6. Sınıf: Din Kültürü - 5. Ünite : Temel Değerlerimiz - Ünite Tekrar Testleri - Test Çöz
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Din, dil, tarih ve kültür birliği içinde aynı toprak parçası üzerinde yaşayan insan topluluğuna millet denir. Vatan, bayrak, milli marş gibi değerler toplumda birliği sağlayan ortak değerlerin en önemlilerindendir. Bunlar, bir milleti millet yapan ve fertleri aynı gaye etrafında birleştiren değerlerdir. Bu değerler olmazsa o toplum kimliğini kaybeder. Toplum ancak bu değerlere bağlı olarak yaşadığı sürece mutlu ve huzurlu olur.
Bu parçadan hareketle;
I. Millet olmanın asgari ortak noktaları bulunmaktadır.
II. Millet olmak için aynı vatan sınırlarında yaşamak zorunlu değildir.
III. Vatan, Bayrak ve İstiklal Marşı Türk milletinin en önemli ortak değerleridir.
“Daha önceden Medine’yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine hicret edip gelenleri severler; onlara verilenler karşısında içlerinde bir çekememezlik hissetmezler; kendileri ihtiyaç içinde olsalar bile onları kendilerinden önde tutarlar. Nefsinin arzularından korunabilmiş kimseler, işte onlar mutluluğa kavuşanlardır.” (Haşr suresi, 9. ayet) |
Yeryüzünde Allah’ın istediği bir kulluk hayatını gerçekleştirebilmek için, hür bir vatan toprağına sahip olmak, imandan sonra en büyük nimetlerden biridir. Bu bakımdan din, vatan ve millet sevgisi, birbirinden ayrılmaz bir bütün teşkil eder. Hürriyetin sembolü olan bayrak da bir milletin şeref ve haysiyetini temsil eden en önemli değerlerden biridir. Bu sebeple, insanı ve toplumu çürümeye karşı koruyan ve milletin diri bir millet olmasını sağlamak İçin en büyük görevlerden biri olan dine hizmet etmek, vatana hizmet olduğu gibi; vatan ve milleti koruma adına yapılan tüm fedakarlıklar da dine bir hizmet sayılır.
Müslümanların birbirlerine karşı yerine getirmeleri gereken sorumlulukları vardır. Hz. Peygamber: “Müslümanın Müslüman üzerindeki hakkı altıdır: Onunla karşılaştığın zaman selâm ver, seni davet ettiğinde git, senden nasihat istediğinde nasihat et, aksırıp Allah’a hamt ettiğinde ona duayla karşılık ver, hastalandığında onu ziyaret et ve öldüğünde cenazesine katıl.” buyurarak bu sorumlulukları açıklamıştır.
(Müslim)
‘’….Ana babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve elinizin altında bulunan kimselere iyilik edin. Allah, kendini beğenip övünenleri elbette sevmez.''
(Nisa suresi, 36.ayet)
Cuma günü, Müslümanlar açısından gerek birey gerekse toplum olarak büyük bir öneme sahiptir. Hz. Muhammed; “Güneş’in doğduğu en hayırlı gün. Cuma günüdür...” diyerek bugünün önemine vurgu yapmıştır. Özellikle Cuma günü bazı davranışların yerine getirilmesini tavsiye etmiştir.
“Ev halkı” anlamına gelen ehl-i beyt, İslam’ın ilk dönemlerinden beri Hz. Peygamberin ailesi ve soyu için kullanılan bir tâbirdir. İslam toplumunda sevgi ve dostluğun kaynağı, kardeşlik ve yardımlaşmanın ortak noktalarından biri ehl-i beyttir. Çünkü Hz. Peygamberin aile fertleri, onun terbiyesinden geçmiştir.
Hazret-i Aişe: Ya Resulallah, Allah seni günah işlemekten muhafaza buyurduğu halde, neden bu gece de bu kadar çok ibadet ettin? diye sordu. Hz. Muhammed: “Şükreden kul olmayayım mı? Bu yıl içinde doğacak her çocuk, bu gece deftere geçirilir. Bu yıl içinde öleceklerin isimleri, bu gece özel deftere yazılır. Bu gece herkesin rızkı tespit edilir. Bu gece herkesin amelleri Allah’a arz olunur.” diyerek cevap verdi.
Nasrettin Hoca sokakta oynayan çocuklardan birinin ağladığını görür ve çocuğa:
- “Evladım ne oldu? Niçin ağlıyorsun?” diye sorar.
Çocukta:
- “Arkadaşım beni dövdü, kulağımı ısırdı” der. Bu kez Hoca çocuğun arkadaşına döner ve niçin arkadaşının kulağını ısırdığını sorar.
Bu soruya arkadaşı:
- “O kendi kulağını ısırdı” diyerek cevap verir.