11. Sınıf: Türk Dili ve Edebiyat - 6. Ünite - Fıkra - Ünite Tekrar Testleri Test Soruları - Test Çöz- 2023 Yeni MEB Eğitim Müfredatına Uygun Yeni Nesil 11 Sınıf Türk Dili Edebiyatı Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Fıkra, Türk edebiyatına Tanzimat Dönemi’nde gazete yoluyla girmiştir. Cumhuriyet öncesinde --- gibi yazarlar fıkra türünde eserler vermişlerdir.
Sohbet ünitesi bittikten sonra öğretmen “Kimdir Bu?” oyunu oynayacaklarım bunun için herkesin bir yazarı tanıtan metin hazırlamasını istemiştir. Elifin hazırladığı metin şöyledir:
“Yazar Servetifünun sanatçılarıyla aynı dönemde yaşamasına rağmen sanat anlayışı açısından bağımsız bir yol izlemiştir. Edebiyat tarihimize daha çok hatıra, makale, sohbet, gezi yazısı, tarih ve okul kitapları gibi türlerde yazdığı eserleri ile katkıda bulunmuştur. Eserlerini kısa, canlı cümlelere, yaygın ve güncel deyimlere dayanan arı bir İstanbul Türkçesiyle yazmıştır. Ahmet Mithat’ın devamı niteliğinde yazan sanatçı sohbet türünün ilk yetkin örneklerini vermiştir. Ramazan Sohbetleri adlı eserinde bu türdeki yazılarını görebiliriz.”
Elif, bu metni sınıfta okuduktan sonra arkadaşlarından Ahmet ve Murat, Hüseyin Rahmi Gürpınar; Leyla, Gizem ve Ali, Tevfik Fikret; Berfin ve Tolga, Hüseyin Cahit Yalçın; Can, Sıla ve Ebru, Ahmet Rasim; Şeyma ve Ceren Halit Ziya Uşaklıgil cevabını vermiştir.
“Büyümüş, icazet almış biri olarak İlmî erkân arasına girmiş, Anadolu ve Rumeli payelerini almış, yalısında şeyhülislamlığı bekleyip otururmuş.”
Batı’da Doğulu adam tipine çok rastlanıyor. Birçok Avrupalı ve Amerikalı sanki bir Asya memleketinde doğup büyümüş gibi bize yakındırlar. İtalyan tarihçisi ve düşünürü Gugaliyelmo Ferrero’nun Geçmişle Gelecek Arasında adlı kitabında izah ettiği gibi. Bugünkü Avrupa ve Amerika’nın Asyacılığını tarif etmek zordur. Büyük Hint şairi Tagore bunu anlamışa benziyor. O, büyük bir ısrarla ruhçuluğu, iç hayat derinliğini Doğu’nun manevi yükselme özleyişini Batı’nın maddeciliği ile aceleciliği ile, doymak bilmez kazanç hırsı ile, sonsuz çalışma humması ile karşılaştırıyor. Fakat dikkat etmiyor ki Doğu ile Batı arasında gördüğü çatışma, Batı’nın kendi içinde de vardır. Doğu ve Batı gibi kendi kendisiyle mücadele hâlinde iki Avrupa ve iki Amerika vardır. Her Avrupalı ve her Amerikalı, ne kadar aydın olursa olsun, aynı zamanda hem Batılı hem de Doğuludur.
Peyami Safa
Sohbet ünitesi bittikten sonra öğretmen “Kimdir Bu?” oyunu oynayacaklarım bunun için herkesin bir yazarı tanıtan metin hazırlamasını istemiştir. Elifin hazırladığı metin şöyledir:
“Yazar Servetifünun sanatçılarıyla aynı dönemde yaşamasına rağmen sanat anlayışı açısından bağımsız bir yol izlemiştir. Edebiyat tarihimize daha çok hatıra, makale, sohbet, gezi yazısı, tarih ve okul kitapları gibi türlerde yazdığı eserleri ile katkıda bulunmuştur. Eserlerini kısa, canlı cümlelere, yaygın ve güncel deyimlere dayanan arı bir İstanbul Türkçesiyle yazmıştır. Ahmet Mithat’ın devamı niteliğinde yazan sanatçı sohbet türünün ilk yetkin örneklerini vermiştir. Ramazan Sohbetleri adlı eserinde bu türdeki yazılarını görebiliriz.”
Elif, bu metni sınıfta okuduktan sonra arkadaşlarından Ahmet ve Murat, Hüseyin Rahmi Gürpınar; Leyla, Gizem ve Ali, Tevfik Fikret; Berfin ve Tolga, Hüseyin Cahit Yalçın; Can, Sıla ve Ebru, Ahmet Rasim; Şeyma ve Ceren Halit Ziya Uşaklıgil cevabını vermiştir.
Öğrencilerin verdikleri cevaplardan sonra öğretmen bu yazarlardan birinin Türk edebiyatında sohbet türünde değil, şiir türünde yetkin örnekler verdiğini söyledi. Hatta daha önce şiirlerini aruz ölçüsüyle yazdığı hâlde son yıllarında çocuk şiirleri yazmakla meşgul olduğunu, yalın bir dille ve hece ölçüsüyle yazdığı bu şiirlerini de 1914’te yayımlanan Şermin adlı kitapta topladığını belirtti.