6. Sınıf Türkçe 6. Ünite : Sözcük Türleri - İsim ve Sıfat Tamlamaları Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Kenan: Belirtisiz isim tamlamalarında tamlayan ek almaz, tamlanan ek alır.
Mert : İsim tamlamalarını oluşturan birinci sözcüğe tamlayan ikinci sözcüğe tamlanan denir.
Filiz : Belirtili isim tamlamalarında tamlayan ve tamlanan ek alır.
Fatih : Tamlayan ve tamlananın ekleri vardır. Tamlayan ekleri “-i,-i,-u,-ü”, tamlanan ekleri ise “ -ın, -in, -un, -ün” ekleridir.
Belirtisiz isim tamlamalarında tamlayan, tamlananın neyden meydana geldiğini gösterebilir.
Kuşların kanatlarında gör bizi
Yağız atların saçlarında sev bizi
Toprağın kokusunda içine çek bizi
Güzel gözlü yâr gel artık
Güllerin içinde gör beni
Rüzgârın uğultusunda duy beni
Gece karanlığında işit sesimi
Güzel gözlü yâr gel artık
Adnan ŞAHİN
Kuşların kanatlarında gör bizi
Yağız atların saçlarında sev bizi
Toprağın kokusunda içine çek bizi
Güzel gözlü yâr gel artık
Güllerin içinde gör beni
Rüzgârın uğultusunda duy beni
Gece karanlığında işit sesimi
Güzel gözlü yâr gel artık
Adnan ŞAHİN
Belirtili isim tamlaması; tamlayanı ilgi eki (-in); tamlananı da iyelik eki (-i) almış isim tamlamasıdır.
Tamlayan ve tamlananın her İkisinin de ek aldığı isim tamlamalarına belirtili isim tamlaması denir. Örneğin “öğretmenin evi” söz grubunda “öğretmen” sözcüğüne “-in” tamamlayan eki “evi” sözcüğüne ‘’-i'' tamlanan eki gelmiştir.
Belirtili isim tamlaması, tamlayan ve tamlanandan oluşur. Bu isim tamlaması çeşidinde tamlayan, ekini (-ın, -in, -un, -ün, -nın,- nin, -nun, -nün, -im); tamlanan ise (-t, -i, -u, -ü, -sı, -si, -su, -sü, -im) alır.
(I) Türk şiiri sözlü geleneğe dayanır. (II) Sözlü edebiyatın ürünleri olan “koşuk, sagu, destan” gibi şiir türleri ile zengin bir şiir dilinin temelleri atılmıştır. (III) Dilden dile dolanan sözlü şiir geleneği, halk arasında şiire olan ilgiyi de arttırmıştır. (IV) Bütün bu evrelerden sonra yazının kullanılmaya başlanmasıyla Türk şiiri günümüze kadar gelişim ve değişimini sürdürmüştür.