İletişimin Gücü - 2

Hayatın her alanında iletişim vardır. İletişim başlatmak için uygun kelimeler kullanmak iletişimi olumlu yönde etkiler.

İletişim kurarken “ben dili” kullanan bir kişi karşısındakine empati ile yaklaşır. Kendi düşüncesini ortaya koyarak yardımcı olmaya çalışır. Örneğin, geç kalan bir arkadaşımıza “Her zaman geç kalıyorsun!” demek yerine “Seni görmeyince meraklandım.” demek olumlu bir iletişim biçimidir.

İnsan, toplum içerinde yaşayan bir varlık olduğundan diğer insanlarla iletişim kurması gereklidir.

Beden diline bakarak bir insanın o anki durumu hakkında bilgi edinilebilir. İçinde bulunduğu ruh haline göre dışarıya verdiği işaretler farklılık kazanır. Beden dili ile kişi aslında kendi durumunun mesajını da vermiş olur.

“Allah bir ağız, iki kulak vermiş. İki dinle bir konuş.”

Kitap okuyan bireylerin kelime dağarcığı artar. Bu da insanın daha fazla kavramla düşünebilmesini, düşündüklerini daha iyi ifade edebilmesini ve karşısındakini de daha iyi anlayabilmesini sağlar.

Özellikle roman ve hikaye okuyan bireyler kendilerini karakterlerle özdeşleştirir. Bu durum günlük hayatta da kişinin empati kurmasını kolaylaştırır.

Karşımızdaki birey konuşurken konuyu bölmemek, sürekli aralara girerek anlatımın akıcılığını bozmamak gerekir. Anlatım gerçekleşirken önemli bir noktasında ani bir soru sormak konunun dağılmasına yol açabileceği gibi aynı zamanda anlatılan konunun anlık heyecanına da olumsuz etki etmiş olur.

İnsanlar bir topluluk önünde konuşurken kılık kıyafetine önem vermelidirler.

ABD’deki bir şirketin yaptığı araştırmaya göre 8-18 yaş arası çocuklar günde 7,5 saat teknolojik aletlere maruz kalmaktadır. Bu 7,5 saatlik sürede birbirleriyle yüz yüze konuşmak yerine ekranlar aracılığıyla iletişime geçmektedirler. Bu şekilde iletişimin devam etmesi hâlinde taklit ve deneme yoluyla geliştirilen konuşma ve iletişimin geleceği iyi görünmemektedir.