7. Sınıf: Sosyal Bilgiler - 2. Ünite : Kültür ve Miras - Ünite Tekrar Testleri - Test Çöz
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Orhan Bey zamanında Yaya ve Müsellem ordusu kurulmuştu. Yaya (piyade) ordusunun başında yayabaşı veya çeribaşı adlı bir komutan bulunmakta ve onbaşı, yüzbaşı, binbaşı gibi rütbeler taşıyan komutanlar tarafından yönetilmekteydi. Müsellemler ise, sipahi, yâni atlı birliklerdi. Böyle bir teşkilatın Anadolu Selçuklularında da olduğu bilinmektedir.
Devşirme yöntemine göre savaşlarda esir alınan Hıristiyan gençler, öncelikle Anadolu’daki Türk çiftçi ailelerinin yanına gönderilir, bu ailelerin yanında Türk-İslâm geleneklerine göre yetiştirilir; hem Müslüman olurlar, hem Türkçe öğrenirlerdi. Bu süre 3 ile 8 sene arasında değişmekteydi. Daha sonra Acemi Ocağı’na alman bu gençlere gündelik 1 akçe ücret ödenirdi. Acemi oğlanları da denen geleceğin yeniçerisi bu gençler, sadece askerî eğitim almakla kalmazlar, bu dönemde çeşitli imalathanelerde, devlet gemilerinde, odun ambarlarında, hasta odalarında; hatta câmi, medrese, saray, hastane, çeşme, köprü; hanedan mensupları, vezirler ve yeniçeri ağası tarafından yaptırılan bina inşaatlarında çalışırlardı. Acemi Ocağı’nda yeterince kalan ve eğitimleri yeterli görülenler, buradan günlük iki akçe ücretle Yeniçeri Ocağı’na nakledilirlerdi.
Tımarlı Sipahi, tımarı dahilindeki toprakların ve bu toprakları işleyen reayanın vermekle mükellef bulunduğu vergilerin toplayıcısı ve kendi maaşının sahibiydi. Yani, ancak kendisinden istenen belirli hizmetleri yerine getirdiği müddetçe devlete ait çeşitli vergileri kendi hesabına toplamak hakkına sahipti. Kendisine tahsis edilen vergiler, vazifeye bağlı bir nevi maaş gibiydi. Bundan dolayı, bir mülk gibi satılması, vakfedilmesi veya miras olarak bırakılması mümkün değildi.
Verilen bilgiye bakıldığında;
I. Tımarlı sipahinin mülkiyet hakkının bulunmadığı
II. Devletin tarım üzerinden gelir elde ettiği
III. Tımar sisteminin son dönemlerde bozulduğu
Osmanlı Devleti’nde tarım en önemli ekonomik faaliyetti. Ekilebilir arazinin büyük bölümü devlete aitti. Devlet her köylü ailesinin geçimini sağlayabileceği kadar toprağa sahip olmasını sağlamaya çalışırdı. Arazilerin önemli bir bölümünden toplanan vergi ile ordunun en kalabalık sınıfını meydana getiren “Tımarlı Sipahi” sınıfının ihtiyaçları karşılanmaktaydı.
Osmanlı Devleti’nde yönetici ve askerî sınıf dışında kalan kesime “reaya/halk” denilirdi. Reayanın büyük bölümünü şehirliler ve köylüler meydana getirmekteydi. Köylüler tarım ve hayvancılıkla, konargöçer yaşayan reaya ise yaylak ve kışlaklarda hayvancılıkla uğraşıyordu. Şehirlerde yaşayanlar imalat işleri ve ticaretle geçimlerini sağlıyorlardı.
Osmanlı Devleti, izlediği hoşgörülü ve adaletli siyaseti ile birbirinden farklı milletlerin birlikte yaşamalarını sağlamıştır. Sınırları içerisindeki farklı milletlere mensup insanlar, dillerini, dinlerini, kültürlerini herhangi bir baskı ile karşılaşmadan yaşamışlardır.
Yukarıda Osmanlı Devleti’nin kurulduğu döneme ait (14. yüzyıl başları) Anadolu’nun haritası verilmiştir.
Verilen haritadan hareketle;
I. Tüm Anadolu’yu kontrol eden merkezi bir devlet bulunmamaktadır.
II. Anadolu Türkler! arasında siyasi birlik kurulamamıştır.
III. Beylikler arasında askerî ve siyasi açıdan en güçlü olan beylik Karamanoğulları’dır.
IV. Anadolu’da Türkler dışında başka milletler de yaşamaktadır.
Yukarıda Osmanlı toplumunun sosyal hayatı ile ilgili bazı görseller verilmiştir.
Bu görsellerden hareketle Osmanlı toplumu ile ilgili olarak;
I. Farklı ekonomik faaliyetlerle uğraşmışlardır.
II. Hem göçebe hem de yerleşik bir hayat yaşanmıştır.
III. Göçebe topluluklar hayvancılık faaliyetleri ile uğraşmıştır.
IV. Halkın çoğunluğu şehirlerde yaşamaktadır.