10. Sınıf: Felsefe - 6. Ünite : Ahlak Felsefesi - Ahlak Felsefesi - Ünite Tekrar Testi - Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Nietzsche'nin ahlak anlayışı bu dünya ahlakıdır, bir kalıp değer
ahlakı değil, bir özgürlük ahlakıdır. Başka bir dünya adına
bu dünyayı aşağılayan tüm ahlakların karşısındadır. Sıradan
insanların ahlakı tüm tehlikelerden kaçarak, inancın ve
göreneklerin belirleyiciliğine sığınacak, alışılmışlığın, herkes
gibi olmanın huzurunda esenliği bulacaktır. Sıradan ahlak
bir tür eylemsizlik ahlakıdır; hiçbir şey yapmayan günaha da
girmeyecektir. Kimileri hiçbir şey yapmamış bu yüzden ellerini
kirletmemişlerdir. Oysa seçkin ahlakı, bireyi ve özgürlüğü
temel alan ahlaktır.
İnsan, aklın etkinliği sonucu erdemli bir yaşama ve mutluluğa
kavuşur. Ahlaki davranış aklımızın irademizi eğitmesi
sonucu oluşan, doğru görüşle ortaya çıkar. Doğru görüş
bize davranışlarımızın aşırı uçlarının doğru olan ortasını bulmamızı
sağlar. İşte bu doğru olan orta, erdemdir. Örneğin
cesaret bir erdemdir; çünkü atılganlık ve korkaklığın doğru
olan ortasıdır.
- “Zihnindeki yargıç çok acımasız; kimse seni kendini yargıladığın kadar yargılamıyor.”
- “Açık bir yürek, içten bir niyet bütün yolları açar.”
- “Bilişin kadar cahil, oluşan kadar bilgesin.”
- “Özgürleşmek, neye inanıp neyi hissedeceğine başkalarının değil, kendinin karar vermesi demektir.”
Ahlak felsefesi olmadan da ahlak vardır. Başka bir deyişle,
ahlak etikten önce vardır. Çünkü en ilkel toplumun bile kendine
göre bir ahlakı vardır. Ahlak felsefesi ise, temel kavramlarını
yakın bilgi dallarının kavramlarından ayırıp, kendine
özgü kavramlar durumuna getirdiği zaman kurulmuştur
denilebilir.
- Ahlak, toplum hayatı içinde bireylerin ilişkilerinin ilkelerini
belirleyen ve onların hayatına yön veren kurallar toplamıdır.
- Etik, var olan ahlaki değerler üzerine düşünmek, onu
araştırmak, anlamaya çalışarak değerlendirme yapmaktır.
Düzen, dinginlik her şey demek değildir. Hemen herkes
düzenden yanadır. Her yerde kalıp biçimler vardır. Her şey
değişmeyi önerir ya da yaşar gibidir. Bunlar istemeyen ama
yetinen, savaşmayan ama benimseyen, karşı çıkmayan ama
onaylayan sinmiş korkaklar sürüsüdür. Oysa yaşam bir coşkudur.
Bu coşku doğrudan doğruya yaşamı göze almakla
mümkündür. Yaratıcı insan sevince yönelen bunun için acıyı
göze almış insandır. “ Size şunu söylüyorum, dans eden bir
yıldız doğurabilmek için kendinde bir kaos gezdirmek gerekir.”
“Tüm varoluşçuların ortak özelliği koyu bir bireyciliktir. Varoluşçulara
göre, olmak istediğimiz kişiyi seçerek kendi
özümüzü oluştururuz. İnsan özünü kendisi yaratır, kendisini
nasıl yaparsa, biçimlerse öyle olur.”
Nietzsche'ye göre, insanoğluna iyinin ve kötünün ne olduğunu
açıklayacak ve kabul ettirecek üstün otoriteler yoktur
artık. Tanrı ölmüştür ve insanoğlu yapayalnızdır. Yaşamın
anlamını, bağlanacağı değerleri, özgürlük içinde yani baştan
yaratmak zorundadır. Artık bu çevrede insan için gerekli
olan şey iyilik değil, güçlü olmaktır.
Ahlak yargıları ne doğrudur ne de yanlış. “Hayvanlara işkence,
vicdansızlıktır.” cümlesi ile “Kar beyazdır.” cümlesi
gramere uygun olabilir. Fakat “Kar beyazdır.” cümlesi şeylerin
nasıl tasvir edildiği ile ilgiliyken, “Hayvanlara işkence,
vicdansızlıktır.” cümlesi değerlendirme içerir.