Avrupa'da Uyanış - 4

İstanbul, Türklerin eline geçince Avrupalıların doğu ile olan ticaret yollarının bir bölümü kapanmıştır.

Sanayi İnkılabı ile Avrupa’da yaşayan insanlar, köylerden fabrikaların kurulduğu şehirlere hızla göç etmeye başladı. Şehirlerin nüfusunda artışlar yaşandı. Çevre kirliği ve konut yetersizliği ortaya çıktı. Salgın hastalıklar binlerce insanın hayatını kaybetmesine sebep oldu.

Fransız İhtilali ile Tanrı tarafından korunduğuna inanılan ve yeryüzünde tanrısallığın temsil edilmesi ilkesini temel edinen teokratik devlet düzeni yıkıldı. Teokratik yönetim anlayışının en önemli dayanak noktalarından birinin yıkılması büyük sonuçlar doğurdu. Din merkezli düşünce yerini ulusal, insancıl ve akılcı yaklaşımlara bıraktı.

Buhar gücüyle artış kaydeden üretim, ucuz nakliyat ve büyük miktarda mamulün pazarlara transferi sayesinde büyük kârlar elde eden ve sermayesini güçlendiren şirketlerin artışına neden oldu. Demir yolu, buharlı gemi işletmeciliği ve deniz aşırı ticaret kapasitesine sahip mamul üretimi yapan fabrika sahipleri, ekonomik açıdan güçlendiler.

Verilen bilgilere bakıldığında;

I. Sanayi üretiminin arttığına
II. İşçi haklarının iyileştirildiğine
III. Ulaşım ağının geliştiğine

Aydınlanma Çağı’nda;

• Gezegenlerin Güneş etrafındaki yörüngesinin dairesel değil ekliptik olduğu kanıtlanmıştır.
• Doktor William Harvey, kalpten başlayan kan dolaşımını tanımlamıştır.
• Antonie van Leeuwenhoek’in en küçük canlıların yaşam bilimi olan mikrobiyolojinin doğuşunda, mikroskobun icadının önemli bir yeri vardır.

Coğrafi keşiflerle Akdeniz ticaretinin önem yitirmesi Osmanlı’yı olumsuz etkiledi. Osmanlı elindeki İpek ve Baharat yolundan beklediği kazancı elde edememiş yeni ticaret yollarıyla Osmanlının stratejik öneminde azalma görülmüştür.

Fransa Kralı XVI. Louis’in ülkesini baskıyla yönetmesi nedeniyle halk Fransa’da monarşi rejiminin yıkılıp yerine cumhuriyetin kurulması sağladı.

Gök bilimci Bruno Kopernik’in fikirlerini savunduğu için Engizisyon Mahkemesine çıkarıldı. Düşüncelerinden vazgeçmesi için işkence görmesine rağmen görüşlerinden vazgeçmedi ve ölümle cezalandırıldı.

15. yüzyılın başlarında Avrupalılar Afrika’nın batı kıyılarına ulaşmışlar ve Çin ile Hindistan’a gidecek yeni yollara ulaşma düşüncesini ortaya koymuşlardır. Özellikle Venedikli seyyah Marco Polo’nun anlattıkları Uzakdoğu bölgeleri için destansı bir zenginlikler imajı yaratmaktaydı. Meraklı denizciler ve krallar bu zenginliklere ulaşmak istediler. Yeni yolların bulunması önemliydi. Uzakdoğu’dan gelen malların birçok yoldan gelerek Avrupa piyasasına pahalı sürülmesi Avrupalıları yeni ticaret yolları için daha çok cesaretlendiriyordu.