6. Sınıf: İngilizce - 7. Ünite : Holidays - Ünite Tekrar Testleri - Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
“Şüphesiz biz seni müjdeci ve uyarıcı olarak gerçekle
gönderdik. Geçmiş her ümmet için de mutlaka bir
uyarıcı bulunagelmiştir. Eğer seni yalancı sayıyorlarsa
bil ki öncekileri de yalanlamışlardı. Peygamberleri
onlara belgeler, sayfalar ve nurlu kitaplar getirmişlerdi.”
(Fâtır suresi, 24-25. ayetler.)
Asr suresinde dini sorumlulukların temelini oluşturan
birtakım esaslardan bahsedilmiştir. Bu esaslar
bütünlük içinde benimsenerek yaşandığı takdirde
insanın dünya ve ahiret mutluluğuna ulaşacağına
işaret edilmiştir.
İnsan, içinde bulunduğu toplumla uyumlu yaşamaya
çalışan bir varlıktır. Din, bireyin bu çabasında insana
yardımcı olur. Getirmiş olduğu ilkelerle bireyin yaşadığı
çevre ile barışık, çeşitli sorunlardan arınmış
huzur dolu bir yaşam sürmesini amaçlar.
Hz. Yusuf (a.s.) bir gece uykusunda on bir yıldız,
Güneş ve Ay’ın kendisine secde ettiğini gördü. Bu
durumu babasına anlattığında babası onun ileride
önemli bir kişi olacağını anladı. Bununla birlikte Hz.
Yusuf’u (a.s.) uyararak ondan rüyasını kardeşlerine
anlatmamasını istedi.
Aşağıda İslam dininde korunması esas olan ilkelerden biriyle ilgili görsellere yer verilmiştir.
Bir araştırma şirketi hazırlamış olduğu bir anketle sokakta bazı vatandaşlara “Din denilince aklınıza ilk olarak ne
geliyor?” sorusunu yöneltmiştir. Bu sorunun yöneltildiği bazı kişilerin vermiş olduğu cevaplar aşağıdadır.
Elif: Din, akıl sahibi insanları hayırlı olan şeylere sevk eden ilahi bir kanundur.
Bekir: Din, yalnızca dünya hayatının düzeni için konulmuş kurallar bütünüdür.
Deren: Din, insanlardan yaratıcıya samimi ve içten duygularla bağlanmalarını ister.
Oğuz: Din, koymuş olduğu kurallarla birey ve toplum hayatını şekillendirir.
İslam dini malın korunmasını; din, dil, ırk ayrımı yapılmaksızın herkesin doğuştan sahip olduğu bir hak olarak görmüş
ve Kur’an-ı Kerim’de bu konuda çeşitli ilkelere vurgu yapılmıştır.
Buna göre kimse başkalarının emeğiyle geçinmeyi düşünmemeli, elinin emeği ve alnının teriyle kazanmaya gayret
etmeli, hakkından ötesine el uzatmamalı, kimsenin hakkını yememelidir.
1990’lı yıllarda iş amacıyla otobüs ile sık sık seyahat yapmak zorundaydım.
O zamanlarda kapalı alanlarda sigara içmek yasak
olmadığı için otobüs içerisinde birçok kişi sigara içerdi. Araç içerisindeki
duman beni oldukça rahatsız eder, yaşamış olduğum baş
ağrısının etkisiyle yolculuğum, eziyete dönüşürdü. Birkaç kişinin
içmiş olduğu sigaranın dumanı tüm otobüsteki insanların temiz
hava almasını engeller ve onların sıkıntılı bir yolculuk geçirmelerine
neden olurdu.
Hz. Peygamber, bir gün Sa’d isimli bir sahabenin
yanına uğramıştı. Namaz vakti girdiğinde Sa’d abdest
almak istedi. Sa’d abdest alıyor, bunu yaparken
de suyu bolca kullanıyordu. Bu durumu gören Allah
Resulü “Bu israf da ne?” buyurdu. Sa’d “Abdestte de
israf olur mu?” diye sorunca Hz. Peygamber “Evet,
akan bir nehir kenarında olsan bile.” buyurdu.
Bu olaydan;
I. malın korunması gereken bir değer olduğu,
II. ihtiyaç fazlası tüketimin dinimizce yasaklandığı,
III. batıl inançlardan kaçınılması gerektiği
Peygamberlerin peygamber olduklarını ispat etmek
amacıyla Allah’ın yardımıyla göstermiş oldukları
olağanüstü olaylara “mucize” denir. Kur’an-ı Kerim’de
peygamberlerin göstermiş oldukları çeşitli
mucizelerden bahsedilmektedir.