7. Sınıf: Sosyal Bilgiler - 2. Ünite : Kültür ve Miras - İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın - Test Çöz
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
İstanbul II. Mehmet’ten önce de birçok defa kuşatılmasına rağmen bir türlü alınamamıştır. Ancak birçok defa aşılamayan devasa surlar Osmanlı’nın topları ile yerle bir edilerek artık yüksek duvarların şehirleri koruyamayacağı anlaşılmıştır.
Osmanlı Devleti’nin büyümesinde “Baciyân-ı Rum” denilen kadınların da büyük rolü vardır. Gerektiğinde vatan savunmasına da katılan bu kadınlar kültürel, sanatsal, sosyal ve ekonomik alanlarda önemli katkılar sağlamışlardır.
İlme, sanata ve ahlâka son derece önem verilen Ahilikte, Ahi Evran’ın eşi Fatma Bacı, dünyanın ilk kadın teşkilatı olan “Bacıyan-ı Rum” teşkilatını yani Anadolu Kadınlar Birliği’ni kurmuştur. Bacıyan-ı Rum teşkilatına mensup hanımlar üretim yapar ve mesleklerini icra ederlerdi. Çadırcılık, keçecilik, nakışçılık, örgücülük, kilim ve halı dokumacılığı, ipek ve pamuk ipliği gibi üretim faaliyetlerinde yer alırlardı.
Verilen bilgilere bakıldığında Bacıyan-ı Rum ile ilgili;
I. Kadınlar ülke savunmasında rol almıştır.
II. Sosyal ve ekonomik hayatta önemli bir yeri vardır.
III. Kadın teşkilatı olarak hizmet etmiştir.
Osmanlı Devleti bir yerin fethinden hemen sonra şehre “kadı” atardı.
Osmanlı Devleti, gayrimüslim toplulukları mümkün olduğu ölçüde kendi iç meselelerinde serbest bırakmış, aralarındaki anlaşmazlıkları kendi din ve inançlarına göre çözüme kavuşturmalarına imkân sağlamıştır. Çeşitli ülkelerde inançlarından dolayı baskı ve zulüm gören insanlar Osmanlı topraklarına kabul edilmiştir. Vicdan ve ibadet hürriyeti tanınan bu insanlara dinlerini değiştirme konusunda zorlama yapılmamıştır.
Tarihçi Nikolas Jorga (Nikılıs Yorga) İstanbul kuşatmasında şehrin savunmasının Rumlardan daha çok 4. Haçlı Seferi ile İstanbul’a yerleşen batinler tarafından yapıldığını belirtir. Kuşatma günlerini bizzat gören Bizans Tarihçisi Ducas (Dukas) ise Latinlerin baskısından bıkan halkın “Latin külahı görmektense Türk sarığı görmek evladır.” sözünü söylediklerini belirtir.
7A sınıfı öğrencileri Osmanlı Devleti’nin sınırlarını gösteren bu haritayı incelemişler ve aşağıdaki sonuçlara ulaşmışlardır;
• Osmanlılar o zamanki dünya ticaretinde kritik bir noktada yer alan Karadeniz ve Akdeniz civarında yer alan hemen hemen bütün şehirleri ele geçirmiştir.
• Osmanlı hâkimiyeti büyük ölçüde Hristiyan olan Bulgar, Sırp, Yunan vb. ulusların yaşadığı Balkan coğrafyasının tamamına ve Güneydoğu Avrupa’nın büyük bölümüne kadar yayılmıştır.
• Osmanlı Devleti yakın bölgede yer alan İslam ülkelerinin çoğuna hâkim olmuştur.
İstanbul’un fethi ile Fatih unvanını alan II. Mehmet, muzaffer bir edayla Ayasofya kilisesinin kubbesine tırmanarak şehirde olan bitenlere göz gezdirdi. Şehir halkına can ve mal güvenliği temin eden Fatih Sultan Mehmet, kentin mümkün olduğunca zarar görmeden Osmanlı hâkimiyetine geçmesine özen gösterdi. Bu sebeple üç gün izin verdiği yağma emrini ikinci gün kesti. Çünkü İstanbul’u imparatorluk başkenti yapmak istiyordu.