezginler de Karagöz oyununu anlatmaktadırlar. 17. yüzyılda gölge oyunu üzerine en çok bilgiyi kapsamlı bir ansiklopedi olan --- buluyoruz. Onun kitabında ilk kez Karagöz ile Hacivat'ın adlan anıldığı gibi, oyun konulan, oyunun özellikleri, perde gazelleri, çağın ünlü oyuncuları üzerine bilgileri buluyoruz.
Kavuklu - Amanın, bu da ne?
Pişekâr - Birader, ne oldu?
Kavuklu - Hem de konuşuyor.
Pişekâr - Muhterem, korkmayın canım. Tanımadınız mı?
Kavuklu - Tanımadım.
Pişekâr - Yahu, benim ben... İsmail...
Kavuklu - Ah, İsmail sen misin? Ne bileyim, canım? Böyle karşımda görünce...
Pişekâr - Bu ne dalgınlık, kuzum? Neniz var?
Kavuklu - Aman Tosun'cuğum, sorma başıma gelenleri!.. Pişekâr - Allah Allah, çok merak ettim. Anlatın da dinleyeyim.
Karagöz ile orta oyununun salt birer göstermeci tiyatro olmasına karşın meddahın seçtiği konulara göre benzetmeci, gerçekçi, yanılsamacı tiyatroyu zorladığı görülüyor. Karagöz
ve orta oyunu seyircisi için oyun oyundur, oyuncular da oyuncu. Bu bakımdan oyunla kaynaşma, onun havasına kendini kaptırma, kişilerle özdeşleşme ilişkisini bulmayız; tersine, seyirci ile oyun arasında belli bir aralık, tepkilerde serinkanlılık olur. Oysa meddah, seçtiği konulara göre seyircide coşkunluk, üzüntü, merak, acıma duyguları yaratır, kişiyle seyirci arasında bir duygudaşlık bağı, bir özdeşleşme ilintisi kurabilir. Nitekim 1616 yılında Bursa’da şair Hayli Ahmed Çelebi kahvede Bedî ve Kasım hikâyesini anlatırken kahve halkı kendini hikâyeye öylesine kaptırmış ki kimi Bedrinin kimi Kasım’m yanını tutmuş. Her iki yan da kendi kahramanının adı geçtikçe coşup bağırırlarmış ve bu coşkunluk anında Kasım’ı tutan Haylî Çelebi, karşı yandan olan Saçakçızade adlı bir başka hikâyeciyi kendisiyle alay ediyor diye bıçaklayarak öldürmüş.
Edebiyatın oyunlarla öğretilmesi ve sevdirilmesi esasına bağlı kalan Vildan Öğretmen, söz söyleme ve tiyatro kabiliyetine sahip öğrencilerden seçtiği ikişerli gruplara dört yanı seyirci öğrencilerle çevrilmiş bir meydanda, herhangi bir yazılı metne bağlı kalmadan, doğaçlama (tuluat) bir oyun oynatmıştır.
I. Orta oyunu
II. Meddah
III. Karagöz
Dokuzuncu sınıf öğrencisi Ahmet, Türk edebiyatı ders kitabı metninde tiyatro türünün “Çadır Hayal, Kol Korçak, hayal, suretbazan" gibi terimleri ve "el, iskemle, ip...” gibi çeşitleri olduğunu öğrenmiştir,
I. Taklit yoluyla çeşitli hikâyeler anlatılır.
II. Oyuncu kadrosu tek kişiden ibarettir.
III. Dekoru, elbisesi, sahnesi yoktur.